19.Bölüm

289 38 6
                                    

-Ouronas Krallığı-
Amy Charles'tan gelen mektubu okuyordu.
'Sevgili Amy,
Charlize'i buldum. Uzun süren çabalarımız sonunda ailemizin katillerini bulduk. Senden isteğim onlardan intikam alırken bize yardım etmen. Leydi Valeria'nın ve lord Hector'un şatosuna çalışmak için girip bize bilgi gönderirsen minnettar oluruz.
-Charles'
Amy derin bir nefes aldı. Saraydan kaçmayacaktı. Kraliçe Elanora ile konuşup izin alacaktı. Odasından çıkınca Bayan Britany ile karşılaştı.
"Charles geçmişini öğrenmek için gitti değil mi?" Dedi sevecen bir sesle. Amy gülümsedi.
"Geçmişini öğrendi. O Flago prensi. İkiz kardeşini de buldu. Tahtı geri almaya çalışacaklar."
Bayan Britany gözleri dolu dolu gülümsedi.
"Onun özel biri olduğunu biliyordum. İlk gördüğüm gün anlamıştım."
Amy gülümsedi.
"Onlara yardım etmek için gideceğim," dediğinde Bayan Britany başını salladı. Amy kraliçenin yanına gitti. Kraliçe çok düşünceliydi.
"Efendim sizden gitmek için izin istiyorum. Charles'a yardım edeceğim."
Kraliçe gülümsedi.
"Theo ikna olmuyor. Ne dersem diyeyim kabul etmedi. Onun yerine ben katılacağım savaşa. Bitki gücümü kullanacağım."
Amy çok sevinmişti.
"Sağolun efendim," diye önünde diz çöktü. Kraliçe sevecenlikle elini Amy'nin omzuna koydu.
"Gidebilirsin Amy. Elimizden gelen her şeyi yapmalıyız."
Amy selam verip koşturarak çıktı. Yapması gereken tek şey eşya hazırlamaktı. Üç beş parça eşyayı hazırlamak uzun sürmemişti. Mektubu çantasına koyup dışarı çıktı. Bahçeye çıktığında arkasına dönüp şöyle bir baktı. Buraya geldiği günü hatırladı. Ne kadar da savunmasızdı. Başını dikleştirdi. Şimdi ise hiç olmadığı kadar cesurdu. Charles için her şeyi yapmaya hazırdı. Adımlarını sıklaştırıp yürümeye başladı. Şansı varsa ilk arabayı yakalardı. Gideceği adres mektubun üzerinde yazıyordu.
-Flago-
Charlize hayatında bu kadar sık mektup aldığını hatırlamıyordu. Üzerindeki R harfini görünce gözleri dolmuştu. Rachel'la arkadaşken bu işareti bulmuşlardı. Demek ki mektup Rachel'dandı. Açıp okumaya başladı.
'Charlize,
Arkadaşım,nedimem. Saraya ilk geldiğim gün sen yanıma gelmiştin. Çok korkuyordum. Sarayı cehennem gibi bir yer olarak anlatmışlardı bana. Sana anlattığımda çok gülmüştün. Hep yanımdaydın Charlize. Flago kraliçesi James'e yardım etmesi için mektup yazmış. James mektubu gözümün önünde yırtıp attı. Biz size yardım etmek istiyoruz. James buz gücünü kullanacak. Askerlerimizde sizin emrinizde. Hep beraber kötü kralı tahttan indireceğiz. Dost bir krallık olacağız. Söz veriyorum Charlize.
-Arkadaşın Rachel'
Charlize mutluluk gözyaşlarını sildi. Rachel gerçek bir arkadaştı. Adrian gelip Charlize'in yanına oturdu.
"Korkuyor musun?" Dedi alçak bir sesle. Charlize başını iki yana salladı.
"Sen yanımdasın,sonra Charles. Rachel,kral James,Amy. Sahi o nerede kaldı?" Dediğinde kapı çaldı. Charlize kapıyı açtı. Karşısında tanımadığı esmer bir kız vardı.
"Kimi aramıştınız?" Dedi merakla. Kız gülümsedi.
"Ben Amy."
Başka bir şey demesine gerek kalmamıştı. Charlize kim olduğunu çok iyi biliyordu.

Charles uyanınca gözlerini ovuşturarak salona girdi. Amy saklanmıştı. Charles gülmemeye çalışan Charlize'e baktı.
"Bir şey mi oldu?"
Charlize içerdeki odayı gösterdi. Charles uyuşuk adımlarla odaya yürüdü. Kapı koluna dokunup açmasıyla birlikte Amy ona sarıldı.
"Amy," dedi Charles sevinçle. Ayrıldıklarında Amy ona baktı.
"Dediğiniz gibi casusluk yapacağım. Bu arada kraliçe Elanora bitki gücüyle yanınızda olacakmış. Kral Theo'yu ikna edememiş."
Charles gülümsedi.
"Olsun o da yeter. Bir kişi bir kişidir. İyi ki geldin Amy," dedi mutlulukla. Charlize Adrian'a göz kırptı. Amy'nin Charles'ı sevdiği belliydi. Charles bunu pek anlamamış gibi duruyordu. Charlize bir ara bu konuyu Charles'a açmaya karar verdi. Kesinlikle çok yakışıyorlardı.
"Amy bugün gidip şatoda çalışmak istediğini söyle. Çok ikna edici olmalısın. Leydi Jessica ve lord John'un şatosunda çalışıyordun. Kendini öv ama çok abartma. Mutlaka işe girmek zorundasın. Tamam mı?" Dedi Charlize. Amy başını salladı.
"Elimden geleni yapacağım. Yakalanmamam gerek. Başarabilirim. Mektup taşıyacak adam hazır mı?"
Charlize'in dudağı yukarı kıvrıldı.
"Her zaman."

