22.BÖLÜM~KADINIMA VEDA~

10.5K 562 196
                                    


Keyifli Okumlar😊

•Erva•

Karanlık ve tenha sokakta Ahmet karşımda öylece duruyordu. Tekrar yanaşmak isteyince büyük bir çığlık koptu dudaklarımdan. Sesimi duyan kimse yoktu. Göz yaşlarım gözlerimden tenimi yakarcasına aktı.

Ahmet "Şşş sakin ol fazla acıtmıcam güzelim." Ahmet tekrar derin mavilerini gözlerime dikti. Elindeki bıcakla tekrar adımladı. Duvara tutunarak Acıyla geri geri kaçmaya çalıştım. Soğuk duvar sırtımın derinliklerine kadar işlemişti.

Tamamen köşeye sıkışmıştım.
Soğuk metali tekrar vücudumda hisetim. Korkuyordum. lanet olsun.
Ufacık bir çocuk gibi korkuyordum.
Şuan ölümden değil ardımda bırakacağım insanlardan korkuyordum. Çaresizlikten korkuyordum. Ve Ahmet'in bu kadar acımasız olmasından.

Nasıl tanıyamamışım, çocukluğumun her hecesi saklı olan adamı şevkatle bakan gözleri şimdi bir katilin gözlerinden farksızdı. Kulağıma doğru eğilip fısıldadı.

"Bana bir öpücük vermeye ne dersin?" Dudaklarını yanağıma sürterek geri çekildi.

Tıksintiyle yüzümü buruşturup ittim onu. Bir iki adım geriledi. Öfkeyle tekrar bana doğru adımladı.
Göğsümün alt kısmına dayadığı bıcağın sivri ucunu nefes aldıkça hissediyordum.

Ahmet "Ona öyle demiyordun dün akşam istekle öpüyordun!" yüzüme var gücünle bağırmıştı.

Demek ki bizi takip ediyordu.
Bu kadar çığrından çıktığına inanmıyorum. Öfkeden mavileri siyaha dönmüştü.

Boğazıma yapıştı.

Nefesim kesildi, gözlerim karardı.
Göğsümün altında hissettiğim acıyla nefessiz dudaklarımdan ufak bir inleme döküldü. Boğazımdaki ellerine çektiğinde çiğerlerime giren havayla canım daha çok yandı göğüsümün altına dokunduğumda elime gelen sıcak sıvıya baktığımda kan gördüm.

Ayakta durmakta güçlük çektim.
Duvara tutunarak ağır hareketlerle yere çöktüm. Ahmet'e doğru baktığımda hızla uzaklaşıyordu.
Arkasına bir sefer bakmadan beni oracıkta öylece bırakmıştı.
Sessizliğin ve karanlığın bir büyü gibi çöktüğü bu sokakta yapa yalnız ölüme terk edilmiştim. Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı. Uykum gelmeye başlamıştı. Dayanamıyordum Batuhan'ın yeşilleri düştü aklıma aydınlandım. Bir anlıkta olsa sonra yine aynı karanlık. Bütün yaşadıklarım üşüştü bir anda aklıma kırgınlıklarla dolu hayatım.

Yüreği yıkık dökük bir kadınım ben terk edilmiş bir ev gibi kimsesizim aslında karanlığın içinde kaybolmuş umut ışığıyım ben göz yaşları yağmur olmuş bir kadınım. Yüreğine prangalar vurulmuş zindanın en hucra köşelerinde terk edilmiş.
Sığındığı her limandan darbe yemiş her umut ışığını buldum dediğinde avuclarının arasından gitmiş bir kadınım kaybedişlerden yılmayan her seferinde yara bere içinde de olsa ayağa kalka bilen bir kadınım.
Ama artık kimsesiz yüreğim dayanamıyor darbeler yorgun düşüyor terk ediyor. Veda ediyorum...

•Batuhan•

Zihnim o kadar yorgundu ki kafamı toparlamak için su'yun mezarına geldim. Mezarı dediğim onu cesedinden kalan parçalı fırlattıkları denize su kendi gibi saf olan su'ya karışmıştı. Benim çocukluğumdaki tek güzel hatıram o kocaman sevimli gözleri düştü aklıma gülümsedim.
Gözümden akan yaşın dudaklarıma değdinde fark ettim. Ağladımı hıçkıra hıçkıra ağlamaya ihtiyaçım vardı.

Erkek adam ağlamaz denilen klişe kocaman bir yalan içim kan ağlıyor gözümden yaş aksa ne olur hayat bana hep kahpe yüzünü dönmüştü.
Ama karşıma şimdi Erva çıkmıştı. korkuyordum yine hayattan yine sevdiğim birinin avuclarımdan gitmesinden iliklerime kadar korkuyordum.

Masumiyet (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin