21.Bölüm ⚡️ *Kahvaltı Keyfi *⭐️💕

Почніть із самого початку
                                    

"Valla her eve bir sen lazım. Ellerine sağlık her şey çok güzel."

Bana küçük bir kahkaha bahşetti. Ama sen böyle gülersen ben erir biterim be yavrumm.

"Afiyet olsun. Beğendiğine sevindim." dedi.

Sessiz bir on dakikanın sonunda kahvaltımızı ettik. Dediği gibi tabağımı bitirmiştim. Ayağa kalkıp boşları toplamaya başladım. Zaten her şeyi o hazırladı, bari toplamada yardım edeyim değil mi?

Bardağındaki son bir yudum çayı içip oda kalktı. Ve artan kahvaltılıkları dolaba yerleştirdi. Ardından yanıma geldi.

"Ben sudan geçireyim, sende makineye yerleştir. Hem böylece daha çabuk biter." dedi.

Gülümseyip, "Tamam." dedim.

O bulaşıkları sudan geçirirken ben makineyi diziyordum. Aramızda kısa bir sohbet geçti. Sohbeti Deniz başlattı.

"Eee. Hangi takımlısın?" diye sordu.

"Tabiki de Fenerbahçe'liyim. Sen?" diye sordum bende.

"Tabikide Galatasaray'lıyım." diye beni taklit ederek bir cevap verdi.

"Peki. Nelerden hoşlanırsın? Yani boş zamanlarında neler yapmaktan hoşlanırsın?"

"Kitaplara aşığım. Tabi her kitap türüne değil. Çoğunlukla roman okurum. Ama her gün mutlaka 1 saat okurum. Kitapların hayatımdaki yeri oldukça büyük." dedim.

Gerçekten de öyleydi.

"Vaayy. Karşımda gerçek bir kitap kurdu var desene."

"Evet. Odamda kocaman bir kitaplığım var. Kocaman derken bana göre yani. İstediğin zaman, istediğin kitabı verebilirim sana." diye belirttim.

"Gel benimle." deyip elimden tuttu. Şaşkın gözlerle ona baktım. Heyecandan dilim tutulmuştu. Ne zaman bedenlerimiz birbirine temans etse heyecanlanıp, utanıyordum.
Birşey diyemeden onunla gittim.
Dar kolidordan geçip sağ tarafta bulunan ve burda bulunduğum süre zarfında hiç görmediğim bir odaya geçtik. Geçer geçmez gördüğüm şeyle yerimde donup kaldım. Ve,

"Vay canına." dedim şaşkınlığımı gizleyemeden.

"Berke gidince çoğu eşyasını yanında aldı. Kalanlarıda ben çıkardım burdan. Ve gördüğün gibi uzun zamandır hayalini kurduğum şeyi yaptım." diye gözleri parlayarak gülümsedi.

Karşımdaki dev kitaplıktan gözlerimi alamıyordum. Üç duvarda boydan boya ve yukardan aşağıya raflarla döşenmişti. Kitaplar ise müthiş bir titizlikle raflara dizilmişti. İlk duvar,

"Roman köşesi", ikinci duvar, " şiir köşesi ", ve üçüncü duvar, " en sevdiklerim " diye ayrılmıştı.
Raflara yaklaşıp kitaplarda elimi gezdirdim.

"Bunlar çok güzel." diye fısıldadım.

"Bu gördüklerin yılların birikimi. Saklayıp böyle değerlendirdim işte." dedi.

"Çok iyi yapmışsın." dedim.

Hala hayran hayran kitaplığı inceliyordum. Benim ona dediğimi tekrar bana söyledi.

"İstediğin zaman,istediğin kitabı verebilirim." dedi ukalaca.

Kendimi tutamayıp kıkırdadım.

"Mutlaka alıp okurum." dedim.

Beni kendine bir kere daha hayran bırakmıştı. Ve aramızda bir ortak özellik oluşmuştu. Anladığım kadarıyla oda benim gibi kitap okumayı seviyor. Aslında bunu akıcı ve hayran bırakan konuşmasından anlamam gerekiyordu.

Beni Bırakma Where stories live. Discover now