white | yoongi

3.2

Yoongi sıkıntıyla nefesini verdi ve kahvesinden bir yudum daha aldı. Bir kaç saattir derslere girmeyip bahçede oturuyordu ve bu derste aynı şeyi yapmaya devam edecekti. Kafasına yediği şaplakla elindeki telefonu masaya düşerken karşısına oturan iki gence kaşlarını çatarak baktı.

"Telefonuna boş boş bakmayı kes, sıkıcı olmaya başladı."

Hoseok yine gelir gelmez Yoongi'yi sinir etmeye başlamıştı bile. Taehyung ise heyecanla yaslandığı yerden doğruldu ve sordu.

"Hey hyung, yine şu kızla mı konuşuyorsun?"

Yoongi çocuklara Na Ra'dan bahsetmeyi hiç düşünmemişti. Fakat bir süredir telefonunu elinden düşürmeyip sürekli kontrol etmesi arkadaşlarını meraklandırmıştı. Jimin her zamanki gibi yerinde duramayıp hyungunun telefonunu kapıp kaçtığında tüm arkadaşlarının konuştuğu kızdan haberi olmuştu. O zamandan beri çocuklar Na Ra'dan bahsedip duruyordu ve bu Yoongi için sinir bozucu olmaya başlamıştı.

"Adı neydi? La Na?"

Yoongi gözlerini devirdi ve Hoseok'u düzeltti.

"Adı Na Ra, gerizekalı."

"Her neyse. Onu hala bulamadın mı?" Gözlerini kısarak sordu Hoseok.

Yoongi derin bir iç çekti ve kurumuş dudaklarını ıslattı.

"Onun hakkında başka bildiğim bir şey yok. Nasıl bulabilirim?"

Taehyung kaşlarını çatarak kalın sesiyle bıkkınca bağırdı.

"Hadi ama, bu okulda kaç tane Na Ra olabilir ki? Sen aramayı denemiyorsun bile!"

Haksız sayılmazdı. Yoongi her ne kadar kendince çabalasa da bunun yeterli olmadığı biliyordu. Adını bildiği birini bulmak zor olamazdı değil mi?

"Bu kız neden beni uğraştırıp duruyor?"

Kulaklarına dolan zil sesiyle karşısında oturan arkadaşları yerlerinden kalkıp uzaklaşırken Hoseok son kez konuştu.

"Etrafına bak hyung. Küçük şeylere daha çok dikkat etmelisin."

Yoongi sinirle elini saçlarından geçirdi ve o sırada bir kaç adım ilerisinde yerde duran siyah defter dikkatini çekti.

Bir süre uzaktan baktıktan sonra birileri için önemli olabileceğini düşünüp ayaklandı ve eğilip defteri aldı. Siyah orta boylardaki defterin kapağındaki el yazısını kaşlarını çatarak okudu.

'White'