7.

4.5K 512 118
                                    

•••

İçimdeki şeytanın şuan dışarı çıkmaması gerekiyordu. Ne kadar zorlasam da dudaklarımın hafifçe yukarı kalkmasına engel olamıyordum.

"Ben-"

"Cevap istemediğimi belirttiğimi hatırlıyorum."

Dengesiz itin ne dediğini anlamlandıramadım. Şimdi öylece evine mi gidecektim? Peki ya sonrasında ne olacaktı? Hiçbir şey olmamış gibi beni yanına alıp, parmağında mı oynatacaktı? Hiçbir fikrim yoktu. Ne boklar olduğu, olacağı hakkında ciddi anlamda hiçbir fikrim yoktu.

Hızla atan kalbim, intikamım için ne kadar hevesli olduğumu göstermek için yanaklarıma durmaksızın kan pompalıyordu. İçerisi mi gittikçe sıcak oluyordu yoksa, Kim Kai'nin pislik intikamının ateşleri mi etrafımı sarıyordu? Emin olamadım.

Gözlerimi daldığı yerden ayırıp, Kim Kai'nin önüne eğilmiş ve sürekli başını sallayan adama baktım. Yeni gelmiş olmalıydı. Ve ışıklar yanıp sönüyor olsa da bu adamın beni izleyen adam olduğunu anlamak zor değildi. Neler dönüyordu?

Adam son bir kez daha başını salladıktan sonra donuk bakışlarını benim üzerime çevirip birkaç saniye baktı. Ardından yeniden efendisine döndü.

Neler olduğunu anlamaya çalışan bir baykuş misali gözlerimi ve kulaklarımı açıp etrafı dinlemeye çalışıyordum. Neler olduğunu anlamalıydım ki, diğer adımımı planlamalıydım. Yine de şimdilik en doğalı olarak, akışına bırakmakta karar kıldım.

Kulağımda hissettiğim sıcaklıkla yerimde sıçrayarak bir hamle yapmak için elimi hızla yanımdaki adamın bileğine atıp ters çevirdim. Öylesine diken üstündeydim ki... Kim Kai'nin şuan dövüş yeteneklerimi görmesi bile umrumda değildi.

"Sakin olun!" diye bağırdı adam. "Bay Kim sizi eve bırakmamı istedi." Duvarları dahi sallayan müziğin arasından zorlukla onu duyduğumda sıktığım bileklerini serbest bıraktım. Başımı sakince az önce karşımda oturduğu tabureye çevirdim. Şimdi ise boştu. Garip olanı ise diğer içki şisesi de kaybolmuştu.

"Buyrun Bay Do." Eliyle önden geçmemi işaret ettiğinde bir süre ters ters yüzüne baktım. Yine de tepki vermeden ellerini arkasına bağlayarak öylece geçmemi bekledi.

Fazla istekli görünmemek adına önlüğü yavaşça çıkarıp tezgahın üstüne bıraktım. Diğer barmenin ortalıkta olmaması büyük bir şanstı. Bir de onu çekecek halim ciddi anlamda yoktu.

Barın dışına çıktığımızda eliyle yolu göstermesi sinirime gitmeye başlamıştı. Hayır yani! Başka şeye sinirliydim ama bu adamdan çıkarmam da hiç fena olmazdı.

"Bir korumanın, işçi olarak çalışması da yeni moda olsa gerek." diyerek ters ters ona baktım. "Hayır şimdi iki işi nasıl yürütüyorsun? Sabah işçi, akşam koruma mısın? Anlayamadım ki."

Bir şey demeden öylece yürümeye devam etti. Gösterdiği arabaya bineceğim sırada, benim açmama kalmadan hızlıca kapımı açıp önümde eğildi. Emin değildim. Şuan boş bir depoya ya da işkence yapılabilecek herhangi bir yere de götürülüyor olabilirdim ama çok da önemsediğim söylenemezdi.

"Bir cevabı hak ediyorum bence, pazarlamacı kardeşim." diyerek alayla konuştum.

Gözlerini bana çevirmedi, kapıyı kapatmadan önce soğuk bir sesle, "Sizinle konuşmam yasak Bay Do." dedi.

Naughty Or Nice // kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin