Takip

7 0 0
                                    


Kapı kapandıktan sonra kim o der gibi baktığımda kapıcının geldiğini söylemişti.
Gözlerimi kaçırdım.

Utanıyorum. O yanımdayken ister istemez utanıyorum. Suratına bakamıyordum ama biliyordum ki yüzümü inceliyordu.  

Akşam odasında uyurken farkında olmadan yastığına yüzümü bastırıp kokusunu içime çekiyordum.

Aradan geçen günlerde beni daha çok sahipleniyordu.
Mesela bir gün bize ders çalışmaya geldiğinde onlara atıştıracakları bişeyler hazırlıyordum. Tepsiyi tam elime almıştımki yanıma gelip tepsiyi elimden aldı ve yavaşça eğilip sol göz kapağından öptü beni.
Teşekkürler diye fısıldadı.
Kalbim kulaklarımda uğuldarken o salona gitmişti. Biliyordum ki pancara dönmüştüm. İşin kötü tarafı ise ona kızamıyordum. Kızmak istiyordum. Kızmalıydım. Ama kızamıyorum! Onun yerine kendi kendime kızıyorum.

Başka bir gün ise okuldan çıkışta beraber eve giderken yolda bana bakan çocuğu az kalsın dövecekti. Sırf bu yüzden iki gün onunla konuşmamıştım. Ben onun malı değildim.

Başka bir gün ise her zamanki gibi Bursa'yı tepeden izlerken elinde iki sıcak çayla ve iki sandiviçle yanıma geldi. Burası bizim mekanımız olsun demişti çayımı yanıma koyarken. Eğer bir gün beni özlersen ve yanında olmazsam, buraya gelirsin demişti kendi çayını içerken. Gözlerimi kısıp neden sen yoksun ki dedim. Hafifçe gülümsediğinde ise elindeki sandivici kapmıştım. Biliyordum ki cevap vermeyecekti.

Ona alışıyordum. O da bunun farkındaydı ve beni zorlamıyordu. Akışına mı bırakmıştı bilmiyordum.
Sahi ben ne zaman Anıl ı unutmuştum? Ne zaman ondan çok Tunç'u düşünür olmuştum?
Bazen diyorum, Anıl'ı gerçekten sevdim mi? Ah.. Onu hala kalbimin tam ortasında hissediyorum. Hala...
Sadece eskisi gibi değilim ve bazı şeyleri arkamda bıraktım.

Tunç'un ve ailemin benden sakladıkları şeyi öğrenmeliydim. Bu sebep aramıza mesafeler koyuyordu. Onlardan uzaklaşıyordum.  Bunu istemiyordum ama beni bilerek kendilerinden uzaklaştırıyorlardı. Bunun neresi mantıklıydı ki? Ben onların kardeşleriydim! 

O gün Tunç'un dedesiyle konuştuklarımız aklıma geldi. Tunç kolay bi çocukluk geçirmedi. Onun için üzülüyordum belki de bu nedenle bu kadar çabuk ona karşı yumuşadım. Kim bilir?

Ama ailemin benden geçmişimi saklama çabaları beni çok yıpratmıştı.
Artık harekete geçme zamanım gelmişti. Aramızdaki bu mesafeleri yok etmeliydim.

Onlar benden sakladıkça ben daha çok merak ediyordum. Evet, onlara olan güvenim sarsılmıştı. Evet, bu işi tek başıma halledecektim ya da belki Çimen den yardım isteyebilirim.

'Onları takip etmek mi? Bu da nerden çıktı? ' dedi Çimen'e fikrimi ilk söylediğimde.

'Çimen başka seçeneğim yok ki. Baksana halime... Bu işi çözmem gerek.Tunç'tan birşey isteyemem. Abimler ise benden kaçıyor. Sen olsan ne yapardın? '

Sitemimden bakışları değişti ve pes eder gibi 'Bugün spora mı gidecekler demiştin?' dedi hafif anlayışla başını sallayarak.

'Evet ' dedim heyecanla.

"Bakalım gerçekten de spora mı gidecekler?" dedi tek kaşını kaldırarak.

Bunu yapabilirdik!

İkimizde baştan sonra siyahlara bürünmüş bir halde evden çıkmıştık. Abimlerin evden çıkmasını beklemek için apartmanımızdan üç blok ötedeki sokağa sinip bekledik.

' Sokağa ilk çıkan Kıraç abim oldu. Çimen in yüzü abimi görmesiyle değişti. Kaşlarını çatıp sinirle soluyordu. Kıvanç abimden sonra da Tunç çıkmıştı.
Üçü beraber mi gidiyorlardı spora?
Neden altlarında kot pantolon vardı?
Üstelik çantaları da yoktu? Spor kıyafetleri orda mıydı?
Onlar ben Bursa'yı geldiğimden beri spora gidiyorlardı. Hiç mi farkedemedim bunu?

Çimen benden önce davranıp yürümeye başlamıştı. Otobüs durağının olduğu yere doğru yürürlerken bir taksi çevirdiler.

Panikle taksi çevirmek için yerimde zıpladım.
'Taksi! Taksi! ' 

Taksi yanımıza geldiğinde henüz abimlerimi ve Tunç'u gözden kaçırmamıştık.

Taksiye bindiğimizde taksicinin bayan olduğunu fark ettim. Çok şaşırmıştık bu duruma ama bir yandan da sevinmiştik. Hemcinslerimizi böyle zorlu bir mesleği yaparken görmek bizi gururlandırmıştı.
' Abla öndeki taksiyi takip eder misin? ' diye söyledi Çimen.
'Hayırdır kızlar?' Bayan taksici aracı kullanırken merakla dikiz aynasından bizi süzüyordu.
'Erkek arkadaşlarımızı takip ediyoruz, sanırım bizi aldatıyorlar ' 

Çimen in ağlamaklı sesini duyunca bi an şaşkınlıktan nutkum tutuldu. Bu kız iyi rol yapıyordu!

"Erkek arkadaş mı?" Diye sordum sessizce kulağına doğru. 
"Ne diyeyim başka Meryem? Salladım işte." dedi omzunu atarak.
Gülümsedim ve bir an önce bu işin beklemesini istedim.

 Yıldırım ilçesine doğru giderken gözüm taksimetreye takıldı ve yüreğim ağzıma geldi. 

"Çimen. Çok tutuyor taksimetre."

"Birşey olmaz kızım benim param var."

"Sana güveniyorum valla." 

O sırada abimlerin sürdüğü araba ilerde durdu ve hepsi arabadan çıktı. Onlara gözükmeyen bir yerde indiğimizde Çimen ödemeyi yaptı ve bizimkilerin içine girdiği aile apartmanı tarzı bir apartmana girdiklerini fark ettim.

Hayal kırıklığı ile yüreğim katlandığında derin bir nefes aldım ve adım attım. En çok hangisi beni hayal kırıklığına uğratmıştı? Kıraç abim? Kıvanç abim? Yoksa Tunç? 

Çimen kolumdan destek oldu bana. Yüzüne baktığımda onun da benim gibi üzüldüğünü fark ettim. Bana güç vermek istercesine daha çok kolumu sıktı.

"Öğreniceğiz." dedi ileriye bakarak. 

"Öğrenicem."diye fısıldadım.

Apartmana yaklaştıkça içimde anlamı telafisiz bir sıkıntı oluşmuştu.

Siyah renkli metal dış kapıyı araladık. Apartmanın dışı gibi içi de eskiydi. Duvarlarda sıvası dökülmüş  apartmana adımımı attığımda üst katlardan gelen bağırış seslerini duydum. Bayan sesleri ile Tunç'un sesini duyuyordum.


Çimen hızla merdivenlere yönelirken ben de onu takip ettim. İki kat yukarı çıktığımızda uzun koridor sonunda solda kapısı hafif aralık daireden sesin geldiğini anladık. Şimdi daha iyi anlıyordum. Buraya gelmemeliydim. Gelmemeliydik. 

Sonra hafifçe kapıyı açtım ve Kıraç abimin sözlerini duydum.

"Şu işin bitmesine bu kadar az zaman kaldı! Artık babamın intikamını alabilirim ve sen bana neler söylüyorsun! Her şeyden! Her şeyden feragat ettim ben bu sebeple! O Adnan itini kendi ellerimle öldüreceğim!"

"Kıraç! Kes şimdi bağırmayı. Tunç şu kapıyı ört birisi duyacak sesimizi!" Kıvanç abimin sesini duyar duymaz hemen yan taraftaki yangın merdivenlere açılan kapının oraya koştuk. Kapıyı çok az aralık bırakmıştık.

Kapının gürültüyle kapanmasından sonra derin bir nefes verdim ve dizlerimin tutmadığını fark edip yere çömeldim. Babamın intikamı mı demişti o? 

"Bunlar ne iş peşindeler Çimen?" diye fısıldadım korkuyla.



Biliyorum uzun bir aradan sonra çoook kısa bir bölüm oldu ama kısa sürede devamı gelicek. :) Olaylar çözülmeye mi başlıyor dersiniz? :)

Yazarken dinlediğim çok güzel bir şarkıdır ekteki. Dinlemenizi tavsiye ederim.

İYİ GECELEER :)


आप प्रकाशित भागों के अंत तक पहुँच चुके हैं।

⏰ पिछला अद्यतन: Apr 15, 2017 ⏰

नए भागों की सूचना पाने के लिए इस कहानी को अपनी लाइब्रेरी में जोड़ें!

AKILLANMAZजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें