Rüya

2.1K 112 28
                                    


Mert'in sayıklamaları, hemen alt ranzada yatan Hasan'ı uykusundan uyandırmıştı. Saat gecenin dördüydü. Uyku sersemi, gözleri yarı açık, karanlık koğuşta ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Sesin yakından geldiği belliydi. Yatağından kafasını çıkartıp sağa sola baktığında sesin hemen yukarıdan Mert'den geldiğini anladı. Mert'in bu sayıklamalarına daha önce çokça şahit olmuştu. Uykusun da acı çekiyordu resmen. Daha fazla acı çekmesine izin vermemek için yatağından kalktı. Mert'e baktığında sanki hiç bitmeyecek bir kâbusun içinde kalmış gibiydi. Şakaklarından terler akıyordu. Mert'i dürterek "Uyan Mert, uyan!" dedi. Mert, birden korkuyla "Gitme!" diyerek gözlerini açtı. Hasan endişeli ve uykulu bir ses tonuyla "İyi misin Mert? Ne oluyor, giden kim?" dedi. Mert gözlerini ovuşturarak "İyiyim iyiyim, merak etme! Yine aynı rüya işte" diyerek çocukluğundan beri gördüğü rüyayı sıradanlaştırmıştı. Yatağından kalktı, terliğini giydi ve Hasan'la birlikte cam kenarına geçtiler. Cam kenarında duran su şişesini aldı ve kafasına dikti. Ağzı bir çöl kadar kuruydu. Mert'in askerde ki son gecesiydi bu.

Hasan, Mert'in askerde ki tek dostuydu. Mert, onun mertliğini ve dürüstlüğünü çok sevmişti. Onun da beş gün sonra askerliği bitiyordu. İzmir'e memleketine dönüp baba mesleği olan oto tamirciliğine devam edecekti. Hasan, Mert'in bu son gecesinde daha önce hiç öğrenemediği rüya mevzusuna tekrardan değinmek istedi. "Seni bu kadar ter içinde bırakan şu rüya nedir? Anlat artık da rahatla be kardeşim! Her seferinde hem 'anne, baba' diye sayıklıyorsun hem de 'gitme' diyorsun?" Sorusunun cevaplanmayacağını tahmin ediyordu. Çünkü Mert, her seferinde bu soruyu "Rüya işte kardeşim boş ver!" diyerek geçiştirmişti. Mert "Bak Hasan..." diyerek söze başladı. Hasan bir senedir yanıtlanmayan sorunun cevabını duymak için pür dikkat, Mert'e kulak vermeye başladı. "Bu rüya benim bir parçam, hayatımın en büyük kesiti... Bunu anlatmayı sevmiyorum. Bugüne kadar bu sorunu hep cevapsız bıraktım. Kardeşim Efe dışında kimseye anlatmadım ben rüyamı." Efe derken içi huzurla doluyordu Mert'in. Çünkü Efe onun hayatta ki tek varlığıydı. Onun için kardeşten de öte biriydi. "Bugün burada ki beraber son günümüz. Bana iyi bir dost oldun burada, Allah senden razı olsun. Bunu bilmeye tabii ki senin de hakkın var." Hasan bu sözler için gururlanmıştı, araya girerek "Sende benim için büyük bir dost oldun. Allah senden de razı olsun" dedi. "Bu rüyayı ailemi kaybettiğim günden beri belli aralıklarla görüyorum." Durdu ve biraz yutkundu. Gözleri o kadar dolmuştu ki sanki yıllarca gözyaşlarını içinde hapsetmişti. Ses tonunda ki hüzün, cümlelerine yansıyordu. "Eskiden ailemle olduğum, küçük bir müstakil evimiz vardı. İşte rüyamda o ev içerisinde koşuşturup duruyorum, mutluluktan uça uça. Anneme ve babama sarılıyorum... Tam o sırada dışarıdan bir ses duyuyorum. "Mert, Mert!" diye seslenen tanıdık bir ses. Dışarı çıktığımda sokakta bana gülümseyen bir kız görüyorum. O kadar tatlı gülümsüyordu ki öylece onu izliyordum." Yüzünde birazda olsa tebessüm oluşmuştu Mert'in. "Sonra o tatlı kız birden arkasını dönüp gitmeye başladı. 'Gitme!' diye sesleniyordum ama hızlı hızlı gidiyordu hiç durmadan. Sanki bir şeyden kaçar gibi... O sırada arkamdan büyük bir patlama sesi geldi ve yere düştüm. Ayağa kalkıp baktığımda evimiz yanıyordu. Annemler içeride kalmıştı." Hasan'ın tüyleri diken diken olmuştu. "Anne, baba diye çığlık çığlığa ağlıyordum." Mert'in dolan gözleri yavaş yavaş boşalmaya başladı. Yıllarca ağlamayı unutan adam, ağlıyordu. Ağlamaktan utanır gibi yüzünü çevirip dışarı bakmaya başladı. Elleriyle gözlerini sildi. Kendini toparlamak için derin bir nefes aldı. "İşte hep tekrarlayan rüyam bu. Hem çok mutlu olduğum, hem de çok acı çektiğim bir döngü." Hasan da Mert'in bu acısı karşısında kendini tutamamış ve gözleri dolmuştu. Mert'in omuzuna eline atıp, açısını paylaşırcasına sıvazladı. Biraz sessiz bir bekleyiş olduktan sonra Hasan "Peki o kız kimdi kardeşim?" diye ikinci sorusunu yöneltti. Mert ufak bir tebessümle "İşte o da benim çocukluk aşkımdı be kardeşim." dedi. Çocukluğundan beri sevgisini hiçbir zaman yitirmemişti. Hasan "Adı ne? Nerede şimdi? Görüşüyor musunuz?" diyerek sorularını peş peşe sormaya devam etti. Mert'in sevgilisi olmadığını bildiği için merakla sormuştu bu soruyu. Mert "Çok soru sordun Hasan!" diye ufak bir sitemde bulundu ve anlatmaya devam etti. "Adı Zeynep. Ailemi kaybettiğim hafta mahalleden taşındılar. İzmir'e sizin oralara gittiler..." Hasan araya girip "Eee görüşüyor musunuz peki şimdi?" dedi. "Hayır. Annemleri kaybettikten sonra Babaanem ile yaşamaya başladım. Ama iki hafta sonra onu da kaybettim. Sonrasında beni yetimhaneye gönderdiler. Hem mahallemden hem de çocukluğumdan ayrı kaldım. Zeynep'den bir daha haber alamadım." Hasan kafasında ki birkaç soruyu daha sormayı bekliyordu ama Mert buna izin vermek istemeyerek "Eee bugün son gece. Ne çabuk geçti günler" diyerek sohbeti değiştirdi. Hasan bu duruma pekte şaşırmadı. Çünkü Mert, kendi hakkında fazla konuşmayı sevmediği için soruları bugüne kadar hep böyle geçiştirmişti. Sonra askerde geçen günlerle ilgili derin muhabbete daldılar...

İki arkadaşın muhabbetleri sabaha kadar sürdü. Kahvaltı yapıldıktan sonra Mert, dolabında yer alan birkaç parça eşyasını çantasına yerleştirdi. Uyurken hep yastığının altına koyduğu çocukluğundan kalan kolyesini boynuna taktı. Artık gitme zamanı gelip çatmıştı. Çıkış işlemlerini halledip kışla kapısına doğru hareket etti. Arkadaşları onu uğurlamak için orada bekliyorlardı. Hepsiyle tek tek vedalaştı. Hasan'a sarılırken ise içi buruktu. "Benim bir kardeşim vardı şimdi seninle birlikte iki oldu. İyi gününde de kötü gününde de ben hep yanında olacağım. Hakkını helal et kardeşim." Hasan'ın da içinin buruk olduğu bir andı bu an. "Helal olsun kardeşim sende hakkını helal et. Senin gibi bir dost edindiğim için çok mutluyum. İzmir'e bekliyorum, gel misafirim ol." Mert "İnşallah kardeşim geleceğim seni ziyarete."dedi. Kafasını kaldırdı ve son kez bir etrafa baktı. Çantasını alıp, yola koyuldu...

Geçmişin HikayesiWhere stories live. Discover now