-22. Bölüm-

98.4K 3.7K 315
                                    

İnstagram : dilaywats

Sancağımızın instagramı : damienfrench

Multimedya: Nefes Sungur

----oo----

Kaşlarım çatık bir şekilde Asude'ye baktığımda Sancak sinirle ellerini saçlarından geçirmişti.

"Hemen hastaneye gidip kontrolden geçmesi gerek Komutanım yoksa durumunun daha kötüleşme ihtimali var. Ama dediğim gibi Nefes'in pis bir suyla teması ya da o suyu içmesi gerekiyor. burada ki sular kontrol geçiyor buradan olması imkansız." Sancağın gözleri bana kayarken bir an bana yaklaşmak istedi fakat odada ki Ali komutanı fark ettiğinde durdu.

"O zaman helikopter hazırlansın. Ben üstle iletişime geçer haber veririm. Sen baş komutansın senin gitmen daha iyi olur." Ali komutan konuştuğunda Sancak gözlerini yavaşça kapattı. Suçluluk hissettiğini anladığımda onu teselli etmek istemiştim fakat olmuyordu. Ali komutan buradayken ona yakınlaşamazdım.

Sancak sonunda gözlerini açıp kafasını salladığında rahatlayarak kıpırdandım.

"Eşyalarını kim hazırlayabilir Nefes?" sesinde ki endişe beni korkutuyordu. Tifo nasıl bir hastalıktı bilmemek gerçekten kötüydü.

"Gökçe halledebilir." benim sesimde ki endişeyi hissetmiş gibi gözlerini bana çevirdi ve bana güven verircesine bakmaya çalıştı.

"Tamam o zaman hastaneye gidene kadar Asude bizimle gelsin helikopterle geri döner. Ali sen ayarlamaları yap ben ne olur ne olmaz diye bir kaç parça eşya alacağım yanımıza Nefes sen hiç bir şey yapmadan bizi bekliyorsun." anında her şeyi ayarlamış olması onun pratik zekasından kaynaklanıyordu.

Herkes onun dediğini yapmak için yerlerine dağılırken ben korkuyla olduğum yerde bekliyordum. Hasta olmamdan çok bunun Sancağı üzmesi ve kendini suçlamasına sebep olması beni mahvediyordu.

Dedemle babaanneme haber vermeyi düşünmüş ama korkutmak istemeyerek vazgeçmiştim. Yine de ne olacağını bilmediğim için en azından seslerini duysam iyi olabilirdi. Ama nasıl? Sancağın izni olmadan arayamazdım.

"Asu!" diye seslendim hemen aklıma gelen fikirle

"Nefes? İyi misin? Bir şey mi oldu?" daha içeriden bağırmaya başlamış o korku dolu sesi kulaklarıma dolduğunda gözlerimi devirdim.

"Sakin ol. Senden bir şey isteyeceğim sadece." sesim güçlü çıksın istiyor fakat ne kadar çabalasam da beceremiyordum.

"Off aklım çıktı Nefes. Söyle bakalım ne oldu?" dedi rahatlamış bir ifadeyle. Ona hafifçe gülümsemeye çalıştım.

"Ben senden şey isteyecektim... Şimdi ne olacağını bilmiyorum ya dedemi ve babaannemi bir arasam olmaz mı? Şimdi çağrı odasına gidecek halim yok." yine yorgun bir sesle konuşmuştum. Ne kadar kendimi iyi göstermeye çalışsam da daha fazla duracak halim bile yoktu.

"Nefes tabi ki arayabilirsin ama onları korkutma hem merak etme o kadar kötü bir hastalık değil sadece bakım gerekiyor ama kirli bir suyla ne gibi bir temasın olabilir ki? Buna bir mantık bulamıyorum." dedi meraklı bir sesle.

"Yok onları korkutacak bir şekilde konuşmam sadece seslerini duymak istiyorum. Hem pis bir suyla temas etmiş olabilirim ilerideki gölde yüzdüm bir ara o zaman su yutmuştum ama umursamamıştım. Bunu daha detaylı bir zamanda anlatırım şimdi halim yok." sakin ama daha bitkin bir sesle konuştuğumda bu konuyu kesin kurcalayacaktı sadece zaman kazanmaya çalışıyordum.

"Bunun nasıl olduğunu sen gelince konuşacağız sakın unutacağımı sanma." deyip cebinden telefon çıkardı. "Al ama biraz hızlı ol canım birinin görmesi halinde başım derde girer Komutanlar bile içeri telefon sokamıyor neredeyse bildiğim bir Sancakta bide bende var, çünkü ben dışarıdanım ama sana vermem suç." dedi açıklayıcı bir tonda kimseye söylemeyeceğimi biliyor ama yine de uyarıyordu haklı olarak.

Aşka Yabancıحيث تعيش القصص. اكتشف الآن