Bölümler hızını kesmeden geliyor.
İyi okumalar...
Medya:Melike
Neşeli olduğumu gören Deniz 'de gülümsedi.
"Hayırdır? Bu neşenin sebebi ne?" diye sordu.
Ben telefonla konuşurken o kahvaltıyı hemen hemen hazırlamış gibiydi.
Masaya; peynir,zeytin, domates,salatalık, ekmek,bardak ve tabakları dizmiş; bir yandan yumurta haşlayıp, bir yandan yağda sosis kızartıyordu.
Bu kadar marifetli olmasına şaşırmıştım doğrusu. Bu konudan benden daha iyi olduğunu kesinleştirmiştim.
"İsmican'la konuşuyordum da, telefonu dersteyken açıp sıranın altına saklanmış hoca görmesin diye ama benim yüzümden hoca yakaladı. Ona gülüyordum."
Gülümsedi.
"Bu arada bayağı marifetliymişsin. Bütün bunları iki dakikada nasıl hazırladın?" diye hayretle sordum.
"Alışkanlık diyelim. Kahvaltı etmeden hastaneye asla gitmem. Erken uyana uyana elim alıştı." dedi.
Gülümsedim.
"Sen masaya geç, bunlarda olmak üzere zaten getirip geliyorum."
"Ama böyle hazıra konmuş gibi oldum." deyince,
"Bir dahakine de sen hazırlarsın." deyip göz kırptı.
Ve beni kırmızının en koyu topuyla baş başa bıraktı. Utandığımı belli etmemek için kendimi toparlayarak,
"Olur tabi." dedim. Ve sandalye çekip oturdum.
Son anda annemi aramayı unuttuğum aklıma geldi. Zaman kaybetmeden hemen aradım.
"Alo anneciğim?"
"Efendim birtanem."
"Nasılsın? "
"İyiyim tatlım sen naslsın? Her şey yolunda mı?"
"Evet yolunda. Beni aramışsında geri dönemedim."
"Biliyorum bebeğim. Dersteydiniz. Söyledi İsmican."
"Ya evet dersteydik. Neyse anne ben okuldan sonra yanına uğrayacam. Beni merak etme ben çok iyiyim."
"Tamam bir tanem. Sevindim iyi olmana. Görüşürüz."
"Görüşürüz." deyip kapattım.
Elinde bir tabak sosis ve iki adet haşlanmış yumurta bulunan Deniz, elindekileri özenle masaya yerleştirip, sandalyesini çekip karşıma oturdu.
"Anneme yalan söylemekten nefret ediyorum. Ama ona Oktay'ın yanına gittiğimi söyleyemezdim. Hele yaptıklarını asla. Zaten kazadan beri Oktay'dan nefret ediyor. Birde bunları öğrenirse Oktay 'ı parçalar,beni de eve haps eder." dedim.
Bana anlayışlı gözlerle baktı.
"Eğer senin için doğru olanı buysa bir sıkıntı yok bence. Sen olgun bir kızsın. Hem zaten bazen sevdiklerimizin iyiliği için onlara küçük yalanlar söylemek zorunda kalırız."
"Evet. Haklısın."
"Hadi soğutmadan kahvaltını et. Önüne koyduklarımın hepsi bitecek." deyince ne zaman önüme koyduğunu anlayamadığım tabağı inceledim.
Masada ne varsa tabağıma yığmıştı.
"Heyy. Ben bunları asla bitiremem." diye isyan ettim.
"Bitirirsin bitirirsin." deyip gıcıkça gülümsedi.
Uzatmadan önümdekileri yemeye başladım. Gerçekten çok lezzetliydiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Bırakma
Romance"Kirpiğine kadar sevdiğim bir adam vardı benim. Kokusu cenettim, yüreği servetim." Karanlık sokakta , gözyaşlarımı akıtmak için sırtımı döndüm mavi gözlü adamıma. Beni böyle yıkık görmesini istemiyordum. Ayaklarımı yerde sürükleyerek karanlığa yürü...