Amy gittiğinde üçü birlikte oturup yanlarında olacak askerleri topladılar. Halktan sekiz bin kişi vardı. Pagos Krallığı'ndan beş bin kişi. On üç bin ediyordu. Ouronas Krallığı'ndan asker olmadan kazanmak zordu ama en azından Flago kralının özel güçleri yoktu. Hu da bir avantajdı. Muhtemelen Charlize'in ve Charles'ın özel güçleri olduğunu da bilmiyorlardı. Bu da bir avantaj.
"Ne zaman saldıracağız?"Dedi Charlize. Adrian sakalını sıvazladı.
"Öbür gün. Yarın Charles ve ben orduyla ilgileniriz."
Charlize gözlerini devirdi.
"Ne yani? Ben savaşta kollarımı kavuşturup oturacak mıyım?" Dedi öfkeyle. Adrian gözlerini kocaman açtı.
"Oturmayacak mısın?" Dedi hayretle. Charlize öfkeyle ayağa kalktı.
"Tabi ki hayır!"
İçeri gidip kapıyı sertçe kapattı. Adrian Charles'a döndü.
"Kılıç kullanmayı biliyor mu?"
Charles güldü.
"Onu çok az zamandır tanıyorum. Yine de inatçı ve cesur bir kız. Bilmiyorsa da öğrenmek için her şeyi yapacaktır."
Adrian nefesini dışarı verdi.
"Yaralanmasını istemem," dedi hüzünlü bir sesle. Ölmesini istemem demeyi yüreği kaldırmamıştı.

Ertesi gün Charles orduyu kontrol edip yerleştirirken Adrian Charlize'e kılıç dersi verdi. Charlize çok çabuk öğreniyordu.
"İşte böyle," dedi Adrian Charlize'in güzel bir hamlesinden sonra.
"Karşındakinin gözlerine odaklanıyormuş gibi görün ama aslında kılıca odaklan."
Charlize iyi bir hamleyle Adrian'ın kılıcını yere attı. Adrian ellerini havaya kaldırıp sırıttı.
"Benden bu kadar."
Charlize güldü. Birlikte orduya bakmaya gittiler. Herkes zırhını giymişti. Kılıçları ve kalkanları da hazırdı. Charlize'i görünce eğildiler.
"Savaşa hazır mısınız?" Dediğinde hepsi birden bağırdı.
"Hazırız!"
Üçü birbirlerine baktı. Kazanacaklarına neredeyse emindiler.

Gece Charlize yatağına yattığında korkuyla karışık heyecan duyuyordu. Yarın savaş vardı. Sonunun ne olacağı belirsizdi. İşler kötü giderse özel güce başvuracaktı. Charles'la da öyle konuşmuşlardı. Mecbur kalırlarsa kullanacaklardı bir tek. Rüyasında annesini ve babasını gördü. Ona bakıp gülümsüyorlardı. Charles ta aynı heyecana sahipti. Uyumakta zorlandı.

Sabah erkenden kalktılar. Charles ve Adrian zırhlarını giyip miğferlerini taktılar. Charlize'e Adrian giydirdi. Hâlâ savaşa girmesini istemiyordu ama Charlize'in inadıyla baş edilmeyeceğini anlamıştı. Hiç konuşmadan ordunun yanına gittiler. Charlize konuşursa korktuğunu ağzından kaçıracağını biliyordu. Ayaklarının titremesini engellemeye çalışarak yürüdü. Ordu önlerinde eğilmişti. Charlize onlara bakarken ordu iki yana ayrıldı. Kral James ve kraliçe Rachel geliyordu. Arkadan ise Charlize'in tanımadığı soylu bir kadın geliyordu.
"Kraliçe Elanora..." Dedi Charles. Demek Ouronas kraliçesi bu kadındı. Gelip önlerinde durdular.
"Geldiğiniz için minnettarız," dedi Charles. Kral James gülümsedi.
"Gücümü özgürce kullanabileceğim için mutluyum," dedi. Rachel Charlize'in elini tuttu. Korkma der gibi. Charlize, Charles, Adrian,kral James,kraliçe Rachel ve kraliçe Elanora önde;ordu arkada yürümeye başladılar. Charlize yüreğinin sesinin yere vuran ayak seslerinden daha güçlü çıktığını iddia edebilirdi. Öyleydi de. Yol bitip Flago sarayı göründüğünde Charlize derin bir nefes aldı. İşte savaş başlıyordu.

Kristal KadehWhere stories live. Discover now