11. Bölüm

2.2K 196 10
                                    

"Tyler Martin için geldim."
"Kendisi hâlâ yoğun bakımda."
"Bakın ailesi de onun yanında onlara destek olmalıyım."
"Üzgünüm ama içeriye alamam. Size de virüs bulaşabilir."
"Peki ya bulaştıysa?"

   O sırada sürgülü kapılar açılmıştı. Gelen Doktor Wilson du.

"Sorun yok! O benim misafirim." Dedi Doktor Wilson ve içeriye girmeme yardım etti.

"Teşekkür ederim Max."
"Sorun değil ama şu maskeyi takman gerekiyor." Dedi elindeki ağız maskesini bana doğru uzatarak. Elinden aldım ve hemen taktım.

  Daha sonra etrafıma bakındım.

"Düne göre daha az kişi var. Siz virüsün ne olduğunu bulabildiniz mi?"
"Teknik olarak evet." Dedi ellerini beline koyarak.
"Bu harika sebep nedir?" Diye sordum gülümseyerek.
"Bunu sana bahsedebileceğimi sanmıyorum."
"Ama neden?"
"Bu hastanenin işleyişine karşı aykırı."
"Ama bunun ne olduğunu bilmem gerekiyor.
"Gerçekten üzgünüm."
   Gözlerimi devirdim.
"Dinle beni!" Dedim ve onu duvar ile arama aldım.
"Ben çok zor şeyler yaşadım. Ama her şeyi sırf arkadaşlarımı koruyayım diye arkamda bıraktım. Şimdi bir arkadaşım nedenini bilmediğim bir nedenden dolayı ölmek üzere ve ben hiçbir şey yapamıyorum!"

   Kaşlarını kaldırdı. Uzun bir süre boyunca birbirimize bakmıştık.

   Gözlerini kıstı.

"Pekala bu beni ikna etti. Odama gidelim." Dedi ve eliyle önden ilerlememi işaret etti. Dediğini yaptım ve yürümeye başladım. 3. Kata geldiğimizde hemen odasına girdim. Max'de girdikten sonra kapıyı kapattı ve panjurları açtı.

   Oradaki koltuklardan birine oturduğunda benim de oturmamı işaret etti. Önüne düşen sarı saçlarını geriye doğru attı ve konuşmaya başladı.

"Virüsün ne olduğunu bulduk. Aynı zamanda neyden kaynaklandığını falan da bulduk. Ama tıpta bu virüsün bir adı olduğunu sanmıyorum."
   Ona doğru yaklaştım.

"Nasıl yani? Bu başka bir virüs mü? Yani tıpta daha yok mu?"
"Dediğim gibi bu çok yeni bir şey."
"Kaynağı neymiş?"
"Şu aconitum bitkisini bilirsin öyle değil mi?"
"Aconitum mu? O ne demek?"
"Kaplanboğan bitkisi."
   Gözlerimi büyüttüm.
"Aman tanrım! Kurtboğan. Hani şu mor olan.."
"Aslında şu durumda onun olmasını çok isterdim....."

  Tuhaf bir şekilde ona doğru baktım.

"Sarı olandan kaynaklanıyor. Sarı kurtboğan birkisinden."
"Bu nasıl mümkün olabilir?" Dedim kendi kendime yere doğru bakarak. İşte Ed yanılmıştı. Kesinlikle doğaüstü bir şey vardı.

"Natalie'ye birkaç test yaptık ve virüsün ona nasıl bulaştığını çözdük."
"Nasıl bulaşmış?"
"Bilirsin...bunun birçok bulaşma yöntemi vardır. Hava, vektör, cinsel temas. Natalie'ninki de öyleydi. Cinsel temas ile bulaşmış. Bu virüsü o kişiden kapmış olmalı. Bunu ailesine de söyledim ama onların bundan haberleri olmadığını söylediler. Yani sevgilisi olup olmadığını bilmiyorlarmış. Peki ya sen? Sen onun arkadaşısın. Sevgilisi olup olmadığını biliyor musun? Ya da takıldığı birileri."

  Derin bir nefes aldım ve yere doğru baktım.

"Cody!"

Kurtlar Arasında (4. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin