27.Bölüm:Kırmızı Işık ve güller...

5.4K 227 15
                                    

Yelda o gün çok geç saatte kalkmış ve hastaneye çok geç kalmıştı.Evden bir telaşla apar topar çıktı.Koştura koştura otobüs durağına giderken yanında arabayla biri durdu.Yelda yanında duran arabaya bakınca içindekinin Selim olduğunu gördü.
‘’Yelda!Nereye böyle?’’
Yelda suratı asık bir şekilde Selim’ e bakmadan cevapladı…
‘’Sanane?’’
Selim ise Yelda’nın verdiği cevabı duymazlıktan gelip
‘’İstersen ,nereye gideceksen ben götürebilirim.’’
‘’Selim git başımdan ,senle uğraşıcak zamanım yok!Geç kaldım zaten’’
‘’Eee işte bak geç kalmışsın…İnat etme ben götüreyim seni!’’
‘’Senin arabana binmek mi?Geç kalırım daha iyi…’’

‘’İyi sen bilirsin yalnız hastaneye giden otobüs az önce önümden geçti.’’
Yelda elini saçlarına götürüp ‘’Ooof,oof…Allah kahretsin…Ya sınavımda vardı…’’
‘’İnat etme işte,gel götüreyim seni.Bak söz hiç konuşmıycam seninle.Ağzımı bile açmıycam…’’
Yelda gene oflayarak ‘’Ooof tamam ama konuştuğun an arabadan inerim ona göre…Ayrıca arabana biniyorum diye bunu sakın farklı algılama…Sadece geç kaldığım için biniyorum…’’
‘’Tamam biliyorum…’’dedi Selim içten içe mutlu olmuş bir ifade vardı yüzünde…Çünkü Yelda konuşmasa da yanında olacaktı ya…Selim buna bile razıydı.Onun varlığı,kokusu bile yeterdi Selim’e…Varsın Yelda hiç konuşmasın,varsın o Selim yokmuş gibi davransın.
Yelda arabaya istemeye istemeye binmişti.
Yol boyunca ikiside hiç konuşmamışlardı.Yelda sürekli yola bakıyordu.Bir ara kırmızı ışıkta takılı kaldılar…
O sırada Selim Yelda’ya doğru dönüp özlediği güzelliği izlemeye koyuldu.İçinden ‘’Keşke bu kırmızı ışık  bir ömür boyu yansa…Ben hep o ışığa takılıp Yelda’mı izlesem…Ona doyasıya baksam….’’diyordu…
Selim Yelda’ya öyle bir dalmıştı ki yeşil ışığın yandığının farkında bile değildi.Arkadaki arabalar arka arkaya kornoya basıyorlardı…Selim hiçbirini duymuyordu bile…
Yelda Selim’e dönüp ‘’Selim yürüsene ya…Bütün arabalar korna çalıyor duymuyor musun?’’
Selim Yelda’nın sözleriyle kendine geldi…Yanlarından geçen arabalar Selim’e el işaretleriyle hakaret ediyorlardı…Oda onlara aynı şekilde cevap veriyordu…
‘’Körmüsün be?İki saattir yeşili görmüyon mu?’’
‘’Yürü yürü çok konuşma!’’ diyordu Selim eliyle ‘’Geç ‘ işareti yaparak…
Bir başka araba
‘’Nerden aldın ehliyeti koçum?’’
‘’İnde ben sana göstereyim nerden aldığımı…’’diye parmağını sallayarak diklenmişti Selim…
Ama en doğru tespiti Selim’in yanından geçen taksici yapmıştı…
’’Hocam aşık mısın ya?Görmüyor musun yeşili?’’
Selim birtek ona bir laf söylememişti.Çünkü gerçeği görebilen bir o olmuştu.Hafifçe gülümsedi…
(Aşığım ,hemde delicesine aşığım…)
.Taksicinin söylediği söz Yelda’yı gülümsetmişti…Ama Selim görmesin diye hemen toparlandı.
Ve gene bir kırmızı ışık denk geldi.Bütün arabaların şoförlerinden dayak yeme riskini göze alarak gene gözlerini Yelda’ya kitlemişti Selim.İzlemek istiyordu işte.Bu fırsatı yakalamışken onu doyasıya izlemek istiyordu.Ki onlar nerden bilebilirlerdi ki böylesine aşık olmanın ne demek olduğunu…Selim emindi ki kimse böylesine delicesine birine aşık olamazdı.O dünyanın en büyük aşığıydı.Ve Selim gene emindi ki eğer böylesine aşık olsaydılar kırmızı ışıklardan nefret eden bütün şöförler kırmızı ışık yanması için dua ederlerdi aynı Selim gibi.Selim gene Yelda’ya dalmışken bu sefer Yelda suskunluğunu bozdu…
‘’Selim keser misin şunu?’’ dedi Selim’e bakarak
Selim Yelda’ya konuşmama sözü verdiği için sadece Yelda’ya şaşkınca baktı ‘’Ne oldu ,der gibi?’’
"Ya Selim neden konuş muyorsun? "
Selim gene konuşmayarak gözleriyle ifade etmeye çalışıyordu bir şeyleri…Ona gözleriyle…"Sana deli gibi aşık olduğum için,seni deli gibi özlediğim için...’’
diyordu ama Yelda anlam veremiyordu.
az önceki ‘’Konuşmama’’ sözünü unutup
‘Ya Selim cevap versene…’’
Selim eliyle ağzını sanki fermuar kapatıyor gibi yaptı.
‘’Of ya doğru dürüst söylesene şunu?’’
Selim daha fazla dayanamadı.’’Eeee Yelda sen konuşma demiştin…’’
‘’Aa doğru ya…Unuttum ben onu…’’
Selim ‘E artık konuşabilirim öyleyse ,konuşayım mı?’’dedi Yelda’ya sevimli bir şekilde gülümseyip
Yelda ise gene yüzünü asıp başını atarak ‘’Hayır konuşma!’’ dedi…ve camdan dışarıya doğru baktı diğer yandan da gülmemek için kendini zor tutuyordu.
Ve sonunda okula gelmişlerdi.
Yelda arabadan inerken Selim’ e bakıp ‘’Teşekkürler ama bu sadece bir kereye mahsustu.Bir daha asla senin arabana binmem…’’ dedi ve arabanın kapısını sertçe kapatıp arkasına bile bakmadan hastaneye doğru ilerledi…Selim’se Yelda’nın arkasından öylece bakakalmıştı.Sonra bir ara Yelda’nın oturduğu koltuğa baktı.Yelda’nın tokası düşmüştü…
Selim öyle sevinmişti ki buna…Tokayı eline aldı ve kokladı…Yelda’nın saçlarının kokusu vardı.Defalarca okşadığı,defalarca kokladığı ama doyamadığı saçlarının kokusu…gözlerini kapadı başını koltuğa yasladı…Tokayı avcunun içinde sıkıca tuttu.

Sadece SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin