3.Bölüm

8.3K 285 13
                                    


MULTİMEDYA; FIRAT
Şu anlık kitabımızın şarkısı bu değişen bilir

O Sabah gözlerimi yanımda daki adamın kokusuyla açmıştım. O beni benden alan erkeksi, çekici kokusu. Ama o güzel kokusuna karışan başka kokular. Başka kadınların kokusu. Yıllardır beni kardeşi olarak görüyordu. Ama benim son zamanlarda ona olan duygularım değişmişti. Onu seviyordum. Yanlış geliyordu belkide ona ama seviyordum. Sevmek günah değil ya. Hele hele insan kocasını seviyorsa bundan daha güzel ne olabilir ki.

Ona doğru dönüp yüz hatlarını her sabah olduğu gibi tekrar izlemeye başladım. Şekilli güzel bir burnu, dolgun kırmızı dudakları, uzun kirpikleri vardı. Bu adam kusursuzdu. Ama en çok gözlerini seviyorum. Bir bakışıyla içimi eriten gözlerini.

Fırat 'ın kıpraşmasıyla hemen gözlerimi kapatıp uyuyor numarası yaptım. Biraz zaman geçtikten sonra suratıma değen sert elle titrememek için kendimi zor tuttum.

"Elvan hadi kalk canım. " diyince hafif kıpraşarak sanki yeni uyanıyormuşum gibi yaptım.

" Günaydın ağam. " dedim uykulu sesle.

" Günaydın. " desi gülümseyerek. Ne güzel gülüyor bu adam böyle. Topla kendini Elvan adam fark edicek şimdi. Diye kendimi uyarmaya başladım. Yavaşça yataktan kalkıp dolaba gittim. Dolaptan dizlerimin altında olan bir etek ve üzerine gri bir tişört aldım ve banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerimdeki pijamaları çıkartıp kıyafetlerimi giydim. Ben banyodan çıktıktan sonra Fırat girdi. Hiç vakit kaybetmeden dolaptan onun eşyalarını çıkarıp yatağın üzerine koydum. Son iki haftadır giyeceği kıyafetleri ben seçiyordum. O banyodan çıkmadan ben odadan çıkıp alt kata inecekler Baran ağa önüme geçti. İki üç gündür böyle önümü kesip bana pis pis sırıtıyordu. Yine aynı şekilde sırıttı ama bu sefer ek olarak sol eliyle önüme düşen bir saçı kulağımın arkasına koymuştu. Bu yaptığı ile ona sinirli bir şekilde bakıp hala saçımda olan elini ittirdim ve onu kenara iterek sinirli bir şekilde aşağıya indim. Mutfağa girdiğimde neredeyse her şey hazırdı. Sadece, Fırat'ın sevdiği kızarmış ekmekte yoktu. Hemen ekmek kızartma makinasına ikisine kesilmiş ekmek koyup kızarmalarını bekledim.

Ekmekler kızarınca onları tabağa alıp masaya getirdim. Sonunda herkes bir kuş sütünün eksik olduğu masaya oturunca kahvaltı başlamıştı. Ben her zaman olduğu gibi yine Fırat'ın yanına oturmuştur. Karşımda oturan Baran ağa bana yine pis pis sırıtarak bakıyordu. Derdi neydi bu adamın. Ben ona sinirli bir şekilde bakınca aynı sırıtmasıyla bana bakmayı kesmişti.

Kahvaltı bitince Fırat ağam ve diğerleri işe gitmek için kalkmışlardı. Kader hanım ağam bana sessizce 'kocanı yolcu etsene.' diyince hemen Fırat yanına gittim. Ceketini ondan önce alıp giymesine yardımcı oldum. Fırat bana döndüğünde yüzünde sevgi dolu bir gülümseme vardı. Ama bu sevgi bir abinin kardeşine duyduğu sevgiden fazlası olamazdı. Bende ona tüm sevgimi barındıran bir gülüm sene gönderdim. Kimsenin bize bakmadığı bir zamanda parmaklarımın ucuna kalkarak yanağına küçük bir buse kondurdum. Etrafa bakınca bize gülerek bakan bir Kader hanım ağa ve sinirle bakan bir Baran ağa vardı.

Fırat kulağıma eğilip:

"Bu ne içindi? " diye sordu. Ne diyecektim adama ben şimdi. Bir kerede şu adamla ilgili olan şeyleri düşünerek yap be Elvan. Diye kendime saldırmaya başladım.

" Teşekkür için. Çünkü sen bana hep iyi davranıyorsun. " dedim. Yalan söylememiştim çünkü o ufak busenin içinde bir teşekkürle gizliydi.

" Teşekkür etmene gerek yok. Hadi şimdi sen geç içeri fazla durma burda yorulacaksın. Kafamı sallayıp hızla içeri girdim ve sofrayı kaldıranlara yardım etmeye başladım.

Öğlene doğru eve misafirler gelmeye başlamıştı. Köyün en dedikoducu kadını Halime teyze de buradaydı. Hiç sevmezdim Halime teyzeyi Allah içimi biliyor. Kadın benle uğraşmaktan bıkmadı. Yo işte daha güvey olmadınız mı siz yok böyle giderse Fırat ağa tohuma kaçar şeytan diyo yaka paça at dışarı. Ama büyüğüm işte bir şey yapamıyorum. Zaten kayde de adımı kısıra çıkarmıştı. Rojin ana da onun yüzünden bana daha çok yükleniyordu.

Herkesler oturmuş güzel güzel dedikodusuz sohbet ederken Halime teyze sıkılmış bir sesle:

"Ay çok sıkıldım. Hadi şurda iki dedikodunun belini kıralım. " dediğinde dedikodu başlamıştı. Şeytan bu kadın şeytan. Şurada kaç kişiyi günaha sokmuştu. Halime teyze dedikodusunu bırakıp beni süzmeye başlamıştı.

" Elvan sen ne kadar güzelleşmişsin. Daha yeni fark ettim. " dediğinde yanaklarım kızarmış utanmıştım. Kader hanım ağam ise gurur duyarak bakıyordu bana. Tabi bu bakış Halime teyzenin laflarıyla son bulmuştu." Ama hala bir çocuğun olmadı. "

" Fırat, Elvan daha küçük olduğundan çocuk yapmıyor. "dedi Kader hanım ağa.

" Eee Elvan daha kız olan kız. Tamam ilk zamanlar küçük diye anladık ama aradan nerdeyse 4 yıl geçti. " dedi Selvi teyze. Onları ne ilgilendiriyor ya benim özel hayatım. Tabi bunu onlara söyleyemem nede olsa bizim geleneklerini de misafire saygısızlık edilmez.

"Siz onları boş verin. Duydunuz mu Ayşe'nin kızı kaçmış." diye ortaya atlaya bir kadınla onlardan kurtulmuştum.

Misafirler gittikten sonra Rojin ana ve Kader hanım ağam beni kenara çekmiş öğüt veriyorlardı.

"Bak Elvan siz evleneli 4 yıl oldu. Sencede artık bir çocuğunuz olsa iyi değilmi. " dedi Rojin ana. Kendi çapında haklıydı belki ama Fırat bunu istemiyor. Aslında bende ne kadar onu sevsemde istemiyorum. Daha çok küçüğüm ve canımın acımasından korkuyorum.

" Anlıyorum Rojin ana. "

" İyi o zaman. Ama eğerki iki ay içerisinde iyi bir haber vermezsen üstüne kuma gelir. " dedi ve kalkıp gitti. Şimdi ne yapacaktım ben sevdiğim adamı bir başkasıyla paylaşamam ben. Ama içimdeki korkuyuda bastıramıyordum. Allah'ım sen bana yardım et.

Akşam olduğunda yemeklerimizi yemiş biraz sohbet ettikten sonra odalarımıza çıkmıştık. Fırat durgunluğumu fark etmişti olacak ki; "Neyin var senin?" diye sordu.

"Bu gün gelen misafirler densiz densiz konuşunca Rojin aralarda onlar gidince benimle konuştu. "

" Ne konuştular seninle?"

"Artık bir çocuğumuz olmalıymış yoksa üzerime kuma gelecekmiş. " bunu dememle Fırat'ın gözlerinde öfke oluştur." Ben daha çok küçüğüm anne olamam ki. "

" Öyle bir şey olmayacak zaten. " dedi sonrada hırsla elleriyle saçlarını karıştırdı." Hadi yat sen şimdi ben yarın onlarla konuşacak sen merak etme. "

" Tamam. " dedim. Pijamalarımı alıp banyoya geçtim ve işlerimi halledip, pijamalarımı giyip odaya geri döndüm. Fırat çoktan üzerini değiştirip yatağa geçmişti bile. Bende yatağa yatıp onun kokusuyla uykuya daldım.

Kusura bakmayın bölüm biraz geç geldi. Şifremi unuttuğum için yazamamıştım.

AŞKIN İÇİN (TÖRE) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin