BÖLÜM 1 Alaycı Sırıtış

Comenzar desde el principio
                                    

Dün akşam buradan ayrılmadan önce her yeri temizlemiştim. Ama şef tekrar tekrar silmem gerektiğini söylüyordu. Bu arada burası öyle büyük ve ihtişamlı bir yer değildi. Ama pastaları fazlasıyla meşhurdu. Özellikle böğürtlenli ve çikolatalı pastalar fazlasıyla ilgi görüyordu.

Elimdeki bezle tezgahları siliyordum.

-Bunu yarım saat önceden bitirmen gerekirdi Sun Hee-

-Affedersiniz Bayan In Jung.- Ona baktığımda her zamanki gibi üzerine tam oturan siyah etek ve beyaz gömlek giydiğini gördüm.

Bayan In Jung ciddi bir yüz ifadesi takınmış her hareketime bir kusur bulan biriydi. Ama ondan nefret etmiyordum. Bu olması gereken bir disiplin diye geçiştiriyorum her zaman.

Saat 11:00

Öğlene doğru kalabalıklaşmaya başlamıştı bile. Siparişler ise bugün bitmek bilmiyordu.

Aklımda sabah ki şarkı vardı.

-Sun Hee!-

-Evet?- derken Bayan In Jung'un neden bana seslendiğini anlamam uzun sürmedi.

Az kalsın elimdeki kirli bezle pasta dolu bir tabağı silmek üzereydim. İyi değilim ben.

-Dikkatini topla Sun Hee! Bu iki oluyor!-

-Özür dilerim Bayan In Jung.-

Topuklu ayakkabı sesleri uzaklaştığında korkuyla etframa baktım. Çalışanlar bana aptalmışım gibi bakıyorlardı. Hanna 'kendine gel' anlamında kaş göz işareti yaptı.

Evet, kendime gelmeliydim.

Bileklerim hafiften uyuşmaya başladığında saat 16:00'dı. Bu pastalar etrafı ne kadar da kirletiyordu.

Un, kesilmiş meyveler, kırılmış yumurtalar ve kabukları...

Hanna uzun tezgahın başında geniş kasede yumurta çırpıyordu. Herkes ondan oldukça memnundu. İşini gayet iyi yapıyordu. Herkesle arası iyiydi.

Ben nasıldım? Ben sadece--

Aniden garsonlardan biri çığlık çığlığa içeri girdi.

-Hey millet kapıdan içeri kim girdi tahmin edin!-

-Müşteri mi?- dedi Jin Ae dondurucu soğuk bir espri yaparak.

-Çok komik Jin Ae.- Gözlerini devirerek devam etti:

-Model Minhyun!!!-

-O kim ki?- Sesli düşünmüştüm. Bir yandan da elimdeki tabağı kuruluyordum.

-Ne!!!! Ciddi Olamazsın!!!-

-Kim ki o ya?- Yine sesli düşündüm.

-Yok artık!!-

-Ünlü biri mi?- diye söylendim yine.

-Sus artık Sun Hee!!!- dedi herkes aynı anda.

Birbirlerini iterek mutfaktan dışarı çıktı herkes.

Hana bile çıkmıştı.

Dayanamadım ve ben de çıktım. Herkesin çığlık atıp durduğu şu model kimmiş az da olsa merak etmiştim.

Elimdeki tabakla herkesin bir köşeye sinmiş bir şekilde izlediği kişiye baktım. Bir yandan da fısır fısır konuşuyorlardı.

Yok artık!

Bu o!

Neredeyse her gün gördüğüm gitarcı çocuk! O bir model miydi? Ne zamandan beri? Ben nasıl bilmezdim!

Ve düşüncelerimden sıyrılmama neden olan fısıldaşmalar:

-Tam benim tipim!-

-Yok artık sen ona göre yaşlısın-

-Kapa çeneni!-

-Şu asil yüze bakın! Onun kollarında olmayı--

-Öhöm öhöm-

Üzerindeki spor ve havalı kıyafetlerle kızların dediği kadar vardı. Ama gitar çalarkenki halinden oldukça farklıydı. Ama bu farkın ne anlamda olduğunu henüz çözememiştim.

-Ben asla gidemem onun yanına!-

-Ben de!-

-Ben de!

Bu kadar da abartmayın.

-Ben giderim ne var bunda!- dedi Hana. Ama aniden mutfaktan bir ses duyuldu:

-Hana, yumurta ve unun böyle bekletilmesi hiç iyi değil. Çabuk işinin başına!-

-Herkes işinin başına!-

Herkes oflaya puflaya mutfağa dönerken ben hala şoktaydım.

Neden buraya gelmişti? Model olduğunu nasıl bilmezdim!

Çalşanlardan biri mutfağa giderken bana çarptı.

Ve bam!

Beyaz tabak onlarca parçaya ayrılmıştı. Üstelik bu dükkandaki tüm müşterilerin bana bakmasına neden olmuştu.

Minhyun.

Telefonundan başını kaldırıp bana baktığında toz olup yok olasım geldi.

Bakışları nasıldı?

Umursamaz.. Alaycı.

Gözlerini tekrar telefonuna çevirdi.

-Sun Hee!- dedi Bayan In Jung.

Ben bittim.

Hemen yere çömeldim ve kırılan porselen parçalarını toplamaya başladım. İki üç tanesini elimde tutarken Bayan In Jung yanımda belirmişti.

-Derhal temizliyorsun burayı!- Ses tonu oldukça sinirlydi.

-Peki Bayan In Jung.-

Bayan In Jung'u daha fazla kızdırmamak için porselen parçalarını hızlıca toplamaya başladım. Ama o kadar sakarım ki...

Porselenlerden biri baş parmağım ile işaret parmağımın arasını derin bir şekilde çizmişti. Acısından dolayı yüzümü buruşturdum

Harika.

Bayan In Jung'un görmesini istemiyordum bu yüzden o elimi aşağıda tuttum.

Bir an başımı kaldırıp etrafıma baktığımda Minhyun'un bana baktığını gördüm.

Alaycı bir şekilde sırıtıyordu.

İlk bölüm dolayısıyla biraz durgun geçmiş olabilir. Ayrıca ilk önce karakterlerimizi tanımamız gerek değil mi? :D Az çok Sun Hee'nin saf, sakar ve tatlı bir kız olduğunu anlamışsınızdır :D

Ayrıca korefanları sizde aklınızda Minhyun'u az çok tasarlamışsınızdır :D

Beğeneceğinize garanti ediyorum(bakın biraz büyük konuştum ona göre) :D

Beğenenler emeğe saygı ve sevgiden ayrıca yeni bölümlerin çabuk gelmesi için ve yazmamı kolaylaşırmak için :D ve de isteyerek yazmam için lüfteeen vote atsınlar :D <3

Zor bir şey değil zaten o yıldıza tıklamak :D çünkü emek veriliyor bu 1-2 dakikada okunan şeylere :( <3 ,

Neyse çok konuştum ve çok öptüm hepinizi :D <3

AAA bir de Minhyun'un söylediği şarkıyı paylaştım! Mutlaka dinleyin! ;) :D <3 Ve paylaştığım her şarkı özel seçimdir- hepsi çok güzel şarkılar :D

♥Seni Sevebilir miyim?♥Donde viven las historias. Descúbrelo ahora