BÖLÜM 4 70

997 51 5
                                    

Muhtemeşem bir şarkı!!!! Mutlaka paylaştığım şarkıyı dinleyin!!!!

-Bu zarfı kağıtta yazan adrese götüreceksin Sun Hee.-

-Neden efendim?- Kovulduğuma göre bunu yapmak zorunda değildim ki.

-Soru sorma da dediğimi yap! Suçlu olduğun yetmiyormuş gibi bir de yaptıklarımın nedenini soruyorsun!-

Bayan In Jung'un bana uzattığı A4 kağıdı büyüklüğündeki açık kahverengi zarfı aldım.

-Bu zarfla birlikte seni de göndermek zorundayım Sun Hee. Bu yüzden umarım önceden akıl edipte eşyalarını toplamışsındır.-

Konuşmadım. Evet, toplamıştım. Bu yeteri kadar açık değil miydi zaten? O alçağın önünde beni kovacağını hatta kovduğunu söylemişti. Hana'nın yardımıyla birkaç şeyi toplamış, herkese tek tek veda etmiştim bile.

Kimse Minhyun'a doğrudüzgün inanmamıştı zaten. Herkes, benim her ne kadar sakar olsam da hakaret etmediğimi biliyordu. Bana inanıyorlardı. En azından bu beni mutlu etmişti.

Bayan In Jung'un yanından ayrıldım ve mutfağa gittim. Sanırım ikinci kez veda edecektim:

-Hoşçakalın.-

-Sun Hee. Senin tarafını tutmayıp, sessiz kaldığımız için üzgünüz..- dedi Ae Jin üzgün bir şekilde.

-O ne demek! Sessiz kalmasaydınız daha kötü olurdu. Merak etmeyin sık sık geleceğim zaten. Hana burada nasıl olsa.- dedim ve zorla gülümsedim.

-Sen öyle biri değilsin. Hakaret etmediğini biliyoruz. Hepsi o alçak modelin yüzünden.- dedi Mi Sun

-Evet sana inanıyoruz..- dedi Bae. (Mi Sun'un kardeşi ve aynı zamanda aramızdaki tek erkek çalışan)

-Minhyun'un antisiyiz artık!- dediler aynı anda.

Hepsi çok tatlıydı. Güldüm.

Hana olduğu yerden bana doğru geldi ve sarıldı.

-Akşam evde görüşürüz.-

Kapıdan çıkarken herkes üzgün gözlerle bana el salladı.

***

Bayan In Jung'un elime tutuşturduğu adrese baktım.

Ne??? Ama bu adres...

Hana ile benim evimizin çaprazındaki şu ev olamaz bu değil mi? Hani yeni sahibinin bu hafta geleceği şu devasa ev?

Kağıtta yazan adrese birkez daha baktıktan sonra devasa evin bahçe kapısının önünde durdum. İlk bakışta bile dikkatleri üzerine çeken bu ev kırmızıya yakın koyu kiremit rengiyle adeta cezbediyordu. Bahçe kapısının siyah demirlerinden içeriye bakmaya çalıştım ama demirler boyumdan 1 metre kadar uzundu.

Acaba otomatik zile basmadan önce zarfın içine bakmalı mıydım? Saçamlama Sun Hee.

Ya da...

Bisikletin sepetindeki zarfı aldım. Zarfın yapıştırmasını yarısına kadar açmıştım ki--

-Hey sen!- dedi boğuk bir erkek sesi.

Korkuyla yerimde zıpladım ve zarf elimden düştü.

Bu ses de nereden gelmişti? Bana mı demişti?

-Evet sana dedim. O zarfa bakmayı aklından bile geçirme!-

Düşüncelerimi okur gibi konuşmuştu. Şaşkınlık ve korku arası bir hisle sağa sola baktım. Kimse yoktu.

♥Seni Sevebilir miyim?♥Where stories live. Discover now