... SAYGISIZ ... BÖLÜM 6 ...

96 23 2
                                    

Avkan'ın ağzından...

Ilk defa Kendimi eziklenmiş hissettim. Merşa birden bu şekilde davranınca şaşırdım. Galiba teklifimi kabul etmişti. Bozuntuya vermeden yüzüne bakıp gülümsedim Merşa'nın. Sahte gülümsememin farkedilemeyecek kadar gerçeğe yakın ve içten olması, gözlerime öfkeyle bakan Batur’u daha da sinirlendirmiş gibi görünüyordu.

“Biz sevgiliyiz.”

Cümlem bitince Batur bana doğru gelmeye çalıştı fakat Karen kolundan tutarak ona engel oldu. Sinirden ağzı köpürüyordu.

Karen ise şaşkın bir şekilde olanları anlamaya çalışıyor, gözlerime ters ters bakıyordu.

“Batur hayırlı olsun demeyecek misin?”

Birden ileri doğru atıldı, galiba yumruk yaptığı sağ eliyle çeneme vurdu. Yere yığıldığımı hatırlıyorum sadece. Planım tutmuştu, şimdi Karen onu ve sevgisini sorgulayacaktı.

Hayatımdaki en büyük kötülük kardeşimin ölümüne sebep olmam. O havuzda yardım çığlıkları atarken ben su fobim yüzünden ona yardım edemedim. Yavaş yavaş suyla birleşmesini, artık nefes alamamasını izledim. Yıllarca aklımdan çıkaramadığım bilinç altımın en büyük depremi.

“Karen bekle beni.”

Batur yanında yoktu ve onunla konuşmak istiyordum. Elindeki çantayı hafifçe savurarak bana doğru döndü.

“Oo genç aşık, Merşa nerde? Kızmasın benle konuşuyorsun diye.”

Gözleri bir şeyler ifade ediyordu, sanki beni kıskandı. Hoş bir duygu kapladı bedenimi ve harika bir rahatlama.

“Sen beni mi kıskandın?”
Birden gözleri kıpkırmızı oldu ve dudakları titremeye başladı. Duvara sağ ayağının tabanını dayadı ve dizini kırdı bana bakmaya başladı.

“Seni mi?”

Kahkaha atmaya başladı. O anda arkamdan geçen ufak kahverengi sokak köpeğini gösterdi.

“Onu kıskanma olasılığım bile daha yüksek.”

Üzerine doğru yürümeye başladım, zaten duvara dayandığı kaçamadı. Ellerimi duvara koydum ve dudağımla dudakları aynı hizada bir süre bakıştı. Kulağına doğru yaklaştım ve dudağım kulağına değmeye başladı o şekilde konuşmaya başladın.

“Büyük konuşma, hem bende severim köpekleri, onlar kendinden büyüklerden korkarlar. Sen korkar mısın?”

Cevabını beklemeden arkamı döndüm. Siyah deri ceketimi sırtıma alarak uzaklaştım.

“Heyy. Ne demek bu ?”

Sesler gelsede dönmedim.

...............................................................

Eve geldiğim zaman bodrum kata harika bir şekilde döşenmiş odama indim. Burasını babam istemese de ben karanlık ve ışıklardan uzak olduğu için odam olarak seçtim.

Üzerimdeki eşyalardan kurtuldum ve çıplak bir şekilde odamdaki banyoya doğru ilerledim. İçeri girip suyun en soğuk halini ayarladım musluklarla. Buz gibi suyun altında, dişlerimin titremesine, ayaklarımın güçsüzleşmesine ve nefes alış verişimde ki düzensizlik ile 1 saat bekledim.

Üzerimdeki bornozu çıkarıp boxerımı giydim ve yatağıma uzandım sırt üstü. Odamın tavanına bakıp ellerimi kafamın arka tarafında birleştirdim. Aklıma Karen'in gelmesi lazımken garip bir şekilde Merşa'ya doğru kayıyordu zihnim.
“Avkan.”

Odamın kapısı açıldı ve Betül girdi içeri. Babamın karısı ve üvey annem Betül. Uzun boylu ve kısa sarı saçları göründü kapıda. Yanıma iyice yaklaştı ve yatağımın ucuna oturup beni izlemeye başladı. Yine başlıyorduk...

.................

Sabahleyin deli gibi öten alarmım ile birlikte uyandım. Dünden kalma yorgunluk vardı biraz üzerimde.  Okula gitmek zorunda olduğum için bu yorgunluğa rağmen ayağa kalkıp duşa girdim. Son 10 saat içindeki üçüncü duşumu da aldıktan sonra masanın üzerindeki defteri aldığım gibi fırladım. Kapının ağzında beni bekleyen eski kırmızı Camaro arabama binip okula doğru sürdüm.

Giriş kapısından içeri girerken kapını sağ tarafında daha önce görmediğim iki tane erkek lise öğrencisi ile konuşuyordu. Arabayı park ettim ve yavaş adımlarla Merşa’ya doğru ilerledim.

“Lütfen gider misinin?”

Merşa’nın bu ricası o iki çocuğaydı. Peki ama hala gitmemelerindeki neden neydi?

“Bak biraz tanımaya çalışırsan seversin. Bir şans ver.”

Çocuğun bu söylediklerinden olanı biteni anladım. Hızlandım ve yanlarına gidip Merşa'nın elini tuttum.

“Aşkım bir sorun mu var?”

Merşa onu kurtardığım için sevinçli duruyordu.

“Arkadaşlarda gidiyordu. Sorun yok yani.”

Çocuklardan uzun boylu ve kalıplı olan bir an bana vurmak istedi ama burnuna yediği kafa ile yere yığıldı. Ayağa kalkınca hızlı adımlarla arkalarına bakmadan topukladılar.
“Teşekkür ederim Avkan.”

Merşa mutlu olunca bende de anlamsızca bir mutluluk oluştu. Ta ki Canan gelene kadar.

“Merşa ne işin var bu copciğin yanında?”

Merşa'nın cevaplamasını beklemeden hemen söze girdim.

“O benim sevgilim tabi ki de yanımda olacak.”

Merşa bana baktı ve hafif gülümsedi ama bu daha çok dalga geçer gibi bir gülümsemeydi.

“Hadi lan oradan ! Merşa bana her şeyi anlattı.”

Merşa demek ki bundan gülmüş o şekilde. Hiç bir şey demeden uzaklaştım. Okulun arka tarafına gidip oturacaktım. Tam okul duvarının köşesinden döndüğüm an belimde bir ağrı, sert bir cisim hissettim.

Bölüm yazarı: kobaytensar

SAYGISIZWhere stories live. Discover now