Bölüm 11: Bende Bir Problem Var

4.1K 119 7
                                    

Günler önce annemden yediğim boyuna azar üstüne kesinlikle ona hiçbir açıklama yapamamıştım ve şimdide arkadaşlarımla birlikte Banu hoca ile görüşmek için sıra bekliyordum.

"Ya of! Acaba Yusuf hocada içeride midir?"diye sordu Fulya heyecanla kapıya bakarken. Ali ona doğru yaklaşıp kolunu onun omzuna attı.

"Tabiki canım, Fulya gelicek gitmem diyordur şu an."diye alay ettiğinde Fulya onu ittirdi ve ona sinirle bakmaya başladı.

"Hiç komik değilsin haberin olsun."diye onlar didişirken gözlerimi yanımda dikilen Sefa'ya çevirdim. Yine telefonuyla ilgileniyordu. Daha sonra gözlerimi onun yanında dikilen Cengiz'e çevirdim. Onu da zorla kolundan tutup vokalistsin artık diye getirmiştik yanımızda. Öyle ya da böyle, bütün güzel seslileri toplamıştı Ali. Hakan'la birlikte dört vokalistimiz, bir solistimiz yani ben, birde bateristimiz Ali vardı. Keman'da çalabildiğini iddia eden Cengiz, gitarda da Hakan ve Sefa olucaktı. Orgda ise Fulya. Evet, 6 kişilik bir müzik grubu kurmuştuk ve kesinlikle daha önce hiç beraber şarkı söylememiştik. Bu bir ilk olucaktı.

Konferans salonunun kapısı açıldığında hepimiz o yöne doğru döndük. Banu hoca güler yüzüyle kapıya çıktı ve hemen onun ardından da Gizem ve ekibi çıkmışlardı. Gizem, okulun zengin züppesi. Hiç haz etmezdik birbirimizden. Alara'dan daha fenası. Tüm okulu elden geçiren bir kızdan bahsetiyorum. Ayrıca amigo takımının başkanıydı. Kız futsal takımı ve erkeklerin basketbol takımının amigoları! Tabi bende futsal takımındaydım.

"Hocam, bizden daha mükemmelini bulacağınızı hiç sanmıyorum. Bence hemen başlayalım çalışmalara."diye vıcık bir şekilde konuşunca gözlerimi devirdim. Tabi birde boyundan büyük olan egosu vardı.

"Gizem, topla şu egonu boğulacağız şimdi."dedi Cengiz'de aynı benim gibi gözlerini devirirken. Cengiz'de okulun çoğunluğu gibi Gizem'in kurbanlarındandı. İki haftalık bir ilişki süreçleri olmuştu ve sonra Gizem onu postalayıp başka biriyle ilgilenmeye başlamıştı. Gizem gözlerini ona doğru çevirip ters bir bakış attı ve sonra hepimize tek tek göz gezdirdi. Gözleri bende durunca merakla beklemeye başladım. Acaba bugün ne gibi bir laf sokma çabasına girecekti?

"Ah Cengiz! Benden sonra düştüğün yer pekte iç açıcı görülmüyor. Yoksa öylesine performans sergilemeye mi geldiniz?"diye sorduğunda histerik bir şekilde gülüp gözlerimi kaçırdım. Onunla münakaşaya girmek demek, yemek yemeyen bir bebeğe zorla yemek yedirmekten daha da yorucuydu. Beynim yorucu!

"Ne yapsaydı Gizem, seninle olup havasız ortamda mı bulunsaydı? Biliyorsun senin yanın egondan dolayı fazla sıkışık."dediğinde Ali hepimiz kıkırdamaya başlamıştık. Gizem ise yüzündeki muzip gülümsemeden eser kalmamışken bize ters ters bakmaya başlamıştı.

"Neyse, sizinle mücadele etmeyeceğim çünkü galibiyet çoktan alındı. Gidelim kızlar."dedi ve kıvıra kıvıra koridorda ilerlemeye başladı. Bizde arkasından 'bu kız bayağı mal' bakışımızı atıyorduk.

"Hadi bakalım çocuklar, sıra sizde."dediğinde Banu hoca sırayla içeri girdik. Fulya'nın da istediği gibi Yusuf hocada içerideydi ve en ön koltuklardan birinde oturuyordu. Bizim geldiğimizi görünce bize doğru çevirdi başını ve Fulya'yı görünce gülümsedi.

"Fulya! Beni şaşırtıyorsun."diye çoşkuyla konuştuğunda Fulya utançtan bukalemun gibi renk değiştirmeye başlamıştı. Harbi harbi yanıktı bu kız ve dışarıdan bakan herkes bunu fark edebilirdi. Belki de Yusuf hoca bile farkediyordu.

"Hocam bence dinlemeye hiç gerek yok biz direkt olarak çalışmaya başlayalım. Çünkü ben ekibime güveniyorum. Biz mükemmeliz."dedi Ali göğüsünü gerip aynı Gizem gibi konuşarak. Hepimiz onun taklidini yaptığını anlamıştık bile.

Sevgili HocamWhere stories live. Discover now