"Jinyoung-ah, teşeklürler."
"Hyung, çok lezzetli olmuş."
Jinyoung'un yaptığı çorbayı içen üyeler ona birer birer teşekkür ediyordu. Jinyoung, son zamanlarda daha iyi hissettiği için üyelere sürpriz yapmıştı.
Grubun hepsi ve özellikle Mark çorbasını nazik olmayan bir şekilde içiyordu. Jinyoung ise dağıttıkları masayı güzel bir şekilde topluyordu.
Jinyoung, kendisine yardım eden Mark'ı fark edince gülümsedi. Normalde bulaşıkları ceza olarak maknae Yugyeom'a yada Bambam'a yaptırırlardı. Çünkü Jinyoung onlardan şikayetçi oluyordu.
Aynı odada kalmalarına rağmen her gün onları uyarmasına rağmen yaptıkları saçmalıkları yapmaya devam ediyorlardı.
Jinyoung hayal de olsa Jackson'ın yerinde olmayı diledi.
Mark ile aynı odada kalmayı.
Mark ile aynı odada kalmıştı tabi ki de. Ama onu saatlerce uykusunda izlemek istiyordu. Bu yapmak istediği şeylerin bir sınırı yoktu ve Jinoyung aklındaki bazı aptalca fikirleri attı.
Elindeki ıslak tabağı kenardaki havluyla sildi ve kuru tabakların olduğu yere koydu.
Tezgahın yanındaki sandalyelerden birine oturdu ve hala kase yıkayan Mark'ı inceledi. Uzun zaman sonra iş yapıyordu Mark. Ve daha önemlisi Jinoyung'a yardım ediyordu.
2 tabak yıkaması bile onun için yeterdi.
Onu bu kadar seviyordu.
Bir anda arkasına dönen Mark ile göz göze geldi .
"Öyle bakmaya devam edecek misin?"
Sorusu onu şaşırtmıştı. Onu izlediğimi fark mı etmişti? diye düşündü.
"Ben sadece.."
Jinyoung cümlesini tamamlayamamış ve utançla başını eğmişti. Böyle bir şekilde soracağını düşünmemişti.
Mutfaktan çıkıp, odasına geçti.
Yatağına oturur pozisyona gelip son zamanlarda okuduğu kitabın sayfalarını çevirdi.
Jinyoung kitaptan sıkılıp esneyene kadar odasındaki kişiyi fark etmemişti.
"Hyung, burada ne yapıyorsun ?" diye sorabilmişti Mark'a.
Mark omuzlarını silkip, sıkıldığını itiraf etmişti.
Haklıydı bu yurt sıkıcı olabiliyordu.
Ama Jinyoung gecesini daha eğlenceli kılabilirdi.
