Bölüm4

11.7K 801 9
                                    

4.BÖLÜM

"Dostum ne yaptığının farkında mısın?
"Samuel ayağa kalkıp çalışma odasının kapısını kapattı.
"Daha sessiz olabilir misin acaba?" En yakın arkadaşım, sabah ona gönderdiğim mektupla erkenden buraya gelmişti. Şimdi ihtiyatlı gözlerle bana bakıyordu. Gidip sakince çalışmam masama oturdum.
"Hadi ama Samuel, buna inanıyor olamazsın. Gelecekten gelen güzel bir kız. Bu saçmalık." Ona baktım, en yakın dostuma evet bu kesinlikle bana da saçmalık olarak geliyordu. O zaman neden bu oyunu sürdürüyordum. Neden onu kapı dışarı etmiyordum. Yaşlarla kaplı mavi derin gözleri geldi aklıma, beyaz teni ve kömür karası saçları. Derin bir nefes aldım. Kırmızı dolgun dudakları aklıma düştü, İnce ve yeterli dolgunluktaki vücudu. Tanrım, lanet olsun. Bunları düşünmek kasıklarımdaki sızlamanın artmasından başka bir işe yaramıyordu.
"Saçmalık olduğunun bende farkındayım ama kız bunların gerçek olduğuna inanıyor. Buna gerçekten inanıyor, bilmiyorum belki de aklıyla ilgili bir sorunu vardır." Edmount sert omuzlarını silkti.
"Belki de bu baban Yourk Dükünün yeni bir planıdır. Biliyorsun, seni evlendirmek onda bir takıntı halini aldı." Gülümsedim. Bu doğruydu babam beni evlendirmek ve bir torun görebilmek için her şeyi yapardı. "Kathy'i görünce bana hak vereceksin, kıyafeti, konuşma tarzı ve hareketleri kesinlikle buralara ait değil." bir kahkaha yükseldi Edmount'un dudaklarından.
"Tanrı aşkına, bana ondan hoşlandığını söyleme sakın." Yavaşça ayağa kalktım. Bu doğrumuydu ondan hoşlanıyor muydum? Yok, canım, hayır bu olamazdı. Evet, onu arzuluyordum. Çünkü çekici bir kadındı ama hepsi bu, bu işte duygular yoktu. Özelliklede aklından zoru olan bir kadınla.
"Saçmalama,o yalnızca bu zamana kadar gördüğüm en güzel şey..Hepsi bu." Akıllı, asi, atılgan ve vahşi... bunları kendime saklamam gerektiğine karar verdim. Birden odanın dışından gelen gürültülerle konuşmamız kesildi. Edmount soran bakışlarla bana döndü.
"Burada neler oluyor tanrı aşkına!." Ona baktım ve hızlı adımlarla kapıya yöneldim.
"Hiçbir fikrim yok." Kapıyı açtığım gibi Kathy'nin uşağımın suratına okkalı bir yumruk atışına şahit oldum. Genç uşak bir anda kendini yerde buldu. Kathy, siyah dalgalı saçlarını açmıştı ve saçları beline kadar uzanıyordu. İki elini ince beline koymuş yerdeki uşağa bakıyordu.
"Bir daha bana elini sürersen dostum. İnan bana tüm dişlerini sökerim." Bu sahnenin arkasından yanımdan gürültülü bir kahkaha geldi. Edmount, bu durumdan keyif almışçasına katılarak gülüyordu. Kathy, siyah saçlarını savurarak bize döndü. İşte o an 34 yıllık hayatımda bundan daha güzel bir görüntü görmediğime karar verdim. Kasıklarımdaki sızı yerini zonklamaya bırakmıştı. Lanet olsun...

Salona geçtiğimizde onun hakkında çalışanlarıma bilgi vermediğimi fark ettim ve bu olaya hemen müdahale ettim. Onun yanına gittim ve kibar bir şekilde Edmonut'u tanıştırdım. "Kathy, bu bey benim en yakın dostum Edmount Ryaners, kendisi bir lord'dur." Kız umursamazca kaşlarını kaldırdı ve elini Edmount'a uzattı. Çapkınlığı ile Londra'ya nam salmış arkadaşım, hayranlık dolu bakışlarını Kathy'den alıp eline uzattı ama bu eli öpmesine ramak kala Kahty, sanki erkekmişçesine elini sıktı ve onunla tokalaştı. Bu durum Edmount'u kesinlikle afallatmıştı. Beni ise keyiflendirdi.
"İlginç özellikleriniz olduğunu duydum bayan Kathy.." Kathy mavi gözlerini kısarak bir müddet onu süzdü.
"Dartmount, Bayan Katharina Evangeline Dartmount. Size ilk adımla hitap edebilmeniz için izin verdiğimi hatırlamıyorum." Bu Edmount'u daha da afallattı.
"Şey elbette leydim, affedin." Birden bir kahkaha döküldü dudaklarından Kahty'nin.
"Nasıldım Sammy, sence İngiliz kanım işe yarar mı? Ah lütfen Bay Lord bana öyle bakmayı kes, bu bakışlar yirmi birinci yüzyılda bile hala ayıp olarak sayılabiliyor." Edmount ağzı bir karış açık Kahty'e bakıyordu. Onu hafifçe kolundan dürttüm ve o an açık olan ağzını hızla kapattı.
"Edmount'tu değil mi? Pekâlâ, Edi, şimdi sanırım Sammy sana neler olduğunu anlatmıştır. Bana yardım edebilecek misin?" Yanlış anlamıştı, Edmount'un ona yardıma geldiğini sanıyordu. Edmount bir an için bana baktı ve ben durumu bozmamasını belirten bir hareket yaptım.
"Evet, bayan... Şey Kathy, size yardım için buradayım." Kız sevinçle gülümsedi.
"Harika, Sammy sanırım dünkü şaşkınlığımdan olmalı, sana da göstermeyi unutmuşum." Boynundan gelip belinin yanında sarkan garip şeyi boynundan çıkardı ve açtı. İçinden küçük çantamsı bir şey çıkardı.
"Bu benim cüzdanım, işte bu da ehliyetim." Bana uzattı. Parlak kaygan küçük bir kâğıt ve üzerinde ona ait bir resim.
"Bu nedir?"soruyu benim yerime Edmount sordu.
"Ehliyet," dedi tekrar.
"Ehliyet de nedir Kahty?"dedim. Derin bir nefes aldı ve elini alnına vurdu. Hızla ona yaklaştım.
"Bir şey mi oldu başın mı ağrıyor?"Şaşkın gözlerle bana baktı sonra gülümsedi.
"Ah, hayır bu ne kadarda aptalım demenin farklı bir yoluydu sadece, neyse boş ver. Ehliyet araba kullanımı için verilen bir belgedir."  Onu kolundan tutup oturttum, Edmount'la bende karşısına oturduk.Edmount hala kızı inceliyordu.
"Atlar için belgemi?"dedi Edmount, gülmemek için kendini zor tuttuğu belliydi.
"Atlar değil, motorlu araçlar?" Aynı anda seslendik.
"Ne?"
"Tamam, boş verin." Eliyle evraka dokundu ve uzattı.
"Bakın, doğum tarihim yazıyor." Edmount'la aynı anda baktık.1982.... Doğrumuydu. bu olabilir miydi?Edmount şaşkınlıkla bir bana birde Kathy'e baktı.
"Sen şimdi 1982 yılında doğduğunu mu söylüyorsun." Kız tüm güzelliğiyle gülümseyerek onaylamak için başını salladı. Gülme.... içimdeki bir ses gülmemesini söylüyordu. Lanet olsun bana neler oluyordu böyle. Bu kızın acayip kılığından da mı etkilenmiyordum. Söylenenleri duymuyordum, tamamen ona odaklanmıştım. Simsiyah kaşlarını hayretle kaldırdı. Başını hafifçe yana eğdi. Gözleri ışık vurduğunda daha safirimsi bir renk mi alıyordu, yoksa... Aman Tanrım, ondan etkileniyordum, hem de fazlasıyla. Bu olmamalıydı, doğru değil. Aniden ayağa kalktı ve koşarcasına yanıma geldi. Koluma girdi ve bana gülümsedi. Tanrı bana acısın, bu kızın gülümsemesiyle her şeyi yapabilirdim. Gözlerini içindeki hareleri fark ettim o an. Gülümseyen yüzü soldu aniden ve yine o gerilim. Bir müddet bakıştık. Koluma dokunan tenini hissediyordum. Dün onun omuzlarına dokunduğumda hissettiğim yumuşaklığı hatırladım ve titreyişini. Benden korkuyor olabilir miydi? Omzumda hissettiğim elle kendime geldim.
"Gitmeliyim Samuel." İstemeyerekte olsa bakışlarımı güçlükle Kathy'den Edmount'a çevirdim. Konuşmamız için beni beklediğini anladım. Hafifçe başımı eğdim. Sonra Kathy elini uzattı Edmount'a ve oda aynı Kathy'nin yaptığı gibi elini sıktı.
"Tanıştığımıza memnun oldum Kathy." gülümsedi tekrar ve bu kez Edmount'a, gerildim.
"Bende çok memnun oldum Edi ve bana yardım ettiğinde daha da memnun olacağım." Ona göz kırptı. Tanrı aşkına bu kız Edmount'la flörtleştiğinin farkında değil miydi? Edmunt almış olduğu cevaptan oldukça memnun odadan çıktı. Yavaşça Kathy'e döndüm. Edmount'u baştan çıkararak ne yapmaya çalıştığını anlayamadım. Ayağa kalktı ve beni inceledi.
"Neden bu kadar sinirlisin?"
"Sinirli değilim, düşünüyorum."dedim homurdanarak. Gülümsedi yine "Fazla düşünüyorsun?" Tam arkasını dönecekken kalkıp onu kendime çektim ve çilek kokan saçları yüzüme çarptı. Tahrik oldum.
"Edmount'la ne yaptığının farkında mısın?" Kaşlarını hafifçe kaldırdı.
"Ne yapıyormuşum?"Dişlerimi sıktım. "Senin geldiğin yerde buna ne denir bilmiyorum ama bizim zamanımızda buna flört etme denir." Şimdi kaşları daha da kalktı ve dudakları aralandı. Derin bir nefes aldım. Gözlerine bakmaya zorladım kendimi. Dudaklarını unutmaya çalışarak.
"Sen tam bir geri kafalısın."dedi ve beni tekrar şaşırttı.
"O da ne demek?" Bana biraz daha sokuldu.
"Lordum, tamamen bağnaz olduğunuzu düşünüyorum." tek istediğim onu öpmek, hayır daha fazlası. Kendimi zorlayarak geri çekildim.
"Benim misafirimsiniz bayan, bende sizi elimden geldiğince korumaya çalışıyorum. Şimdi izninizle, sizi geri göndermenin bir yolunu bulana kadar dikkat çekmemeniz için bir şeyler ayarlamalıyım." Birden bana bakan gözleri kısıldı.
"Ne gibi? Beni odaya mı kilitlemeyi düşünüyorsun?" Tek kaşını bana meydan okurcasına kaldırdı.
"Hayır, size bu döneme uygun kıyafetler almayı, bir oda hizmetçisi ve bir refakatçi bulmayı planlıyorum." Ağzı açık kaldı. Bir iki adımda ona yaklaştım ve elimle çenesini tutup ağzını kapattım.
"Şuna bakın, sizde susabiliyormuşsunuz?" Birden sinirlendi.
"Domuz." Şaşırdım.

  Ama yinede ona eğilip referans verip güçlükle odadan çıktım.

DARTMOUND SERİSİ 1 AŞK YÜZYILIWhere stories live. Discover now