" Jaebum!"
Jaebum'da Mark gibi şok olmuştu. Hiç bir şey söyleyemiyorlardı, sadece birbirlerine bakıyorlardı.
Mark sonunda konuşmak için cesaret buldu.
" Neden ona yardım ediyorsun?"
Jaebum cevap vermedi, o yüzden Mark sorusunu yineledi.
" Neden ona yardım ediyorsun?"
" Ben... Ben..."
Mark bu sefer bağırdı.
" Neden ona yardım ediyorsun?"
" Beni de, senin gibi kullanıyor."
" Ne?"
" Eğer onun dediklerini yapmazsam aileme zarar vereceğini söyledi."
Mark fısıldadı.
" Bana da aynısını söyledi."
Jaebum ağlamaya başladı.
" Özür dilerim. Lütfen beni affet. Lütfen."
" Tamam, sorun değil. Lütfen ağlama, senin suçun değil."
" Eğer senin beni bildiğini öğrenirse beni öldürür."
" Hayır, bunu öğrenmeyecek. Ellerimi bağla. Kimse bunu öğrenmeyecek."
Mark'ın gözlerinin içine baktı.
" Gerçekten mi?"
" Evet. Hadi bağla."
Gözlerini kuruladı ve ayağa kalktı. Mark'ın arkasına geçerek ellerini bağladı.
Kapıya doğru yürüyerek, kapıyı açtı.
" Özür dilerim Mark. Yaptığım ve yapacağım şeyler için."
Mark ona cevap vermedi.
Jaebum kapıyı kapattı.