7.Bölüm

7.2K 246 10
                                    

Multimedia: Adnan Şenses -Doldur be meyhaneci

FIRAT

Evden çıktıktan sonra kendimi nedendir bilmem meyhanede bulmuştum. Sıkılmıştım artık. Ailemin bir yandan sıkıştırmalarından,köylülerin arkamdan konuşmasından. Şimdide kardeşim dediğim adam ne kadar sözde olsada karıma göz koymuştu. Bu adam benim öz kardeşimdi be. Peki ya Elvan. Benim aklım bu kadar bulanıkken ben kendimi kalabalığın içinde yanlız hissederken o nerde. O anca beni yargılar zaten. Tamam haklı ama bende haklıyım be.

Hasan baba gelip yanıma oturmuştu. Hasan baba bu meyhanenin sahibiydi. Nerdeyse babamdan çok ilgilenmiştir benimle. İlk rakımı bu meyhanede onunla içmiştim. O günü hatırlıyorumda. İlk defa aşık olmuştu yada öyle sanmıştım diyelim. Neyse o kızı başka bir adamla evlendiriyorlardı. Hemde kendisinden 20 yaş büyük bir adamla. Adam vermiş başlık parasını. Sanki pazardan kurbanlık dana alıyor gibi birde pazarlık yapmışlar babasıyla.

O gün geldim buraya ağlamaya başladım. Her halda 18-19 yaşlarımdaydım. Hasan baba geldi yanıma Ne oldu evlat neyin var böyle. dedi elini destek verir gibi omzuma koyarken. Gözlerine baktığımda babamda göremediğim şefkati görmüştüm. O yüzdende baba diye hitap etmiştim ona. Neolsun be baba bir kızı sevdim oda başlkasıyla evleniyor. dedim.

İşte böyle başlamıştı bu adamla olan diyoloğum.

" Bu sefer ne oldu evlat en son seni bu kadar kederli gördüğüm zaman 4 sene kadar evveldi. O zamanlarda o küçük kızla evleniyordun. " dedi yine aynı şefkatli bakışlarıyla. Arkada da Adnan Şenses' in Doldur be meyhaneci şarkısı geliyordu.

" Bu sefer olaylar biraz karışık be baba. " dedim sadece ve rakımdan bir yudum aldım.

" Anlatılamayacak gibi diyosun yani. Peki anlatma bu seferde ben sana anlatıyım sen dinle. "

" Ne anlatcanki baba? " dedim.

" Sendinle sadece. O zamanlar daha otuzlu yaşlarımı başındayım. İstanbul'da yaşıyorduk o zamanlar. Bir gün böyle dışarı çıkmışım- sakın bakma şimdi böyleyim ama o zamanlar dalyan gibi deli kanlıydım. Neyse işte etrafta öyle gezinirken karşıma böyle mavi gözlü siyah saçlı güzeller güzeli sanki bir melek çıkı verdi. O gün o kıza ilk görüşte aşık oldum. Sonra her yastığa başımı koyduğumda onu düşünür oldum. Rüyalarımda onu görüyordum. Öyle pis pis bakma o anlamda değil. " dedi. Tek bir bakışımdan ne düşündüğümü anlamıştı hemen. Ki o bakışı çocuk görse oda anlardı.

" Ne yapayım be baba. Öyle rüya falan diyince aklım oraya kayıyor. "

" Tamam tamam. Neyse. İşte gel zaman git zaman 2ay geçmişti. Nasıl hala unutmadin dersen. Bak onu bende bilmiyorum. Aşk deniyor buna her halde. Başka bir gün aynı yerde görmüştüm onu. Kalbim bir anda hızla atmaya başlamıştı. Belkide bu son şansım diyerekten onun yanına gittim. Cesareti toplayıp selam verdim ama o bana hiç bir şey demedi. "

" Nasıl yani. Diyosun ki sallamadı seni. " dedim. Bu sıradada bir büyüğü bitirmiş ikinciye başlamıştım.

" Kesme lafımı!"

" Tamam tamam sustum. "

" Meher 1 ay önce kaza geçirmiş kulakları duymaz konuşamaz olmuş. Ondan cevap vermemiş bana. Tabi sonra onla birlikte işaret dili dersleri almaya başladım. Artık ne anlatmak istesem öyle anlatmaya başladım ona. Ee sonrada evlendik. İki tane oğlumuz oldu. Diyeceğim o ki biri seviyosen gidicen konuşcan. İlk görüştemi oldu bu yinede konuş. Çünkü insan oğlu ölümlüdür. Yani ne zaman öleceğin belli değil. Başına ne geleceği belli değil. Ben karımın sesini hiç duyamadım. Taki ölene kadar. Bana öldüğü gün seni seviyorum demişti. Tam öldüğü an. " anlattıklarıyla nerdeyse ağlayacak bir duruma gelmiştim bir insan cidden bu kadar seve bilirmiydiki.

" Helal be baba sana. Biliyormusun kimse senin kadar sevemez. " dedim. Dilim hafif hafif sürçmeye başlamıştı bile.

" Oo sen sarhoş olmuşsun çoktan. Sana bir taksi çağıralimda evine git. " dedi beni azarlayan bir sesle. Sonrada oğlu Cemal'e taksi çağırmasını söyledi.

" Ben sarhoş değilim. " dedim yine dilim sürçerek.

" İnkar da ediyorsun tamam olmuşsun sen. Hadi kalk taksi birazdan gelir. " dedi beni yerimden kaldırarak. Sonrada dışarı çıkarıp gelen taksiye bindirdi. Taksiye konağın adresini verirken onu durdurup dağ evinin zorlada olsa adresini verdim.

Taksi durunca geldiğimizi anladım. Taksinin kapısını açacakken parayı vermediğimi unutup cebimden 100tl çıkarıp taksiyo kullanan genç çocuğa verdim. Kapıyı açıp indiğimde ayakta durmakta zorlandığımdan kapıya tutunmuştum. O sırada yanimda bir hareketlilik hissetmiştim. O tarafa döndüğünde taksici çocuğu gördüm.

" Yardım ediyim abi. " diyip kolumu omzuna atmıştı. Hiç itiraz edecek halim yoktu aslında. Kapının önüne gelince cebimde anahtarı aradım ama yoktu. Evden çıkarken almayı unuttuğum aklıma geldi birden. Kapıyı çalmaya başlayınca fazla geçmeden açılmıştı. Elvan endişeli ve sinirli bir ifadeyle bana bakıyordu.

" Nerde kaldın ne kadar çok mereklandım biliyormusun. " dedi sitemkar bir sesle.

" Napayım yani. " dedim bende hem soğuk hemde sarhoşluktan sürçen sesimle.

" Neyse ben artık gidiyim size abinize dikkat edin geçmiş olsun. " dedi taksici çocuk. Bir dakika ya ne abisi.

" O benim abim değil kocam. " demişti Elvan da. Çocuga döndüğümde yüzünde hayal kırıklığı vardı. Yahu ne vardı bu kızda da böyle herkes ona ilk görüşte tutuluyordu. Elvan beni taksici çocuktan aldıktan sonra zorla içeri sokmuş sonrada kapıyı kapatmıştı. Benimle birlikte kendinide koltuğa attıktan sonra derin nefes almıştı. Aslında merak etmiyor değilim herkesin bulupta benim bulamadığımın ne olduğunu şu kızda. Ona dönüp baştan aşağıya ne kadar inceleyebilirsem incelemiştim onu. Yaşına göre uzun boyu vardı. Vücudu da tahmini baya iyiydi. Suratı ise cidden güzeldi.

" Yukarı çıkıp hazırlan işlerimiz var seninle. " demiştim bir anda.

Biraz kısa oldu ama bir gün içinde de iki bölüm.   Bu arda yorum yapmayı ve votelemeyi unutmayın.

AŞKIN İÇİN (TÖRE) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin