Mr. Popular and I -Türkçe Çeviri

Bölüm 26 - Nasıl Böyle Değiştim?

BÖLÜM YİRMİ ALTI

RIVER'IN BAKIŞ AÇISI

"Ve işte bu yüzden senden hoşlanıyorum, Lea." Daha farkına varamadan kelimelerin ağzımdan çıkmasına izin verdim.

Lea'nın kulaklarının duyması için şu anda hepsi açıktı. Gözleri sessiz sözlerime karşı büyüdü, dudakları şaşkınlıkla açıldı, ve belki de şok olmuştu -şu an çok çekici görünüyorlardı.

Onu tekrar öpmek istiyordum; onu tekrar öpme dürtüsü şu an beni zorluyordu. Ama yapamazdım. Georgia resimden çıkana kadar olmazdı, tamamen bekar olana kadar olmazdı. Ve o zaman geldiğinde, ki kısa bir sürede geleceğini umuyordum, Lea'yı istediğim kadar öpebilirdim. Pekala, eğer o da beni öpmek isterse tabii.

Gerginlikle yutkundum, onun da bana itiraf edip etmeyeceğini gözlerine bakarak herhangi bir işaret arayarak anlamaya çalıştım. Ama bütün anladığım şey koskocaman bir şaşkınlığın içindeki inanamazlıktı.

Bana inanmasını istiyordum, daha önce hiç bu şekilde hissetmemiştim, ondan gerçekten çok hoşlanıyordum.

Ve ikinci kez, Lea ve benim aramızdaki sessizlik devam ederken mutfak kapısı tekrar açıldı. Bu sefer sırıtan annem -Georgia'dan tamamen farklı olarak Lea gibi bir kız bulduğum için muhtemelen kendinden geçmişti- yerine gelenler Ky ve Jake'ti.

"Aa... Lea, annen seni çağırıyor..." dedi Jake garip bir şekilde, gözleri kafası karışmış bir şekilde Lea ve bana bakıyordu. 

Jake'e cevap vermek için ağzını açan Lea'ye döndüm. "Ah, tamam." dedi, aşırı kızarmış bir şekilde.

Kızarması çok hoşuma gidiyordu.

İsteksizce bir adım geri gidip ona vücudumdan uzaklaşması ve çocuklara gitmesi için yeterli boşluğu tanıdım. Aynı anda ikisi de kapıdan çekilerek ona çıkması için izin verdiler. Ama mutfaktan çıktığı an Ky kapıyı kapattı; doğal olarak bir 'klik' sesi çıkmıştı.

Daha sonra, sanki beni öldüreceklermiş gibi bana doğru yavaşça yürümeye başladılar. Şu anda yaslandığım mutfak masasına doğru yavaş adımlar atarlarken Ky konuşmak için ağzını araladı.

"Kanka, gerçekten buna bir çözüm getirmen gerek." dedi iç çekerek.

"Ky haklı, bu şekilde devam edemezsin. Yani, ben bile artık böyle yapmıyorum." Jake konuştu, ve ben de kollarımı göğsümde birleştirerek gözlerimi devirdim.

"Biliyorum." dedim.

İkisi de bir anda duraksayıp beni dikkatle incelediler. Sanırım bunu diyeceğimi hiç düşünmemişlerdi. 

"Ne demek istiyorsun?" Ky kafası karışmış bir şekilde sordu.

"Ne yapmam gerektiğini biliyorum." Elimi saçımdan geçirerek cevap verdim. 

"Peki o neymiş?" Jake sordu.

Derin bir nefes aldım, Ky'ın cevabımdan hoşlanmayacağını biliyordum. "Georgia'dan ayrılacağım."

Birkaç saniye boyunca etrafımızı garip bir sessizlik sarmaladı.

"Ne?" Ky şaşkınlıkla sordu.

"Beni duydun, Ky. Söz verdim ya da vermedim, artık Georgia'dan hoşlanmıyorsam onunla çıkmaya devam edemem. Kendimi bunu sürdürmek için zorlayamam." Açıkladım, kararım aklıma yatmıştı. 

"River, o baya büyük bir sözdü." dedi Ky.

"Ve insanlar bazen onları bozmak zorunda kalır." Cevapladım.