*Yağmur*

27 2 0
                                    


Herkese merhabalar, yine geç gelmiş bir bölüme karşısınızdayım. :) Eski günlerden bir kare. Resimde Meryem Masal ve Akın var.

İyi okumalar.

Hazır değildim ki. Hazır değildim yeni olaylar yaşamaya. Ben burada tek bir amaç için gelmiştim. Kafamı dinleyip hayalimdeki üniversiteyi okumak için çalışacaktım. Ben Tunç'un yapacaklarına karşı hazırlıksızdım.

Sinirliydim. Çok çok sinirliydim. Madem benim hakkımda bu kadar çok şey - boyutunun ne kadar olduğuyla ilgili bir fikrim yok- biliyordun neden söylemedin? Neden bu kadar geç kaldın. Benim sana gelme mi bekledin? Beni öpmeseydin, niye öptün ve bütün düşünlerimi allak bullak ettin? Akın'a olan sevgimi sorgulattın! İlk kez birisinden hoşlanmıştım ve onu da elime yüzüme bulaştırmıştım. Şimdi umutsuzca beklemiyorum desem bile içimde cılız bir ses bekle derken sen .. sen bütün herşeyi yıktın!

Sen Tunç! Akın ile olan tüm düşüncelerimi ikinci plana ittin. Kafam tam anlamıyla seninle dolu! Sen kimsin? Neden abimlerle birliktesin? Neden bu kadar sıkı bir güven bağı var aranızda? Neden burada olduğum sürede kimse bana Murat amcanın anlattıklarının onda birini bile anlatmadı!

Benden ne saklıyorsunuz?

Gri gökyüzüne baktım. Yine bu salkım ağacın altında oturmuş Bursa'yı izlerken düşüncelere dalmıştım. Benden saklanan önemli şeyler vardı ve ben bunları öğrenmeliydim.

Kızgınlığım bir tek Tunç'a değildi ki!

Abilerime de kızgındım!

Kendime kızgındım! Gözlerim mi kör oldu benim de hiçbirşeyi bu kadar umursamadım? Bir Akın derdi beni alıp gitti sadece düşüncelerimi ona yönelttim. Salak! Umrunda bile değilsin ki!

Düşüncelerimi çalan telefonum böldü. Arayan Afra'ydı.

"Naber kuzum?" dedi telefonu açtığımda.

"İyiyim canım, sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim. Aynı işte. İş güç koşturmaca."

"Doğrudur." Dedim göremediği halde başımı sallayarak.

"Sana bir haberim var canım."

"Nedir kuzum?" dedim boş boş Bursa'ya bakarken.

"Akın... Ayrılıyor işyerinden." Sesi hüzünlüydü.

"Ya.." Esen rüzgar ürpermeme neden oldu. Tamamen kopacaktık ha?

"İyi." Dedim boğazımdaki yumruyu yok etmek için yutkundum. Boğuluyordum.

"Yarın çıkacakmış. Babasının şirketinde çalışmayı planlıyormuş. Mehmet amcayla konuşurlarken duydum."

"Hım. Ben buradayım artık. Yapabilecek veya değiştirebilecek bir şeyim kalmadı ki Afra. Ben, artık değiştim."

"Biliyorum kuzum. Sadece haber vermek için söyledim. Hayat. Çoğu şey değişir."

"Biz de değişeceğiz." Dedim gri bulutların şehri kuşatmasını izleyerek. Gerçekten Temmuz'da çok nadir rastlanan bir durumdu bu. Dolu yağacak gibiydi.

"Aynen."

"Özledim seni."

"Bende. İki hafta sonra gelmeyi planlıyorum yanına. Çok ayrı kaldık."

"Haklısın çok ayrı kaldık. Gel yanıma." Dedim gülümseyerek.

"Mutlu musun?"

"Olabildiğim kadar. Sen?"

AKILLANMAZWhere stories live. Discover now