K-16

52.1K 1.8K 548
                                    

Elimi buğulu cama değdirirken aklımda dolaşan düşüncelerimin ağırlığı omuzlarımın çökmesine neden olmuştu. Dün gelmiş olabilirdik fakat ben sanki yıllarca burdaymışım gibi hissediyordum. Biliyorum öyle değildi ama neden böyle hissettiğimi de bilmiyordum. Elimi buğulu camdan çektikten sonra arkamı döndüm ve banyoya doğru ilerledim. Elimi yüzümü yıkamıştım lakin bir daha yıkamaktan kimseye zarar gelmezdi.

Elimi yüzümü tekrar yıkadıktan sonra odaya girdim. Burak yatakta yatıyordu. Vicdanım el vermemiş ve onu yanıma almıştım. Ama arada kesinlikle mesafe vardı. Ve tuhafıma giden şey ise uyandığım da Burak'ın benden hala çizdiği mesafe de kaldığıydı. Normalde okuduğum kitaplar da sabah sarmaş dolaş uyanırdı çiftler.

Siz çift misiniz ki?

İç sesim küçük bi hatırlatma yapıp kaybolurken ben bakışlarımı ondan çekip üzerimi giyinmek için elime elbiselerimi aldım ve tekrar banyo ya girdim.

Burak.

O banyoya girdikten sonra başımı yastıktan kaldırmış ve arkasından bakmıştım. Arkasından kapıya bakarken derin bir iç çekmekten kendimi alıkoyamadım. O bu kadar yakınken ona dokunamamak. Gece ona sarıldığımı hissettiğim anda uyanmış ve uzaklaşmıştım. Güvenini sarsmamalıydım. Emindim beni sevecekti. Er ya da geç. Ama sevecekti.

Bende yataktan kalktıktan sonra bir müddet kendime gelmeyi beklemiştim. Ardından telefonumu eline alarak gelen bildirimlere bakmıştım.

Esin'den gelen mesajı açıp okurken bu kadının bende ki yerinin her daim özel olduğunu biliyordum. Özeldi o benim için. Kıymetlim..

-Herşey yolunda mı?

Mesajına gülümseyerek kısa bir cevap vermiştim. Onun sayesinde burda asıl sevdiğimle kalmıştım. Farklıydı bizim hayatımız. Çok farklı..

Kapının açılma sesi ile bakışlarımı banyo kapısına çevirmiştim. Ezra girmişti içeri. Üzerine bakarken siyah bir pantolon ve krem rengi uzun bir kazak giymişti ve o çok sevdiğim saçlarını topuz yapmıştı.

"Uyandın mı? "

Sesi ile beraber kendime gelip onu izlemeyi kesmiş ve cevap vermiştim.

"Aynen. Sen hazır mısın?"

Üstünü göstermiş ve cevap vermişti.

"Evet. "

" Peki o halde beni bekle hemen üstümü giyineyim aşağı kahvaltıya ineriz. "

Sadece başını sallayıp onaylamış ve yatağın kenarına oturmuştu. Ben ise hemen kalkmış ve banyoya girmiştim.

Sonunda ikimiz de hazır olduktan sonra aşağı inmiştik. Ona bakmamak için girdiğim mücadele beni gerçekten zora sokuyordu. Yine de derin nefesler alarak kendime hakim oluyor ve sakin duruyordum.

Oturduğumuz masada kahvaltıların gelmesini beklerken ortam da ki sessizlik canımı sıkmıştı.

"Kaymayı biliyor musun?'' diye sordum. Benim sesimle beraber bakışları bana döndü.

"Yok. " dedi kısa ve net. Çok asiydi ve bu onun en güzel huyuydu.

" Öğretirim sorun yok. " dedim.

Yapmacık bir şekilde gülümsedikten sonra." Okulu napcam? " diye sordu.

" İzin aldım bile. " dedim.

Evet zaten planlı bir tatildi. Benim için.

" Ne yani. Sen nerden biliyordun geleceğimizi." diye sordu.

Cevap vermedim. Sessizliğim onu daha da sinirlendirmiş olmalı ki mırıltılı bir şekilde. "Gerizekalı." dedi.

Hayır alınmıyordum. Aksine onun kızması hoşuma gidiyordu. Nedenini sormayın çünkü bilmiyorum.

Sonunda kahvaltılarımızı yapmış ve odaya çıkmıştık. Şimdi ise hazırlanıp aşağı inecektik.

"Kalın bişeyler giyin." diye uyardım. Hasta olmasını istemiyordum çünkü. Başını sallayıp üstüne şişme montunu giydikten sonra tekrar odadan çıkmıştık.

İçim de ki heyecan ortaya çıkarken kendime telkinde bulunuyordum. Ergenler gibi titriyordum. Bunun nedeni ise şuan yanımda duran küçük kızdı.

Dışarı çıktığımız da havanın soğuğu iyice üstüme sinerken Ezra'ya baktım.

"Çok üşüyor musun? "

" Hemen mi? Daha yeni çıktık. " dedi azarlar bir tonda.

" Pekala.. O halde hadi kayalım. "

****

Yorgunlukla kendimi yatağa atarken yanakları kırmızı olmuş Ezra'ya baktım. Bu hali ile o kadar güzel duruyordu ki kalkıp ona sarılmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Ölüyorum." dedi oda yatağa uzanırken. Aramıza mesafe koymayı unutmamıştı tabi ki..

"Yoruldun mu çok? " dedim.

" Şu cümlelerini devrik kurmayı bırakır mısın. " dedi.

Bakışları bana döndüğün de. "Sevmiyorum." dedi.

Gülümsemem yüzüme yayılırken başımı salladım. Fakat arada onu kızdırmak için de olsa devrik cümle kuracaktım.

" Biraz uyusam.. " diye sorunca ona bakmış ve başımı olumlu anlamda sallamıştım.

Ezra uyuduktan sonra elime telefonumu almış ve Esin'i aramıştım. Neyse ki çok bekletmemiş iki çalıştan sonra açmıştı.

" Nasılsın? " demiştim açtığı gibi.

" Iyiyim, sen? " demişti. Sesin de herhangi bir duygu yoktu.

" Iyiyim. Nasıl gidiyor, bizimkiler bişeyler diyor mu? "

Hafifçe güldüğünü duydum. Ardından cevap verdi.

" Demezler mi.. Yalnız babanın günahını almamak lazım. Sadece annen çok mırın kırın ediyor.. " dedi.

Bende güldüm."Sen ona bakma." dedim.

"Ee siz ne yaptınız? Ezra nasıl? "

Bakışlarım yatağın üzerin de uyuyan Ezra'ya kayarken gülümseyerek cevap verdim.

" Biraz üşüdü şuan uyuyor. " dedim.

" Ona dikkat et. Hasta olmasın. " dedi.

Esin'in, Ezra'yı düşünmesi benim için tuhaf olsada alışıyordum..

" Ederim. " dedi kısaca.

Bir kaç dakika olan sessizliğin ardından Esin'in titreyen sesini duydum.

" Ben dayanamıyorum Burak.. Seni kurtarırken ben ölüyorum. Sen onun yanındayken ben ondan uzağım.. Ben özledim onu.. Geç kalıyoruz. Eğer onu kazanamazsam kaybederim.. Çabuk ol.. " dedi.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alırken sesimi kontrollü tutmaya çalışarak,"Düzelecek. En kısa zaman da." dedim.

"Peki biz Ezra'ya ne zaman anlatacağız.. " dedi.

Alt dudağımı dişlerimin arasına alırken,"Bilmiyorum.." dedim.

"Zamanımız az kalıyor. Ailesi ve biz sakladıkça kötü olacak. " dedi.

Haklıydı. Sonuna kadar..

" Esin.. " dedim derin bir iç çekerek. "Abisi senin için Ezra'nın benimle evlenmesini istediyse o adam senin için daha neler neler yapar.. O yüzden kötü düşünmeyi bırak ve mutlu olacağın zamanların hayalini kur.." dedim.

Titrek ve kısık bir sesle. "Tamam." dedi. "Sadece onun için tamam."



Biraz geç kalmış olabilir.. Özür dilerim.. İnşallah bir daha ki bölüm çok erken gelir.

Küçük Kuma.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin