26:Yalancının Mumu...

5.3K 250 28
                                    

Selim bu bölüm yakıp yıkıyor...Bol ekşın sizi bekliyor😆 Keyifli okumalar.

‘’Selam!’’
‘’Selam!Otursana…’’
Arzu Selim’in yüzünden bir şeylerin olacağını anlamıştı.
‘’Nasılsın?’’
‘’İyi olmaya çalışıyorum.’’
‘’Bak seni son zamanlarda çok ihmal ettiğimin farkındayım.Ama bütün bunların bir açıklaması var…’’
Arzu bütün söyleyeceklerini biliyormuş gibi başıyla onayladı.
Selim Arzu’nun omzuna dokundu.’’Arzu sen çok güzel,çok iyi ve mükemmel bir kızsın ama…’’
zaten devamını bildiği sözleri Arzu tamamladı…
‘’Ama sen beni sevmiyorsun,çünkü bir başkasına aşıksın…’’
Selim şaşkın bir ifadeyle baktı Arzu’ya…
‘’Niye şaşırdın?Yelda’ya hala deli gibi aşık olduğunu anlamamak için aptal olmak lazım…’’
Selim’in şaşkınlığı biraz daha artıyordu…Selim tam konuşacakken Arzu devam etti.
‘’Madem Yelda’ya olan aşkımı gördün neden benimlesin diye soracaksın değil mi?’’
Arzu gözlerinin içine baktı Selim’in ‘’Sevdim Selim,seni gerçekten çok sevdim.Hep bir gün onu unutup bana aşık olma ihtimalini düşünerek yaşadım.’’
‘’Arzu beni şaşırtıyorsun gerçekten…’’
‘’Ama olmadı.Sen onu unutmak bir yana aşkın dahada arttı…’’
Arzu Selim’in duygularının adeta tercumanı olmuş,aynı zamanda da Selim’i Arzu’ya açıklama yapma derdinden kurtarmıştı.
"Arzu ben çok üzgünüm.Seni sevmeyi istedim ama olmadı…Hala Yelda’ya aşığım ama içimi kemiren o şüphe ,Yelda’nın beni aldatmış olma düşüncesi….’’
Arzu Selim’e olan duygularının onu körleştirmesine,onu kötü bir insan yapmasına izin vermeyecekti.Ve Selim’e tüm gerçekleri anlatmaya karar verdi.
‘’O seni aldatmadı Selim!’’
Selim tuhafça baktı Arzu’ya…
‘’O seni aldatmadı.Bunların hepsi Kaan ve annenin bir oyunuydu.’’
‘Bir dakika ya ! Sen neden bahsediyorsun?Saçmalama.Annem Kaan’ı nerden tanıyacak?’’
‘’Selim! Annen senin Yeldayla birlikte olmanı istiyor muydu?’’
‘’Hayır ama…Bu nasıl olur?’’
‘’Bunu bana annen söyledi Selim.İstiyorsan git ona sor…’’
Selim adeta şok geçiriyordu.Sanki dünya başına yıkılmıştı.Tüm vucudunun sinirden titrediğini hissetti…
Arzu korkmuştu Selim’in halini görünce.Hızlıca silkeledi Selim’i…Selim kendine geldiğinde Arzu’ya öfkeyle baktı…"Neden bana söylemedin?Arzu’yu kolundan tutup öfkeyle sarstı."Bana neden söylemedin?’’
‘Selim ben söyleyemedim.Çünkü…’’
Selim kolunu sertçe bırakarak Arzu’ya öfkeyle bakıp ‘’Allah kahretsin…Bende senin için üzülüyordum birde..Lanet olsun’’ dedi ve yanından ayrıldı.
Selim  müthiş bir acı çekiyordu.Yelda’yı kaybetmiş olmanın acısı,en yakını bildiği kişinin ona oyun oynaması ve bu dünyadaki en çok sevdiği insanı kaybetmiş olması…Selim bu acıya nasıl dayanırdı,ne yapardı bilmiyordu.İçinde acının yanında durdurulamaz bir öfke vardı.
Nereye gitmesi gerektiğini bilmiyordu,ne yapması gerektiğini…İşte tam o sırada telefonu çaldı…Arayan bu öfkeyi kusmak istediği insanlardan biriydi.
Açar açmaz
‘’Bende tam seni arıyodum.’’
‘’Selim seninle konuşmamız gereken şeyler var…’’
‘’Benimde var… Benimde…Nerdesin sen?’’
Kaan bulunduğu yerin adresini verdi…Selim süratle onun bulunduğu yere gitti.

Ve Kaan! Dünyada sevdiği insanı kaybetmesine neden olan ,dünyanın en aşağılık insanı karşısındaydı…
‘’Ulan şerefsiz…’’diyerek bir ön yumruk salladı Kaan’a…
‘’Selim dur,her şeyi anlatıcam sana .Beni bir dinle…’’
‘’Gerek yok.Artık gerek yok…Her şeyi biliyorum.Annemle nasıl bir iğrenç oyunla benle Yelda’yı ayırdığınızı biliyorum.Sizin yüzünüzden sevdiğim kadını kaybettim,hayatımın aşkını kaybettim…’’
‘’Ben Yelda’yı seviyordum Selim.Onun bana dönmesi için yaptım her şeyi…Ama o gün hastanede sizi öyle görünce boşa çabaladığımı fark ettim…’’
Selim dindiremiyordu öfkesini…Kaan’a deli gibi vurmaya başladı.Öldüresiye vuruyordu…"Allah belanı versin senin…Mutlu oldun mu şimdi lan söyle? Yelda’yı kaybettim.Mutlu oldun mu?’’
Selim Kaan’ı yumrukladıktan sonra yorgun düşüp yere çöktü…"Ne istediniz bizden,ne istediniz?Biz dünyanın en saf en güzel en masum aşkını yaşıyorduk.Siz ortaya çıkmadan önce…’’
Kaan Selim’e bakıp ‘’Herşeyi başlatan annendi.Bu planı yapan…’’
Selim olduğu yerden kalktı…Kaan’a parmağını sallayıp ‘’Eğer bir daha karşıma çıkarsan,benim yada Yelda’nın öldürürüm seni…Hiç gözümü bile kırpmam öldürürüm…’’
Ve Selim asıl onu yıkan kişiye gidiyordu şimdide…İçinden bir sürü şey geçiyordu.Kaan’dan öfkesini çıkarmıştı ona vurarak…Ama ya annesi…Onu doğuran kadın…Bunu oğluna nasıl yapardı?Selim evin zilini çaldı.Annesi açtı kapıyı….
‘’Selim oğlum!’’ dedi ellerini uzatarak sarılmak istedi.
Selim annesinin ellerini öfkeyle itti.İçeriye girdi…
‘’Ne oluyor Selim,ne bu tavırlar?Ne bu surat?’’
‘’Bilmem sana sormak lazım…’’
‘Ne demek istiyorsun Selim?’’
‘’Senden yardım almaya geldim…’’
‘’Hangi konuda?’’
‘’Birbirini seven iki insanı nasıl ayırabiliriz,bir planın varmı?’’
‘’Selim neler söyüyorsun sen?Ne demek oluyor şimdi bu’’
Selim alay eder gibi gülümsedi…"Yapma anne hala benle oynuyorsun…Her şeyi öğrendim.Yeldayla beni ayırmak için neler yaptığını…Kaan’la nasıl ortak olduğunu…Her şeyi öğrendim…’’
Leman Selim’in her şeyi öğrenmesi şokunu yaşıyordu.Ne diyeceğini bilemiyordu…Öyle utanmıştı ki…
‘’Nasıl yaparsın anne,bunu bana nasıl yaparsın?’’Selim’in gözleri dolmuştu.Zor konuşuyordu.
‘’Sen benim annemsin,canımsın…Bunu bana nasıl yaptın?’’
Selim’in acı dolu gözyaşları bırakmıştı artık kendini…Selim için öyle acıydıki bunlar…
‘’Oğlum ben sadece senin iyiliğini istedim…’’
Selim’in yüzünde gene acı bir tebessüm oluştu…’’İyiliğim ha…Sen benim iyiliğimi mi düşündün?…’’
Selim’in sesi yükselmişti.’’Benim Yelda’ya nasıl aşık olduğumu göre göre ,benim onsuz iyi olacağımı nasıl düşünürsün?Ben Yeldasız bir hiçim anne…Ben onsuz bir hiçim…Ben onsuz asla iyi olamam.Ve olmadımda.Yelda’dan ayrıldığım günden beri kötüydüm,çok kötüydüm…Mutsuzluğumun benim bu hale gelmemin tek sebebi sensin…Bunu bana sen yaptın…Şimdi mutlu ol.Yelda beni hayatından çıkardı…Artık yüzüme bile bakmaz…İstediğin oldu…
Sesini alçaltarak çaresizce ’’Onu kaybettim.’’ dedi.
Sonrada annesine döndü…Yaşlı gözlerle gözlerine baktı."Ben Yelda’yı kaybettim evet ama kaybeden sadece ben değilim anne.Sende kaybettin.Beni kaybettin…Artık bir oğlun yok…’’
Leman Selim’e doğru çaresizce yürüdü…’’Selim,oğlum.çok özür dilerim..’ Selim’e sarılmaya çalıştı…
‘’Dokunma bana ‘’ diye bağırdı Selim…
‘’Bir özür yaptıklarını siler mi?Yelda’yı geri getirebilir mi?Artık yüzümü bile göremeyeceksin…’’ diyerek Selim evden çıkıp gitti…
Leman’sa hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.Oğlunun mutluluğunu isterken onun mutsuz olmasını sağlamıştı ve en kötüsü onu kaybetmişti…Bu çok dayanılmaz bir acıydı…Anlatılamaz,tarifi olmayan…Herkes hak ettiğini yaşıyordu.Leman’da yaptıklarının bedelini ödüyordu Selim’i kaybederek…
Selim bardaktan boşalırcasına yağan yağmurda elleri cepte yürürken onun karşısına nasıl,ne cüretle çıkacağını düşünüyordu…Ona ne söyleyeceğini bilmiyordu.Öyle pişmandı ki…Öyle çaresizdi ki…O Yelda’nın kahramanı olmayı hak etmiyorken Yelda onu kahramanlık sıfatına uygun bulmuştu.Ve o hiçbir kahramanın yapmadığını yapmış,Yelda’ya inanmamıştı.Kendinden nefret ediyordu Selim.Yelda’ya bunca zamandır çektirdiği acılar için,Yelda’yı hayal kırıklığına uğrattığı için.Yaşadıkları en güzel aşkı kendi elleriyle yok ettiği için…Ama vazgeçemezdi.Yelda onu silsede vazgeçemezdi.Deneyecekti.Onu yeniden kazanmak için tekrar tekrar deneyecekti.
Tüm cesaretini topladı.Yelda’nın yeniden kahramanı olmalıydı.Yelda ne yaparsa yapsın,ne söylerse söylesin o asla yılmayacaktı.Yelda’yı geri kazanacaktı…Emin adımlarla Yelda’nın evine doğru yürüdü ve kapıyı çaldı…

Sadece SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin