-Panik Atak Geçiriyorum-

1.9K 143 24
                                    

Medya: Natasha Morris (Şarkıyı belirttiğim yerde açın)

#Mia

Yatağıma uzandığım anda uykuya daldım. 

Karanlık bir alandaydım. Loş bir ışık vardı. Etrafı çok seçemiyordum ama bankta sipsiyah giyinmiş, bembeyaz tenli ürkütücü bir adamın oturduğunu görebiliyordum. 

Adam ani bir hareket ile bana döndü. Adamın bana dönmesiyle birlikte etraftaki ışık da çoğalmıştı. Şimdi etrafı seçebiliyordum. Bulunduğumuz yerin etrafı siyah yüksek çitlerle çevrelenmişti. Alanda sadece adamın oturduğu bank vardı. 

Dikkatimi etraftan ayırıp adama verdiğimde adam çok kalın ve korkunç bir ses tonuyla konuşmaya başladı -Evet, Nico gibi-. Adamın ten rengi o kadar soluktu ki...

"Ben Hades." Harika! Acaba benden ne isteyecek? Dur! Bir tahmin edeyim. ' Oğluma neden kötü davranıyorsun seni cadı?' durun durun. Az önce kendime cadı dediğimin bende farkındayım! Ama adamın tipinden böyle bir şey diyeceği anlaşılıyor. 

Hiç bir şey diyemedim tabii. Hades devam etti,

"Zamanı geldiğinde, geçmişten birini getireceksin Kronos Kızı." Geçmişten birini mi getireceğim? Çok affedersiniz ama adam bunun kolay bir şe olduğunu mu düşünüyor?!

Yüz ifadem herhalde kötü olacak ki Ölüler Tanrısı düz dudaklarını gülümser gibi hafif kıvırdı. Ama gülümsemiş olamaz! 

"Bu gücü, yani bunu yaparken kullanacağın gücü sana vereceğim." Atıldım,

"Kim?" Şimdi bu soruyu sormanın saçma olduğunu biliyorum. O durumda 'Neden?' demeli idim. Fakat Hades'in geleceği kadar önemli bu şahıs kimdi? 

"Zamanı gelince anlayacaksın melez." En azından Kronos'un kızı demedi...

 Ardından bana aynı oğlu gibi -ama ondan da beter- bir ölümcül bakış şeysi atıp ortadan kayboldu. Bende yavaş yavaş etrafın silinmesi izledim. Ardından da...

"Uyan!" Natalie'nin sesi beni kendime getirdi. Uyandığımı görünce gülümsedi. "Hadi. Gidiyoruz." 

--------------

Bir süre sonra son model Mazerati'miz ile Roma Kampına doğru ilerliyorduk. Austen arabayı sürüyor ( ne bekliyordunuz acaba?),  Natalie ve ben de arka koltuklara yayılmış oturuyorduk. 

"Mia?" Ashley bitkin bir sesle sordu. 

"Efendim?"

"Zamanı bize göre ayarlarsak... Ne zaman varırız?" Anında gözlerimin önüne kum saati geldi. 

"1 saat." 

Natalie kahkaha patlattı (?).

"5 saatlik yolu 1 saate indirdin Mia!" Sonunda konuşabilmişti. Bir an gülmekten nefes almayı unutacak sandım yani!

"Yani Natalie?" Bıkkınlıkla sordum bu soruyu. Nesi değişikti?

"Yanisi Mia... Tüm Melez Kampı bir gün, üzerine saldırırsak, gayet rahat kurtulabilirsin!" tekrar gülmeye başladı. Bense... Somurttum tabii ki!

"Aman ne güzel!"

"Ne oldu? Bu iyi bir şey değil miydi?" Ashley arkasına dönüp somurtuk yüzüme baktı. 

Kronos' un Kızı | Ilk melezin hikayesi | Percy Jackson FanFictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin