BÖLÜM 10 Neyin var?

Start from the beginning
                                    

Her ne kadar arabasının ön koltuğunu pastayla berbat edecek kadar zarara girse de...

-Şu üstündekilerden bir an önce kurtulalım da sonrasında dalgamı geçerim.-

Belki de en fazla 15 dakika süren araba yolculuğu, bana 3 saat gibi gelmişti. Tir tir titriyordum. Sinirlerimle mücadele ediyordum. Yanaklarım göz yaşlarımla ıslanmaya devam ediyordu.

***

Cherry'nin evi o lanet ev kadar büyüktü. İçerisi sıcacıktı. 

Kısa süre önce Cherry'nin zoruyla duş almış, onun kıyafetlerinden birini giymiş, sıcak bir koltukta kurulmuştum.

-Şimdi daha iyi misin?-

Başımı 'evet' anlamında salladım. Hala bunu neden yaptığını anlayamıyordum.

Elime sıcak bir bardak tutuşturduğunda şaşkınlıkla ona baktım.

-Neden bana yardım ediyorsun? Senin Minhyun'un tarafında olman gerekmez mi?-

Partinin aksine rahat bir eşofmanla karşıma oturdu ve bardağından bir yudum aldı.

Birinci sorumu cevaplamadan ikinci soruya yöneldi:

-Evet onun tarafında olmam gerekir. Ama haksız bir tarafta olmak sence de saçma olmaz mıydı?-

Tepkisiz kaldım.

-Orada...Minhyun, orada onu tanıdığım Minhyun değildi. Onun tarafında olsaydım onun gibi bir canavar olurdum.-

-Ona harika biri demiştin.-

-Evet, o harika biri. Şu an buna inanmak zor biliyorum ama onda farklı olan bir şeyler var. Hele de böyle pislikçe davranması. O an ne kadar sinirlendim bilemezsin.-

Cherry ciddi görünüyordu. 

Demek benimle dalga geçmiyordu ve geçmeyecekti. 

Minhyun'a gerçekten kızmıştı. İkimizde aynı kişiye tokat atmıştık.

Elimdeki bardağı zar zor ağzıma götürdüm. Ağzıma sıcak çikolata ve kahve arası bir tat geldi. Aynı anda içim rahatlamayla ısındı.

Ama bileğim şiddetle sızlıyordu.

Cherry, hzlıca elimdeki bardağı aldı.

-Bileğinin bu halde olduğunu niye söylemiyorsun?-

Az sonra elinde beyaz bir kutuyla geldi.

Elimi özenle sararken ağzımdan küçük bir inilti çıktı. 

-Şişmiş.-

***

-Ailen var mı?-

-Hana var.-

-O kim? Ablan mı?- Merakla çatıldı kaşları.

-Öz ablam değil ama ailem.-

Gülümsedi.

Gülümsemiş miydi gerçekten?

-Benim yok.-

Bir an kaskatı kesildim. Bunu öyle bir duyguyla söylemişti ki sanki başından aşağı pastaya bulanan ben değildim, oydu.

-Öldüler mi?- Bir an tereddüt etsem de sormuştum.

Sessizce başını onayladığında dudaklarımı büzdüm. Benim gibiydi. Hana gibiydi. Bizim gibiydi. 

***

Cherry'ye, Hana'dan önce eve gitmem gerektiğini söylemiş, eve Hana'dan sadece 5 dakika önce varmıştım. Yavaş yavaş Cherry'nin iyi biri olduğu düşüncesine ısınırken beni evime kadar bırakması tuhafıma gitmedi desem yalan olur. Bu kadar iyi davranması garipti.

♥Seni Sevebilir miyim?♥Where stories live. Discover now