(8.Bölüm-1)

4.3K 417 17
                                    

Huhu hepinize selam. Merakla beklenen haftalık yb geldi.

Keyifli okumalar...

&&&

Multi: Didem

"Bil bakalım, ben kimim?"

Gözlerimin ansızın kapandığını, göz çehremin avuç içi sıcaklığı ile buram buram ısındığını duydum. Yorulan gözlerime avuç içinin sıcaklığının iyi geldiğinden bir müddet konuşmadım, bekledim.

"Yırtık donlu canavar olabilir misin?"

"Oha! En yakın arkadaşını bilemedin mi?"

Gözlerimden ellerini çekmeden gönlünü almak için latife yaptım. "Benim en yakın arkadaşımın kalbi herkesten güzel."

"Yaa!" diye cırladı. Eminim sesindeki hayret yüzüne de yansımıştı.

"Ne zannettin? Onun bir yüreği var berrak göller kadar duru, tertemiz. İç güzelliğinin parıltısı dışına yansımış. Güneş kadar umut veren sarışın saçları, deniz kadar huzur veren mavi gözleri var."

"Uff! Çok şanslı olmalı bu kişi. Adı ne acaba?"

Direk adını söylemeden naz yaparak söylemeye ant içmiştim. " İsminden ziyade anlamı daha güzel; gözüm gibi sevdiğim, değerlim demek."

Pamuk ellerini gözlerimden çekerek boynumdan aşağı sımsıkı sarıldı. "Bir tanesin sen, en iyi en sevdiğim arkadaşımsın."

Aynı şekilde karşılık vererek sarıldım. Didem'i böyle mutlu etmek hoşuma gidiyordu; sonuçta ikimizde duygusal insanlardık.

"Sana mükemmel haberlerim var Afrodit. Duyunca sen de çok sevineceksin, sevin sevin bir hal olacaksın."

Yağız'ın gül gül öleceğiz lafından sonra, Didem'in sevin sevin bir hal olacaksın lafı baygınlık derecesinde oflama getirse de anlatacaklarını önceden bilmenin gururunu yaşadım.

Önceden biliyordum çünkü bu sahneyi Yağızla birlikte Didem'in haberi olmadan planlamıştık. Emek pasajından çıkıp evin önüne geldikten sonra Yağız bir müddet daha geyik yaptı. Akabinde sevineceğim haberi paylaştı ve bunun gerçekleşmesi için anlaştık."

"Şu anda çığlık atmamak için kendimi zor tutuyorum Selin" dedikten sonra sevinçle yüzünü elleriyle kapadı.

Dudaklarını gizliden gizliye kemiren bir sincap gibi şirin bir gülümseme attım.

"Dün akşam Yağız mesaj attı, konuşmak için bahçeye çağırdı. O sırada tırnaklarıma mat renkli oje sürüyordum ki hemen yatağın kenarına fırlatıp attım, saçlarımı alel acele taradım, bir iki fırt da parfüm sıktıktan sonra apar topar çıktım."

Konu derine açılıyordu ki Şehriye abla çat kapı içeri girdi. Elindeki meyve tabağıyla kötü kötü baktı. Genelde adeti böyledir, kapıyı her açtığında çıplak insan yakalar gibi bakar.

Sağ kaşını yukarı kaldırarak "Kızlar!" dedi, dik dik baktı. "Alın bahın size meyve getirdim. Şu portakaldan yiyin bol bol, C vitaminidir hemide."

"Çok güzel! Demek c vitamini," dedikten sonra küfür edermişçesine baktım, gözlerimi pörtlettim.

"Hee! Yohsa başka bir vitamin mi vardı içinde."

Gözlerimin önünde beyaz askılı blüzümün içine portakal yerleştiren Yağız canlandı. Ölümcül bakışlarla Şehriye ablaya baktım. "Herkese vitamin aldırmaya çalışma Şehriye abla!"

"Yahu Selin neden öyle düşünüyorsun sevaptır. Geçenler de buraya bir oğlan geldi seni tanıyormuş, adı da..." dediği anda yerimden ok hızında fırlayarak Şehriye ablanın kucağına atıldım, çenesini kapadım. "Boş ver sen bunları Şehriye abla, vitamini biz alalım onlar bok alsın."

"Bah! Selin oluyor mu hiç?"

Şehriye ablanın koluna asılıp, kapıyı açtım. "Bende seni seviyorum ablaların en güzeli. Sonra yine görüşeceğiz ben sana soracağım vitaminleri merak etme..."

Zor da olsa Şehriye ablayı konuşmadan odadan çıkarttım. Az daha bir çuval inciri berbat edecekti.

"Bu kadını çok seviyorum ya gül gül bizi öldürüyor," dedi Yağız'ı anımsatırcasına Didem.

"Ya ne demezsin gül gül ölüyoruz" dedim sinirle kafamı çevirdim. "Şu Yağız'ın repliklerini de kullanmaya bir son ver artık, çok sıkıcı oluyorsun."

"Ne yapayım elimde değil, ona sırılsıklam aşığım..." dedi omuzlarını silkti.

İçimden nefretle salak diye iç geçirdim. Aşık ola ola Yağız'a oldu. Yağız hiç aşık olunacak bir tip miydi? Yine onun mutlu olması için taşın altına elime sokup Yağız'ı ona ayarlamaya çabalıyordum.

"Sonra işte aşağı indim, oturup yan yana konuştuk."

"Aşağı mı indiniz, niye ki?"

"Yağızla konuşmak için. Sen beni dinlemiyor musun Selin?"

Şehriye abla insanda akıl mı bırakıyor ki? Vitaminmiş, peh! Geldi yine ortalığının içine sıçrattı, gitti.

"Pardon canım dalmışım. Ee sonra ne oldu, ne konuştunuz?"

"Daha çok kelimeleri ağzında geveleyip durdu ama ben anladım, Yağız benden hoşlanıyor..." dedi ellerini kalbinin üstüne koydu. "Yarın evinde bir parti verecek benimde katılmamı istiyor. Hem de özel davetlisi olarak."

Güzel! İşler tam istediğim gibi gidiyordu. Şuan ki mutluluğuna ortak olmak için ellerimi birbirine kenetledim, dudak payından ince, muzipçe gülümsedim...



&&&

2.PART DEVAM EDİYOR...

Çılgın DersaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin