II | 15 Eylül 2005

2.9K 322 19
                                    

15.09.2005

Öylesine bir his değilmiş, Molly.

Ona öylesine bakmadığını hissettim bugün. Ellerini çarpıştırmaya özellikle uğraştığını gördüm. Kalbime garip bir şeyler oldu. Çok ince bir sızı hissettim önce, sonra onun gözlerine baktım. Sanem'e bakışını gördüm.

Daha çok sızladı.

Birkaç gündür izliyordum zaten ama artık eminim.

Ona karşı bir şeyler hissediyor.

Sınıfa gidince Sanem'e bunu sordum. "Saçmalama sadece çok iyi arkadaşız, sanki bilmiyorsun," dedi.

Biliyorum, bilmem mi?

Ama ona olan bakışları bana karşı olmuyor. O gözler benimle kesişince öyle parlamıyor, Molly.

Ve çok acıtıyor.

Bütün gün teneffüslerde Buğra sınıfa geldi. Kahverengi gözlerini ona dikti, kah ucum bitti dedi, kah çıkışta ne yapalım diye sordu. Ama ben o konuşmaya hiç katılamadım. Olaylar sadece ikisi arasında döndü.

Sanem'in onu zerre sevmediğini biliyorum.

Onun için erkekler hep tek kullanmalık.

Sanem hep güneş olandı. Balkan göçmeni olmanın verdiği doğal sarı saçlar ve mavi gözlerle Allah vermiş de vermiş. Çarpılacağım, tövbe tövbe.

Bense gölgeydim. Esmer, kahverengi saç ve kahverengi göz kombinasyonu ile yolda geçen her 100 Türk kızından 90'ıydım. Özelliğim yoktu, çok iyi çemkirir, çok kolay küserdim; çok konuşur, bazen asla konuşmazdım; yemek yapmayı bilmez, sadece uyurdum.

Sanem ise folklörde ödül sahibiydi, derslerinde başarılıydı, komikti, güzeldi.

Ve Allah kahretsin ki, en yakın arkadaşım.

Tansiyonum düşüyor galiba. Uyusam iyi olacak.

Yarın erkenden kalkacak bir adet Mine yapmışlar.

Hayal BilyeleriWhere stories live. Discover now