15 [final]

1.7K 156 37
                                    

-1 ay sonra-

"Hyung!"

"Mark hyuuung!"

"Ne oldu Jinyoung-ah?" 

Mark ceketini düzeltirken Jinyoung'a doğru sormuştu. Son zamanlarda programları yoğundu ve geri dönüş yapmaya hazırlanıyorlardı. Bu yüzden Jinyoung ile fazla zaman geçiremiyorlardı. 

Jinyoung yanındaki koltuğa oturup Mark'a doğru yaslandı. İkisi de üst üste yaptıkları pratik yüzünden yorulmuşlardı.

"Sıkılıyorum." Jinyoung saçlarını düzeltirken mırıldandı. Mark onu şu anki haliyle uykusu gelmiş bir kediye benzetmişti. 

Mark'ı dakikalarca izlemek Jinyoung'un yeni bir hobisi olmuştu. Sadece birbirlerine deli gibi bakıyor ve kendi aralarında göz kırpmama yarışması yapıyorlardı. 

"Çekime gitmeliyiz." Mark mırıldanırken Jinyoung ofladı. Sabahtan beri koşturmaca içindelerdi. Normalde olduklarından daha fazla yorulmuşlardı. 

"Hyung, seni özledim." Jinyoung Mark'a sarılırken konuştu. Bir anda gelen itiraf Mark'ın gülümsemesini sağlamıştı. 

Jinyoung nereden geldiğini bilmediği cesaretle Mark'a daha da sokuldu. 

* * *

"Yeni saçlarını beğendim." Jinyoung BamBam'la uğraşırken caddede yürümeye devam ettiler. 

"Ah, Tanrım. Sabahtan beri susmadınız." Jaebum şikayet edip elindekileri çekiştiriyordu. Alışveriş için gelmişlerdi. Sadece birkaç yere uğramalarına rağmen Jaebum bütün bir dükkanı tamamen boşaltmışlar gibi hissediyordu. 

Çünkü kimse poşetleri taşımayı seviyordu ve bütün sorumluluk Jaebum, Jinyoung ve biraz da Youngjae'ye kalıyordu. 

"Bunlardan Coco'ya alabiliriz." Mark heyecanla mağazanın içindeki köpek tasmalarını üyelere doğru gösterdi.

"Yada direk Yugyeom'a takabilirdik." Jackson sessizce mırıldanırken Yugyeom ile laf dalaşına girmişlerdi. 

"Bu renk sana yakışıyor." dedi Jinyoung Mark'ın saçlarını gösterirken. Geri dönüşleri için bütün çekimleri bitirmişlerdi. Tamamen yeni bir konsept hazırladıkları için çoğu üye saçlarını yeniden boyamıştı. 

"Yemeği kim ısmarlıyor?" Jinyoung aç olduğunu belirtirken herkes birbirine doğru baktı. 

"Ben değilim!" 

"Ben hiç değil!" 

"Jackson hyung? Lütfen?" BamBam ve Yugyeom birlikte yalvarırken Jackson yemek teklifini kabul etmek zorunda kalmıştı yoksa üyelerin onu çiğ bir şekilde yiyebilirlerdi diye korkuyordu. 

* * *

"Hyung biliyor musun?" Jinyoung Mark'ın yumuşak saçlarıyla oynarken konuşmaya devam etti.

"Seni ilk gördüğümde senden hiç hoşlanmamıştım." Mark ile birlikte gülmeye başlayınca devam etti.

"Ama bir şeyler yaptın ve aklımı çaldın." Jinyoung kıkırdarken söylenirken Mark ona daha da sıkıca sarıldı. 

"Sanırım kalbimi çaldın?" Jinyoung söylediği şey yüzünden yüzünü buruştururken Mark kıkırdadı. 

"Bu sözleri Jackson'dan öğreniyorsun değil mi?" Mark şüpheyle sorarken gülümsedi. Jinyoung kafasını salladı. 

"Bir ara onun kafasını kırmalıyım, gerçekten." diye söylendi Mark. 

"Ne? Ben Jackson'ı severim bir kere." Jinyoung dilini çıkarıp konuştuğunda Mark onu gıdıklamaya başladı.

"Demek onu seversin?" Mark gülerken sorduğunda Jinyoung kafasını olumlu anlamda salladı. 

"Emin misin?" Mark tekrar sorunca Jinyoung kaşlarını kaldırıp evet anlamında başını salladı. 

Mark'ı sinirlendirmek gerçekten hoşuna gidiyordu.  

Gerçekten her istediği zaman Mark'la uğraşmayı seviyordu. 

İstediği zaman onunla konuşabilmeyi, bir sorun olduğunda ilk önce Mark'a gelmeyi, sıkıldığı zaman Mark'la pratik yapmayı seviyordu. 

Jinyoung bir şeyden emindi, Mark'ı seviyordu. 

"Mark hyung?" 

"Efendim Jinyoung-ah?" diye mırıldandı Mark daha çok yaklaşırken. Gözlerini pörtletip Jinyoung'a doğru dil çıkarması ikilinin kahkaha atmasını sağlamıştı. Jinyoung, yastık yerine Mark'ın omzunu tercih edip kafasını yerleştirip, tekrardan Mark'a doğru döndü. 

"Seni daha çok seviyorum, biliyorsun." 

"Biliyorum." diye mırıldandı Mark elleriyle Jinyoung'un saçını bozmaya devam ederken. 

"Ben de seni seviyorum, Jinyoung-ah." Jinyoung, Mark'ın söylediği şeyle kıkırdadı. Ne zaman birbirlerine böyle şeyler söyleseler aklına ilk zamanlar geliyordu. 

Jinyoung tam da Mark'ın kollarında olmak için doğduğunu düşündü. Kollarını Mark'a dolayıp gözlerini kapadı. 

İşte şimdi rahatlıkla uyuyabilirdi.  

"İyi geceler, hyung." 

"İyi geceler, Jinyoung-ah." 

-the eeend

*sobbing*

(özür dilerim bu fotoyu atmak zorundaydım,

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(özür dilerim bu fotoyu atmak zorundaydım,

başladığım gibi bitmesini istedim bu yüzden uzun bir final olmadı :/

okuduğunuz için teşekkürler

YA GERÇEKTEN BİTTİĞİNE İNANAMIYORUM)

<33

complicated →markjinWhere stories live. Discover now