10.

4.3K 533 287
                                    

Vote'ların fazla olması başımı döndürüyor. Yorum da olsa hiç fena olmaz. Çok ciddi gaza geliyorum çünkü.

•••

Kendimi halsiz ve mutsuz hissettiğim günün sabahında, keyifsiz bir şekilde televizyon izlemekle meşguldüm. Dün gece hepsini bir güzel bozmuştum ama keyfim yerinde değildi. Nedenini bilmediğim bir sebep yüzünden sabahtan beri aynı pozisyonda oturuyordum.

Aslında salona gelmem ya da gelmemem arasında fazlasıyla ikilemde kalmıştım ama sonuçta aynı evde yaşıyoruz, düşüncesiyle her şeyi boşverip oturmaya inmiştim. Şimdi ise elimdeki kumandayı öylesine çeviriyor ve bilmediğim bir kız grubunun eğlenceli şarkısını dinliyordum. Bunu odada da yapabilirdim lakin maksat gıcıklık yapmaktı. Normalde hiç yapmayacağım şeylerdi ama dedim ya, kafam iyi değildi.

Sıkıntımın sebebini bilmiyordum ama dün geceki manzaradan erken ayrılmama bağladım. Biraz daha durup, ortalığı karıştırmadığıma pişmandım.

"Kahvaltı hazır efendim."

"Yemeyeceğim," dedim sehpanın üstüne uzattığım ayaklarımı çekerek. "Teşekkür ederim."

"Lakin-"

"Gerçekten Kim Kai'nin emirlerini dinleyecek havamda değilim."

"Hayır efendim," dedi yüzündeki hafif gülümsemeyle. Durumumdan eğlenirmiş gibi bir hali vardı. Hadi ama, ben gerçekten eğlenmiyordum. Kokuyordum, aynı kıyafetlerle duruyordum... "Bay Kim kahvaltı etmek istememeniz durumunda direkman alışverişe gidebileceğinizi iletmemi istemişti."

Tanrım! Gerçekten, aradığım ve bütün ihtiyacım olan buydu. Onun gibi öküz bir insandan böyle bir teklif gelmesi inanılmazdı. Bu reddetmeyeceğim teklife hemen atlamak isterdim lakin gidip o kendinden büyük egosunu az da olsa indirmem gerekiyordu. Direk kabul edersem şüphelenebilirdi. Sonuçta, küçüklüğünden beri sokaklarda yaşayan ve orada burada çalışan biri kire pise alışık olurdu değil mi? Anında bu teklife atlarsam saçma gözükürdü. Üstelik bu karakterimin bitmek bilmeyecek bir gururu ve inatçılığı vardı.

"Odasında mı?" diye sordum yavaşça koltuktan kalkıp ayaklanırken. "Yani Bay Kim..."

Bir anda gayriresmi konuşmam hizmetliyi şaşırtmış gibi dursa da hızla silkinerek gülümsedi. "Evet efendim."

Hızlı adımlarla odasına ulaştım. Kapıyı tıklamak için bir saniye dahi beklemedim. Çünkü sinirliydim değil mi? Kafasına göre iş ayarlayıp, sonrasında buyurması beni deli ediyordu. Biraz da ben onu etsem sorun olmazdı. Sadece bir kez tıklayıp, cevap vermesini beklemeden hızla kapıyı araladım.

"Hayır Kai, anlamıyorum tamam mı? Bana hiçbir şey söylemedin hem de ona öylesine ben-"

Gözlerim dünkü uzun boylu, ismi Chanyeol olanı gördüğünde bakışlarımı kaçırmadan edemedim. Tamam, diğerlerinin yaşadığı şaşkınlık beni tatmin etmiş olabilirdi ama Park Chanyeol'ün o denli kötü olması beni üzmüştü.

Tanrı aşkına! Ne saçmalıyorum? Kim Kai'nin götünde dolaşan bir asalağa acımam da neyin nesiydi?

"Kapı diye bir şey var, çalınıyor."

"Çaldım zaten." dedim gözlerimi devirerek.

"Söyle o halde."

Naughty Or Nice // kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin