Final.

50.5K 1.4K 205
                                    

Yıllar öncesinden mutsuz bir şekilde çıktığım şu eve kırgın bakışlarla bakarken içeri girip girmemekte oldukça kararsızdım. Ne elimi tutan el bana güç veriyordu ne de kendi kendime güç veriyordum. Bu eve girmek istediğimden bile emin değildim. İçeri giripte o kadını görmek..

Ona her hangi bir kötülüğüm dokunmamıştı fakat o yine de beni sevmemeyi tercih etmişti. Bu da sanırım karakter meselesi. Fazla takılmamam gerekir biliyorum ama elim de değildi.

''Girelim mi? ''

Burak'ın sesi beni düşüncelerimin içinden çekip çıkarırken ben sadece başımı salladım. Ne ile karşılaşacağımı kesinlikle bilmiyordum. Belki kovulurdum belki yüzsüz olduğum yüzüme vurulurdu. Bilemiyorum. Fakat güzel bir tepki ile karşılaşacağımı zannetmiyordum.

Bir kaç adımdan sonra kapının tam önünde durmuş ve zile basmıştık. Heyecan içinde bedenim titrerken elimi nereye koyacağımı bilmiyordum. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldığım sıra da kapı açıldı. Gözlerim refleks olarak hızla açılırken karşıya baktım. Karşımda hala yaşına göre genç duran kadın vardı. Saçları biraz uzamıştı. Araya bir kaç tel beyaz karışmıştı. Gözleri yüzümde dolaştı. Kaşları yukarı kalkıp tekrar aşağı indi ardından dudakları aralandı fakat diyecek bir şey bulamadığından olsa gerek tekrar kapandı. Şaşkınlığını son evresine kadar yaşadığı belliydi.

''Merhaba anne? '' Burak'ın keyif dolu çıkan sesi kulaklarıma çarptığında irkildim ve bakışlarımı kadının yüzünden çektim.

''İzin verde içeri girelim. '' diyerek kendisi ile beni çekti. Annesini geçerek içeri girdik. Nasıl davranacağımı şaşırmıştım. Yürümeyi bile unutmuştum. Herşeyi yeni yeni öğrenen bir bebekten farksızdım sanki.

Değişen evin içine girerek salona girdik ve Burak ile beraber koltuklardan birine oturduk. Ardımızdan gelen Burak'ın annesi sinirli olduğu her halinden belli olan suratı ile karşımıza oturduğun da olacakları bekledim. Tahmin bile yürütemiyordum. Böyle anlardan nefret ediyordum!

''Burak? '' dedi annesi. ''Bu.. Bu ne? '' dedi beni göstererek.

''Tanımadın mı anne? Gelinin Ezra. '' dedi hızla.

''Burak.. '' dedi.

''Anne evleniyoruz. Bir kaç güne düğünümüz var. '' dedi hızla.

Kadının gözleri kocaman açılırken, ''Ne!? '' dedi. ''Evleniyor musunuz? ''

''Evet anne. Haberiniz olsun diye geldik. İster gelirsiniz ister gelmezsiniz. Karar sizin. '' dedi.

Annesi gözlerini kapattı bir kaç dakika. Ardından açtı. Bana öyle derin baktı ki içim titredi. Bakışları daha derine inerken dudaklarını araladı.

''Esin'in annesi.. Yani ilk annesi öz kardeşim. '' dedi.

Dediklerinden bir şey anlamazken bir tepki gösterip kaşlarımı çattım.

''Ölmeden önce konuşmuştu benimle. Kızını oğluma almamı söylemişti ancak öyle mutlu olacaktı. Dediğini yaptım. Oğlunu kızıma aldım. Fakat.. Fakat sonra sen çıktın.. İlk önce aptalca bir kuma olayı ardından Esin ile Burak'ın boşanma olayı. Eğer sen araya girmeseydin ne şu an Esin başka bir adamla evli olurdu ne de sen şu an bizim hayatımız da olurdun. '' dedi dolu gözleri ile.

Esin'in annesinin ölmüş olması beni şaşırtırken Burak'ın annesinin herşeyi yanlış biliyor olması sinirlerime dokunmuştu. Ben araya giren biri değildim.

''Efendim. '' dedim sesimi bulduğum da ve biraz olsun cesaretim geldiğinden.

''Burak ve Esin hakkın da ne kadar şey biliyorsunuz ki beni suçluyorsunuz? '' dedim kendimden emin bir şekilde.

Küçük Kuma.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin