6

276 19 8
                                    

  Medya: Dünyada beni en çok ağlatan şarkı kendisi. Dinleyin bence ...😭
6.Bölüm:

Uzun bir süre bunun aşk olduğunu anlayamadım.
+
Yağmur şemsiyemden aşağı kayarak omuzlarımın küçük bir bölümünü ıslatıyordu. Adımlarım ile beraberinde suya giren botlarım su geçirmez özelliğine rağmen bi hayli su geçiriyordu ve üşüyordum. Arabaların yolda ilerlerken çıkardıkları ses ile kulaklığımdan gelen şarkı sesi birbirine karışmıştı ve bu beklenmedik bir şekilde huzur veriyordu. İnsanların çoğu yağmurun altında ıslanmaktan nefret ederdi, ıslanmayı fırsat olarak görüp ağlayan kızlar hariç. Neredeyse 1 yıl olmuştu. İlk ölüm yıldönümüne birkaç ay kalmıştı fakat bu beni ağlatmıyordu. Eve gidip odasına adım atmayı başarabilmiştim ve dokunmaya kıyamadığım kıyafetlerini kokusunu ezberleyecek kadar kokladım. İnsanların bunu neden yaptıklarını anlamazdım, mantıklı gelmiyordu. Fakat öyle bir an geldi ki mantıksızlık dünyadaki en güzel şeye dönüştü. Kokusunu içime çektikçe yanımda olduğunu hissettim, orada yatağında yattığını ve bana ışığı kapat diye bağırdığını hissettim. Bu artık her gün oluyordu, o yanımdaydı ve öyle olacaktı.

   Artık onu hatırladığım her an gülümsüyordum. Baekhyun'un ilk tanıştığımızda söylediği söz aklıma geldi. "Kendinle yüzleş , ama asla geçmeyecek, asla unutmayacaksın, sadece alışacaksın ve bir süre sonra onu hatırladığında ağlamak yerine güleceksin , bunun garantisini veriyorum ."

O an haklı olmasını öyle çok istemiştim ki, fakat inanmamıştım. Sadece basit düşündüğünü sanmıştım.

-Burası sıcak ve kahve kokuyor. Özel müşterilerimize iletilir.
Gülümsedim.

-Kahve kokan o sıcak yere birini görmek için geliyorum. Mesaisi bitene kadar bekleyeceğim.

-İletildi.

Telefonumu kabanımın cebine tıkıştırdım ve elimi de cebime soktum. Bir haftada öyle çok şey değişmişti ki hayatımda. Taehyung yarın nakil işlemlerini halletmek için yanımıza gelecekti, arkadaşları tarafından bir güzel dövülmüştü fakat yüzünde bir çizik bile yoktu. Tamamen göğüs kafesine çalışmışlardı sanırım. Kafeye geldiğinde tamamen mutlu bir haldeydi ve tek söylediği şey "Dövdüğüm çocuklar bunu hissetmiş olmalı"ydı.
Baekhyun artık yerleri silmiyordu ve okula tamamen alışmıştı.
Ben ... En çok değişen ben olmuştum sanırım. Arkadaşım artık benim için üzüntülü bir anı değildi. Garip şeyler olmaya başlamıştı. Baekhyun'a sarıldığım o an... farklı...
Derslerimde eski notlarımı yakalayabilecek duruma gelmiştim, yine eski Taeyeon olmuştum.
Ve sadece gülümsüyordum. Gülümsemek benim için zor bir şeydi fakat gülümsüyordum.

Çanın çıkardığı tiz tik sesi her zaman huzur vermeye başlamıştı.
"Al bakalım. " Elime tutuşturduğu boya fırçasına bakakaldım .
"Dükkanı boyuyoruz"

"Ne! Bu kadarı da fazla ama ! Biri o bok kafalıya kulları olmadığımızı söyle-"

"Ben istedim" Bileğindeki tokayı eline aldı ve saçımı arkadan atkuyruğu yaptı. "Harika bir stres atma yolu, sınavlarımız yaklaşıyor."

Kasanın yanında duran eşyalara baktım. Hepsi yeniydi, boya , kitaplar, tahtalar ... Her zaman evimi süslemek istemiştim fakat para meselesi bunu yapmayı imkansızlaştırmıştı.

Birkaç kıyafeti elime tutuşturdu "Bunları giyebilirsin, içeride giyinmek tuvalette giyinmekten daha mantıklı olacaktır. "

River Of Tears | BAEKYEONWhere stories live. Discover now