+

Üstümdeki tişört 2 beden daha büyüktü fakat çok rahattı. Neyse ki eşofman tam oturmuştu, gerçekten beğenmiştim.

"Dükkanı kapatmayı sen ister misin?"
"Dükkanı kapatmak mı?"
"Evet, kağıdı çevir "

Açık yazısını yavaşça bize bakacak şekilde çevirdim. "Kaç saat sürer?"
"Bilmiyorum. Sadece eğlenmeye çalış"

İçeriden patronunun sesi geldi ."Ben çıkıyorum buraları sana emanet. " Ve dükkanın anahtarını Baekhyun'a fırlattı.
"Merak etmeyin."
"Kız arkadaşın güzelmiş." Ceketini askıdan aldı ve kolunun altında taşıdığı gazeteleri yere bıraktı.

"Ah...? Evet... Teşekkürler."
"Bu o fingirdeştiğin kız değil mi? Biliyordum, güvenlik kameramız var ona göre." Ve bir şey diyemeden tekrar çanın sesi duyuldu.

"Kız arkadaşın olduğumu söyledi ve sen sadece teşekkür mü ettin? "

"Kızsın,arkadaşımsın,ve güzelsin. Senin yerine teşekkür ettim. Bir şey değil, hadi şu işi halledelim"

Boyayı karıştırmaya başladı."Telefonunu kasanın yanına bırakabilirsin. Sesini açtığına emin ol ,Taehyung'a senin numaranı verdim."

"Ne? Neden böyle bir şey yaptın?"
"Her zaman beraber olduğumuzu düşünsün diye. " Güldü ve göz kırptı. "Şaka yapıyorum, çünkü ben cevaplamak istemezsem cevaplamam ve başına önemli bir şey gelmiş olabilir, eğer sana söylerse senin her telefonununu cevaplayacağım için öğrenmiş olurum. Mantıklı değil mi?"
"Pek sayılmaz."
"Bitti! Şimdi boya hazır"
+
"Tam karşı duvar krem ve kitaplığın olacağı yer ise kahverengi olacak. Ayrıca sınırsız bedava kahvemiz var ."

"Harika."

   Fırçamı krem boyaya batırdım ve fazlasını kutunun yanına sildikten sonra duvara sürmeye başladım.

"Boyumun yetmeyeceği yerler olacak"

"Senin için yaparım."

"Tamam."

5saat boyunca boyayı yaptık ve uzun bir süre kurumasını beklememiz gerekiyordu. Gerçekten düşündüğümden daha eğlenceliydi,patronunun düzgün olup olmadığından çok renk verip vermediğine baktığını söylediği için gelişigüzel boyamıştım ve bu beklediğimden daha eğlenceliydi. 5 saat boyunca kaç tane kahve içtiğimi bilmiyordum,sadece eğlenmeye çalışmıştık.
Baekhyun'un yanlışlıkla kahverengiye batırıp boyadığı yeri düzeltmek daha çok vakit almıştı aslında , fakat komikti,eğlenceliydi.
"Saat sabah beşi oldu." Telefonumun ekranına baktıktan sonra yere oturmuş Baekhyun'un yanına çömeldim.
"Uykum geldi."
"Benimde."
"İstersen koltukta yatabilirsin." Gözlerini kapattı ve kafasını geriye yasladı.
"Burada mı uyuyacağımı söylüyorsun!" Gözlerini açtı ve kafasını çevirmeden bana doğru baktı. Gözlerimin içine baktığı her an çığlık atmak istiyordum. Evet kesinlikle.
"Tamam uyumayalım konuşalım."
"Neyden konuşacağız?"
Tekrardan yanına çömeldim.
"İyi misin?"
Kafamı geriye doğru yavaşça yaslamama rağmen yine de tahtaya çarpınca acımıştı.
"Evet."
"Emin misin?"
"Evet."
"Güçlü müsün?"
"İnanmayacaksın ama gerçekten evet"
"Eski Taeyeon geri geldi mi?"
"Kısmen. Geri döndürmeye çalışıyorum"
"Bu süreçte sana yardımcı olmamı ister misin?"
"Her şeyden çok"
"O zaman sana tutunacağım. Zor anlar geçirdiğin anda yanında olacağım ve sana sarılacağım. Kabul mü?"
Dizlerimi kendime çektim ve ellerimi birbirine kenetledim "Kabul."
"Başka soracağın soru var mı?"
Başını omzuma yasladı."Böyle uyuyabilir miyim?"
"Boynun tutulur."
"İçeride koltuk var! Neden burada böyle kıvrılmış oturuyoruz ki? Kalk"
+
Hafif terlemiş alnı, aralanmış dudakları onun tam bir resim olduğunu kanıtlıyordu. Özenle yapılmış değerli bir resim...

Belimi saran kolları ve yüzüme çarpan sıcak nefesi huzurun ta kendisiydi. Şaçlarını yana ittim ,bende kollarımı sırtına doladım ve ona yaklaştım. Kalbinin atışını hissedebiliyordum. Sarılmak bu yüzden iyiydi işte , sağ tarafımı onun kalbini dolduruyordu.
Kalp atışlarım git gide hızlandı, onunki de hızlanmaya başladı.

Gözlerini yavaşça açtı. Onun gözlerine ilk defa bu kadar yakından bakıyordum.
"Neden uyumuyorsun?"
Kalp atışlarımı hissettiğine emindim çünkü ben onunkileri hissedebiliyordum.
Elini belimden çekti ve kahküllerimi iki yana aldı.
"Huzursuz hissediyorum."
Hafif gülümsedi ."Neden?"
"So Eun evde yalnız."
"O da biraz kafasını dinlemiş olur" Kafamı boynuna yasladı."O da endişeleniyordur ama ben ona haber verdim. Huzursuzlanma,çoktan uyumuştur."

Saçımı okşamaya başladı "Annem beni hep böyle uyuturdu. " Kendinden bahsediyordu, en önemlisi de ailesinden bahsediyordu."Yanıma gelir ve "Baban saçlarını kestirelim dese de ben saçlarınla oynamayı seviyorum , bu yüzden kestirmeyeceğim " derdi"
Gözlerinin içine baktım , gözleri dolmuştu. Ailesinden bahsetmenin onun için zor olduğunu anlamak kolaydı, ailesi hakkında tek bir şey bile söylemiyordu ve anne dediği anda gözleri dolmuştu... "Taehyung'un da saçlarını kestirmeyeceğim derdi hep. O daha küçücük bir çocuktu. O günleri hayal meyal hatırlıyorum."
"Vefat mı etti?"
"Bıraktı. Daha 3 yaşına basmamış küçük oğlunu ve her gün saçını okşadığı büyük oğlunu kafasına takmadan gitti. İlk başta büyükanneme gittiğini sanıyordum. Ama aylar geçti, Taehyung'un doğum günü geldi. Ve o ortalıkta yoktu." Yutkunuyordu.
Bir nevi intihardı, ağlamamak için yutkunuşları.
Sonunda yanakları sırılsıklam olmuştu ve buna rağmen güldü. "Babam o gün pasta almadı. Kardeşimi bana bırakıp sarhoş olana kadar içti. Evin tüm sorumluluğu 5 yaşında bir çocuktaydı Taeyeon, o gün tüm gece boyunca Taehyung'a masal uydurup uyutmaya çalışan bendim. Ne annemdi, ne de babam... İşte ben o gün elimde bir tek Taehyung'un kaldığını anladım. "
"Saçlarını hiç kısa kestirmedim. Hala her gece onun saçını okşarım. Ona sinirli olduğum zamanlar uyuduktan sonra odasına giderim... Annem benim her saçımı okşadığında huzur dolardım..."
"Kucağına yatıp kalbini dinlerdim. Onu sevdiğimi söylerdim. "
Alnını alnıma yasladı."O beni terketti."
"Ben ise 10 yıl boyunca babamın yanında kaldım. Annemin yüzünü bile hatırlamıyordum, evdeki tüm resimler yakıldı..." Hıçkırıklara boğuldu
"15 yaşına geldiğimde Taehyung'u önemsemeden buraya geldim. O da berbat bir insan haline dönüştü. Hele ki babam öldükten sonra ... Onu yanıma da alamadım... 2 yıl nerede kaldığını bile bilmiyorum. O ona kızgın olduğumu düşünüyor ama ben kendime kızgınım. "
"Babam ölünce saçlarını kestirdi. "İşte bu cümleyi söylediği an ona sıkıca sarıldım ve gözlerimi sımsıkı kapattım, evet bu doğruydu. İnsanlara duygularını anlatınca karşıdaki de acı çekiyordu. Göğüs kafesinize inen sert bir darbe gibi...
"Şş.. Tamam..."
Kollarımı belinden çekip boynuna doladım . "Ben çok kırıldım Taeyeon... Çok fazla"
"Hep sen beni dinledin, ben seni hiç dinlemedim... Özür dilerim"
"İyiki yanımdasın." Bir süre hiçbir şey konuşmadık.
"Sende iyiki benim yanımdasın Baekhyun"
"Kalbim sıkışıyor bazen, babama veda edemediğim için pişmanlık duyuyorum,Taehyung'u bıraktığım için pişmanlık duyuyorum... "
Bir an elimi saçlarının arasına daldırdım. "Belki annen gibi olmaz ama ..."
Saçlarını okşarken gözlerinin içine bakıyordum. Yüzünün kıpkırmızı olduğunu anlamak kesinlikle zor değildi,ve bu çocuk boğazındaki o yumrunun verdiği acıya rağmen gülümsüyordu.

En sonunda yavaşça gözleri kapandı."Duygularını bana cesurca anlattığın için teşekkür ederim Baekhyun"
"Utanmana rağmen beni arkadaşın olarak kabul ettiğin için ben teşekkür ederim ..."
"Huh? Uyumamış mıydın?"
"Uyuyorum,sende uyu"
"Tamam ,uyuyorum..."

"Kalbinin atışını hissedebildiğim için mutluyum Kim Taeyeon"

River Of Tears | BAEKYEONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin