15

4.6K 226 4
                                    

  Aynı anda girmemek adına sokağın başında beş dakika kadar beklemiş öyle girmiştim salona. Onlarla beraber içeriye girmek gereksiz ilgilere ve dikkat çekmelere olanak sağlayabilirdi.

  Ring alanı oldukça kalabılıktı. Eminim ki her takımdan en az iki üye buradaydı şuan. Pamir'i sevmesemde güzel maçlar çıkarıyordu ve izlemesi keyifliydi artı işin içinde Ekin gibi bir rakip olunca kimsenin kaçırmak istemeyeceği maçlardan biriydi bugün.

  Adımlarımı soyunma odası yönünde atmış yürürken aynı zamamda Görkem'i de yokluyordum buralarda mı diye. Bu maçı kaçıracağını asla düşünmüyorum.

  Babamın Pamir'e olan nutuğunu ve Ekin'e karşı dikkat etmesi gereken teknikleri bende dinlemek istiyordum. Maçımız yakındı ve ona göre antrenman yapmak doğru bir adım olacaktı adıma. Büyük ihtimalle soyunma odasında olurlardı bu yüzden o yönde ki kolidora girmiştim.

  Kapıyı açacağım sırada içeriden gelen sesler elimi durdurmamı sağladı.

  "Daha ne kadar uzatacaksın?" Ekin'in sesiydi ve besbelli sinirliydi.

  "Ne kadar istersem." Pamir'in sesiydi ve yayvanca konuşuyordu.

  "Pamir fazla ileri gidiyorsun! Beni sınama."

  "Konuşacağın her kelime ya da her yaptığın haraket sadece beni değil seni de etkiler. Unutma bunu ve o günkü gibi itaat et."

  Aralarında ki mesele ciddi görünüyordu ve karışıp karışmamak adına ikilimde kalmıştım. Bilmiyormuş gibi davranabilir ve hiç birşey yapmayabilirdim. Sonuçta beni bağlayan birşey yoktu ama kutlama gecesinde ve dün Ekin'in gözlerinde ki ürkekliği çok net görmüştüm. Buna göz göre göre göz yummak içhen huzursuz ederdi beni.

  Daha fazla dinlemeye gerek duymayıp kapıyı açtığımda Pamir sandaliyede oturmuş tahminimce ben gelmeden önce Ekin'i izliyordu. Ekin ise el bandajını sarıyordu.

  "Noyan ringe çıkmayacaksın diye biliyorum bugün. İzleyiciler içeride."

  "Kendi salonumda ki konumum hakkında söz sahibi olmadığının farkındasın diye biliyordum Pamir."

  "Asla tabii ki! Yer bulamazsın diye dedim senin iyiliğin için." Samimiyetsiz gülüşü ve alaylı sesiyle gel yerden yere vur beni diye bağırıyordu resmen.

  Ekin tarafında haraketlilik hissedince ikimizde ona bakmıştık. O ise bizi umursamadan kapının tam ortasında duran beni hafif iterek kendine yol açıp odadan çıkmıştı.

  "Ne var aranızda?"

  "Seni niye ilgilendirsin."

  "Kim olduğumu her seferinde sana hatırlatmak zorunda bırakma beni Pamir. Bir kere söylendiğinde aklında tutabilicek yeterlilikte bir zekaya sahip olduğunu düşünüyordum."

  "Bana dikkat ettiğin kadar kendine et başkan. Her an gruptan puf olmuş uçmuş olursun ruhun duymaz."

  Sonrasında omzuma çarparak odadan çıkmıştı. Deniz'le olan samimiyetimi fark etmesine pek olanak veremiyordum. Salonlar da yakın temasta bulunmamıştık. Şimdilik içi boş tehdit olarak değerlindirmek en iyisi gibiydi.

  Adımlarımı geri ring tarafına yönlendirmiş geldiğimde ki kalabalıklığın iki kat daha arttığını görünce şaşırmadan edememiştim. Buradan iyi para çıkacaktı. Hele de Pamir bu maçı kazanırsa.

  İki tarafın berabere kalma durumu olursa ve maçları iki ay sonraya atılmışsa izleyicilerden kazanılan para yarı yarıya bölüşülüyordu. Kazanan olursa da toplanan paranın yüzde yetmişi kazananın takımına, yüzde otuzu da kaybedenin takımına gidiyordu. Kazanan kişi rakibini tamamen haraket edemeyecek hâle getirirse, bayıltırsa ya da mağlup kişi kendi pes ederse paranın yüzde yüzü kazanan takıma gidiyordu.

  Pamir ringe çıkmış ısınma hareketleri yapıyordu ama Ekin ortalıkta görünmüyordu. Etrafa biraz daha göz attığımda Emirhan'ı görmüştüm ama yanında Deniz yoktu. Emirhan'a doğru bu kalabalıkta zarzor ilerlemiş yanına vardığımda Deniz'i sormuştum.

  "Hocası çağırdı beraber izleyeceklermiş."

  "O zaman bende sana katılayım."

  "Sden'in eski yardımcı kaptanıyım Noyan. Pek yakın durmasak iyi olur gibi."

  Şokla ağazım açık kalmış duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum. Şuana kadar Emirhan'da karşıma çıkmamıştı. Kendimi mi kandırıyordum becerikliyim diye.

  Emirhan nazik ellerini çeneme koymuş ağazımı kapatmamı sağlamıştı. Yumuşacık parmakları vardı aynı saçları gibi.

  "Bırakalı 1 yıl oldu. Seninle maçımız vardı ama senden önce ki maçımda ağır yaralandım."

  Hatırlıyordum ve duymuştum. Sden'den biri 3 ay komada kalmıştı. O kişinin Emirhan olması şokum üstüne daha da şok yaratırken istemsizce endişeyle ona bakmaya başladım. Hala kalıcı hasarı olup olmadığını merak etmişim.

  Kafamda kelimeleri toparlayamıyordum. Ne diyeceğimi bile bilmiyordum. O ise gözlerini ayırmadığı ringe bakmaya devam etmiş ringe Ekin çıkınca gülümsemişti. Arkadaşlar mıydı acaba?

  Arkadaş olup olmadıklarını soracağım sırada hakemin düdük sesi beni susturmuş kelimeleri yutmama sebep olmuştu. Yaşadığı zorlukları ondan sakin bir zamanda ve bana kendi isteğiyle güvendiği bir zamanda dinlemek isteği doğmuştu içime.

  Onu bir on saniye daha izlemiştim ama bana bakmamıştı. Belki de anlattığına pişman olmuştu. Bilmiyorum. Tekrar ringe döndüğümde Ekin'de Pamir'de birbirlerini izliyorlardı daha herhangi bir yumruk girişiminde bulunmamışlardı.

...

  Düşüncelerinizi merak ediyorum yorumlarınızı görmek benim için önemli ve vote atmayı unutmayın lütfenn

Zamanla | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin