20

10.6K 688 396
                                    

  Mümkünse bölümü i need u piyano instrumental ile dinleyin, yukarı da iliştiriyorum ^^

***

Min Yoongi

 Günlerdir toplasak 3 saatten fazla uyumayan Yoo Rae'yi dinlenmesi için ikna etmek her şeyden daha zordu. Hiç durmadan annesini arıyor, daha önce ismini bile duymadığım yerlere bakıyordu. Doğal olarak yanından ayrılamıyordum, her an düşüp bayılacak gibi dursa da her zamanki inadıyla vücuduna acı çektiriyordu. 

 Sadece acısı dinsin istiyordum.

 Bildiğim, tanıdığım kim varsa hepsine bulabildikleri her yeri aramalarını söylediğimde biraz olsun rahatladığını görmüştüm ama hala kendine eziyet ediyordu. 

 Evdekiler de onun bu haline hiç alışık değildi, endişeden saçmaladıklarını görebiliyordum. Onlar da tıpkı benim gibiydi. 

 "Gidip uyusana." dedi eve gelmemiz için zar zor ikna ettiğimde. O uyumayınca ben de uyuyamıyordum. Acısı çok fazlaydı. Daha önce ağlamaktan sakınan kız bulduğu her boş anda bir anda içi çıkana kadar ağlamaya başlıyordu. En çok canımı yakan da buydu.

 Gecenin ikisi olmuştu ve o hala birkaç yudum kahveyle ayakta durmak için inat ediyordu. 

 "Senin uyuduğunu görmeden uyumamın hiçbir ihtimali yok." dedim endişeli bakışlarımla halka halka olmuş göz altlarına bakarak. Elimi yüzüne uzattığımda yanağını avcuma yasladı ve dolu gözlerini kapatıp birkaç saniye öylece durdu. 

 Zayıf düşmüş bedenini kucağıma aldığımda direnmedi. Yorgun olduğunu biliyordum. Tüy gibi hafifti.

 "Biraz dinlensen olmaz mı?" dedim kulağına fısıldayarak. "Dışarıda yağmur yağıyor, hasta olursan daha çok yorgun düşersin."

 Yüzünü omzuma gömdü ve iç çekti. "Ya annem de dışarıdaysa?"

 Boğazıma oturan yumruyu es geçip saçlarına ufak bir öpücük kondurdum. Merdivenlere yönelmek yerine arka odaya ilerlediğimde ben de ani karar vermiştim. Aralık duran kapıyı bacağımla açtığımda pencerenin önüne çekilmiş koltuğa yöneldim. Jungkook'la uzun zaman önce üstünde şarkı sözü yazıp sabahladığımız koltuktu bu. Sahi o şarkıya ne olmuştu?

  Biraz olsun uyumasına yardım etmek için Yoo Rae'yi koltuğa bırakarak içeriden üzerine bir battaniye getirdim. Bebek mavisi battaniyeyi çenesine kadar çekti ve piyano taburesine oturmamı izledi.

 Gözlerine bakarak ilk notalara bastığımda kıpırdamadan beni izledi. Arada yüzüne bakıp uyuyup uyumadığını kontrol ederken parmaklarımın uzun süre sonra ait olduğu yeri bulmanın sevinciyle hızlandığını fark ettim. Gözlerimi kapattım ve uzun zaman sonra ilk defa piyanoyu bu kadar içten çaldığımı hissettim. 

 Yine buna Yoo Rae sebep oluyordu. Bu kızdan kendimi kurtaramıyordum. O gülse, içimden kahkahalar atmak geliyordu; durduramıyordum. O ağlasa, onu üzen her şeyi parçalayıp yakıp kül etmek istiyordum. Ne olduğu önemli değildi, sadece o bana bu etkiyi yaratıyordu. 

 Onu ilk kez bir bar taburesinde içerken gördüğümde bunları bana yaşatacağını asla bilemezdim. Hiçbir zaman kızlara, aşk ilişkilerine düşkün biri olmamıştım. Uzun zamandır sadece yaptığım hataları düzeltmeyi düşünüp daha çok para elde etmeye odaklanmıştım ki o gelip her şeyi yıkmıştı. 

 En büyük kabuslarım kaybettiğim paralar, bir polisin beni yakalaması, birinin kanını elime bulamakken bir anda onun hayatımdan çıkıp gitmesi olmuştu. 

one million bullets || myg.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin