16⭐

8.2K 192 24
                                    


İyi Okumalar... :)

Meri⭐

Bazen okuduğunuz bir kitabın asıl cümlelerini değil satır aralarını okumalıyız. Parentez içinde saklı kalan asıl cümleyi bulmalı ve anahtar sözcükleri seçmeliydik. Asıl hikayeyi öğrenmek için sözüğün içini açıp asıl üstünü örttüğü sözcüğü görmeye çalışmalıydık.
Hiç kimse size gerçek hikayeyi anlatmaz asıl hikaye satır aralarında gizlidir. Berk'te öyleydi işte onu anlamak için onun içini görebilmek için satır aralarını okumalıydım. Kitabın her satırında Berk'ten bir parça saklıydı ve ben kitabın sonuna kadar büyük bir sabırla bütün parçaları topluycak ve hikayeyi tamamlayıp okuyabilecektim.
Peki ben gerçek hikayeyi okumak için hazırmıydım? O kadar cesur muydum?
Gözlerimi yumup derin bir nefes alıyorum ve gözlerimi tekrar açıp elimdeki siyah kalın ciltli kitabın kapağını yavaşça açıyorum. Gözlerimi sararmış kağıdın üzerinde yazılan yazıların üzerinde gezdiriyorum ama o an yazıları okuyamadığımı farkediyorum. Sorun neydi? Daha dikkatli baktığımda sayfa üzerindeki yazının siyah mürekkeple yazılmadığını farkediyorum. Yazılar netti ama okuyamıyordum neden , ve mürekkep neden kırmızı ?
Sayfa bir anda ıslanmıştı ve mürekkep kırmızı büyük damlalar halinde aşağı doğru kayıyordu. Yazılar bir anda silikleşmeye başlamış ve ortadan kaybolmaya başlamıştı. Elime bulaşan kırmızı mürekkebe bakıyorum ve onun mürekkep olmadığını aslında kan olduğunu farkediyorum. İrkilip korktuğumda kitap daha çok kana bulanıyordu ve kan ellerimede bulaşıyordu. Ellerimde kan vardı , bir katilin kanlı elleri gibiydi ellerim. Etrafımın kapkaranlık olduğunu farkediyorum bir anda kapkaranlık bir ormanın içindeyim sadece cılız bir ay ışığı vuruyor yüzüme. Her taraf sisli ve karanlık , korkuyordum....
Neden burdayım elimdeki kan ne....
Korkudan titriyordum biraz üşüyorum belki üşüdüğüm için titriyorum. Sisin içinde bir hareketlilik oluyor tam karşımda kuru yaprakların çıtırdamasını duyuyorum sisin içinde bana doğru yürüyordu. Gözleri gözlerimle buluşuyor , bir aslandı adımları yavaşça hızlanıyor ve koşmaya başlıyor. Bana doğru koşuyor beni parçalara ayırmak için geliyordu , çünkü ellerimde kan vardı , kanın kokusunu almıştı...

Uyanmıştım....

Gözlerimi kırpıştırıp karanlığa alışmasını bekledim , yatakta beyaz tavana bakıyordu. Ormanda değildim, Berk'in odasındaydım ve onunla yatakta uyuyordum. Başımı sağ tarafıma çevirip Berk'e baktım , başı yan düşmüş ve yüzü boynumda saklıydı , sağ elide karnımın üzerindeydi. Bu yatakta uyandığım çoğu zaman trk başıma oluyordum , şimdi ikinci kez onun yanında uyanıyorum. İlk'i mahzende kilitli kaldığım zamandı o gece yine kabus görmüştüm ve o gece Berk yanımdaydı. Gördüğüm rüyanın etkisinden hâla kurtulabilmiş değildim ellerimi havaya kaldırıp korkuyla ellerime bakıyorum. Ellerimde kan yoktu ama kabusumda ellerimde kan görmüştüm.

Gördüğüm kabusu adlandıramıyordum bu ne anlama geliyordu hâla içimde bir korku , kötü bir his vardı. Hayatımda yeni şeyler ve farklılıklar olmaya başlamıştı ama sanki bunların sonunda beni bekleyen bir felaket varmış gibi hissediyordum. Her gün , her saat , her dakika , her saniye o felakete daha çok yaklaşıyordum. Berk'e doğru yan dönüp karanlıkta cılız ay ışığıyla aydınlanmış yüzüne bakıyorum. Elim yüzüne doğru gidiyor ve hafifçe parmak uçlarımla yarasına dokunuyorum , kaşları çatılıyor ve yüzü geriliyor. Parmaklarımı kıpırdatmadan bekliyorum yeniden rahatlayıp kaşları düzeldiğinde hafifçe yüzüne okşuyorum. İşaret parmağımı yarasının üstünde gezindiriyorum , bu beni rahatlatıp az da olsa kafamı dağıtıyor. Çoğu zaman birlikte olsakta birbirimizden uzak duruyorduk , ona yakın olsamda istediğim gibi dokunup , sarılıp öpemiyordum. Çoğu zamanımız şirkette geçiyordu ve orada birbirimize karşı rahat davranamıyorduk.

KARANLIKTA YÜKSELİŞWhere stories live. Discover now