BÖLÜM 12 Bir Kez Daha Dalga Konusu

846 52 36
                                    

MULTIMEDIA'daki Yuria :D

*-*1 HAFTA SONRA*-*

Kapı üçüncü kez çaldığında kapıyı açtım.

Karşımda Chun Hee vardı. Şu an Minhyun'un ikizi gibiydi. Aslında onu ne zaman görsem öyleydi. Minhyun ile tarzları birbirine çok benziyordu.

-Hoşgel--

Yüzüme bile bakmadan içeri girdi ve meldivenlere yöneldi. Bu kadar kibar olması gözümden kaçmamıştı(!)

Ben de mutfağa yöneldim ve yarım kalan işime devam etmeye koyuldum.

Yaklaşık 1 haftadır Minhyun'a pirinç lapası benzeri yemekler yapmıştım. O hasta olduğu için doğru düzgün bir şey yiyememişti. 

Hasta olduğundan bu yana  gerçek bir yemek yiyecekti. Pirinç lapasından farklı olan yemekler...

İşte bu yüzden bu yemeklere biraz daha fazla özeniyordum. 

Belki de aramız düzelirdi? 

Çok fazla mı abartıyordum acaba? -_-

-Öğle yemeğimi okuluma getir.- Minhyun'un sesiyle irkildim. 

 Meldivenlerden hızlıca indiğini duydum.  Ardından da Chun Hee ile beraber evden çıktı.

Artık iyileşmişti ne de olsa...

***

Dolabın birinden bulduğum son derece zarif, renkli yemek kaplarına yaptığım yemekleri yerleştiriyordum.

Arada sırada ağzıma taktığım bir melodi de eşlik ediyordu bana.

Daha bu sabah, bir koşu eve gidip bir çantaya birkaç kıyafeti ve gerekli olan şeyleri tıkıştırmış geri buraya dönmüştüm. 

Hana'ya da yeni işim konusunda meşgul olduğumu ve bir süre çalıştığım evde kalacağımı söylemiştim.

Ayrıca tesadüfen bulduğum evin telefon defterinden Bayan Man Ok'un numarasını bulmuş, onunla kısa bir konuşma yapmıştım. Bana 1 haftaya kadar gelemeyeceğini, yeğeninin hasta olduğunu söylemişti.

Evin önüne uğrayıp bisikletime bindim ve Minhyun'un mesaj olarak attığı şu üniversitenin adresini bakarak sürdüm.

Taeyang Üniversitesi...

Adı hiç de yabancı değildi doğrusu...

Ve birden aklımda şimşekler çaktı: Bu üniversite şehrin en zenginlerinin gittiği son derece başarılı bir üniversiteydi. Neredeyse her ay gazetelerde boy boy resimleri olurdu.

Başarılarıyla biraz fazla övünüyor gibiydi de neyse.

-Ne için gelmiştin küçük kız?-  Görevlinin sesiyle kendime geldim. Bu üniversitenin kapısından öyle elimi kolumu sallaya sallaya gideceğimi düşünmemeliydim.

-Şey... Ben... Baek Minhyun adına gelmiştim.-

-Baek Minhyun?-

-E-evet-

İçeri girmenin zorluğuyla dudaklarımı büzmüşken bekçinin yanında Minhyun'un belirmesi bir oldu.

-Kız benimle.-

Kız benimle mi?

Ne tuhaf bir ses tonuydu öyle.

Bekçi, Minhyun karşısında gözle görülür bir şekilde afallamanın ardından devasa kapıyı bir tuşla açtı. 

♥Seni Sevebilir miyim?♥Where stories live. Discover now