6. ⚡️Çarpışma ⭐️💕

Start from the beginning
                                    

"Bir şey oldu mu? İyi misin?" diye soran adamın varlığını yeni farketmiştim.

Ellerimi yüzümden indirip gözyaşları içinde yüzüne baktım ve şaşkınlıktan ağzımı açıp ona baktım. O ise endişeli gözleriyle bana bakıyordu.

"Yok yok bu kadarı da fazla. Yine mi sen?" dedim gözlerime inanamayarak.

Burukça gülümsedi ve kafasını aşağı yukarı salladı.
Elini uzattı. Gözlerimi gözlerinin maviliklerinden bir an bile ayırmadan elini tuttum ve onunda yardımıyla ayağa kalktım.
Halsizdim. Koşmanın şiddetiyle ayağım ağırmaya başlamıştı. Beni parkın içindeki bankalardan birine götürdü ve

"Biraz oturalım mı?" diye sordu.

Sadece kafamı salladım ve yan yana oturduk.
Gözyaşlarım dinmişti. Karşımdaki ağaçları izliyordum. Ama yanımdaki mavi gözlü adamın gözlerinin üzerimde olduğunu hissettim. Ona dönmeden,

"Bakma bana öyle." dedim. Ve üzgün gözlerimi gözlerine diktim.

"Sende bana acıyormuşsun gibi bakma." dedim.

İfadesiz bir şekilde bana bakıyordu.

"Ben sana acımıyorum yaramaz kız." dedi.
"Anlaşılan birinin canını sıkılmış. Ne olduğunu anlatmak ister misin? Neden öyle koşuyordun az önce?"

Karşımdaki bu adama her şeyi anlatmak istedim birden.
Ne hissettiğimi, ne düşündüğümü...
Belkide kendimi daha iyi hissederdim.

"Kendimi kötü hissediyordum. Uyandım ve yürümek için buraya geldim. Sonra karşımdan iki kadın geldi. Yanımdan geçerken yüzüme baktılar ve 'vah yavrum ne olmuş bu kıza böyle çok korkunç görünüyor' diye fısıldaştılar. Yüzümdeki bu iğrenç şeyi dün öğrendim. İnsanların bana acıyarak bakacak olma gerçeği canımı yakıyor." dedim.

Sakin sakin beni dinliyordu.

"Bu yüzden mi bu kadar üzülüyorsun?" diye sordu.

Kafamı salladım.

"Peki o zaman sana bir şey sormak istiyorum." dedi.

Ne soracağını merak ediyordum. Meraklı gözlerle ne söyleyeceğini bekledim.

"Çok ağır bir kaza geçirdin. Ve çok küçük sıyrıklarla atlattın kazayı. Boynun kırıldı ve yüzünde bir yara oldu ki ben bunların zamanla geçeceğini biliyorum. Yürüyebiliyorsun,konuşabiliyorsun,
görebiliyorsun. Benim sorum şu. Yüzündeki bu yara olmasaydı, yerine kolunu ya da bacağını kaybetseydin, o zaman neler hissederdin?"

Karşımdaki bu adama hayran hayran baktım. Ne yapmaya çalıştığını biliyordum. Sorduğu soruyu ciddi anlamda düşündüm. Kolumu ya da bacağımı kaybetmiş olsaydım şimdikinden kat be kat kötü bir durumda olurdum. Ve atlatamayacağım bir tramva geçirirdim. Cevap vermeye gerek duymadım çünkü ne demek istediğini anlamıştım.

"Bu ihtimalide düşündükten sonra yüzündeki yara izi çokta önemli gelmedi değil mi?" deyip hafifçe gülümsedi.

Bu ses tonu, olağanüstü bir şeydi. Bir insanın sesi, ses tonuna bu kadar hayran olunur mu?
Ben olmuştum. Daha üç kere görmeme ve hakkında hiç bir şey bilmeme rağmen bu adamın herşeyine hayranlık duymuştum.

Hafifçe kafamı aşağı yukarı salladım.

"İnan bana nasıl bir mucize olduğunun farkında değilsin. Hastaneye her gün onlarca kişi geliyor. Kimileri görmüyor, kimileri kollarını ayaklarını kaybetmiş. Ama buna rağmen yaşadıkları için şükredip hayata daha sıkı sarılıyorlar. Bunları seni rahatlatmak için söylemiyorum. Bunlar benim her gün karşılaştığım şeyler. Senide anlıyorum tabi. Ne olursa olsun kolay bir şey değil bu yaşadığın. Ama güçlü ve sabırlı olmalısın." dedi.

Beni Bırakma Where stories live. Discover now