42

1.6K 97 34
                                    

  "Masaya çarpmasaydın düşmezlerdi"

  "Kendin beceremedin"

  "Dokunmadım bile"

  "Parmağım bu kadar güçlü dağıtamaz bunları"

  Aşağı kattan gelen bağırtı sesleri uykumu bölmüş istemsizce oflamama sebep olmuştu. Emirhan'da rahatsız olmuş olacak ki göğüsümdeki kafasını kaldırıp yastığın altına konumlandırmıştı. Deniz ise sesinden ve yokluğundan anlaşılacağı üzere aşağıdaydı.

  "Benim ayağım da koskoca masayı haraket ettiremez"

  "Senin ayağın benim parmağımdan güçlü en azından"

  Seviyesiz kavgalarına daha fazla tahammül edemeyeceğim ve açılan uykumdan dolayı aşağı inmek için ayaklanırken Emirhan'ın üstünden biraz açılan yorganı düzeltip aşağı inmeye başladım.

  "Bu düşen taşların sorumluluğunu ayaklarıma vermez"

  Jenga oynuyorlardı. Deniz ayağını savunurken Görkem kollarını bağlamış çatık kaşlarıyla parmağını savunuyordu. Ekin ise ortalarına oturmuş sessizce elma soyuyordu.

  "Ne bağrışıyorsunuz sabah sabah"

  "Sabah mı? Saat 4'e geliyor be!" Görkem Deniz'e olan hırsını alamamış olacak ki bana karşı da çirkefleşmişti.

  "Oyun için kavga ettiğinize inanamıyorum" söylenirken kendi kendime çocukluklarına gülüp koltuğa yerleştim.

  "İlk Görkem başlattı. Kendi kaybetti bana sen masaya vurduğun için düştü diyor."

  "Tırnağım bile deymemişti kuleye. Ayrıca masa sarsıntısını hissettim ben."

  Ekin bir elindeki elma dilimini Deniz'e diğerine Görkem'e verdiğinde iki tarafta saniyelik susmuş yedikten sonra devam etmişlerdi.

  "Masaya dirseğini koyup eğiliyorsun kendin sarstın belki de."

  "Masanın üstüne dikey koyduğum dirseğim nasıl sarssın masayı?"

  "Niye bağrıyorsunuz?" Emirhan'ın sinirli sesi ve aşağı inerken merdivenlerden duyulan sert adım sesleri herkesin dikkatini çekmişti.

  "Uyandırmak istemezdik" Görkem hafif utanmışcasına konuşunca Emirhan'ın yüz kasları hafif gevşemiş "sorun değil" demişti. İlk Deniz kendini savunmaya kalkmış olsaydı büyük ihtimalle Emirhan da Görkem'den aşağı çirkefleşmeyecekti. Gelişinden bile belliydi.

  "Elma?" Ekin elindeki elmayı Emirhan'a uzatmış konu odağını tamamen değiştirmişti. Emirhan Ekin'in elindeki elmayı alıp mutfağa adımladığında Deniz zor tuttuğu kahkasını salonda duyurmuş Ekin'in haraketi ile küçük alaylar edip Görkem ve benimde neşelenmemizi sağlamıştı. Ekin elindeki elmayı Deniz'in ağzına tıkana kadar. Şuan ne Görkem gülmekten konuşabiliyordu ne de ben.

  Böyle bir sabaha uyanmak hiç olmadığım kadar mutlu etmişti beni. Yaklaşık on beş yaşımdan beri evimde yalnız yaşıyordum. Arada benimle evimde kalanlar olmuş olsada yalnızlığı dibine kadar hissettiğim çok zamanım olmuştu. Gürültülü bir evin beni uykumdan uyandırmasına muhtaçtım belki de.

  "Açım ben" Görkem'in birden bire ciddileşip gülmeyi kesmesi başka insanları zaman zaman korkutsada artık alıştığımdan tuhaf gelmiyordu bana. Deniz ve Ekin belki de ilk defa gördüklerinden başta soru işaretleriyle baksalarda bozuntuya vermemişlerdi.

  Deniz elmasını yerken ayağa kalkmış cevap niteliğinde "Mutfağa bir bakalım" dedikten sonra mutfağa doğru adımlamıştı. Görkem ise Ekin'in elindeki elma tabağını alıp kalkmasına yardım etmek amaçlı elini uzatmıştı. Dün aynı yatakta uyuyakalmışlardı ve sabah nasıl uyandıklarını çok merak ediyordum. Görkem'i yalnız yakaladığım bir vakitte bolca dedikodu yapabileceğimiz çok şey birikmişti.

Zamanla | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin