18.Bölüm

281 41 5
                                    

-Pagos Krallığı-
Kraliçe Rachel düşünceliydi. Charlize ve kardeşi tek başına nasıl başa çıkacaklardı Flago kralıyla? Yardım şarttı. Kral James buz gücünü kullansa ve orduyu dondursa çok yardımcı olurdu.
"Keşke benim de özel gücüm olsaydı," diye mırıldandı. Kral James'i ikna etmesi gerekiyordu.

Kralın odasına süzülerek girdi. Kral masasında çalışıyordu. Geçip karşısına oturdu.
"Charlize'i hatırlıyorsundur herhalde. Flago prensesiymiş. Kral Daniel'in kızı. Erkek kardeşi de yaşıyormuş. Onlara yardım etmeliyiz," dedi kendinden emin bir sesle. Kral başını kaldırıp ona baktı.
"Bilmiyorum Rachel. Flago Krallığı'nın askeri gücü malum."
Rachel derin bir nefes aldı.
"Özel gücünü kullansan. Askerleri buza çevirsen. Charlize'e yardımımız dokunurdu."
Kral eliyle burnunu sıktı.
"Olabilir ama düşünmem lazım. Hemen alınacak bir karar değil."
Rachel gülümsedi. En azından düşüneceğini söylemişti.
-Ouronas Krallığı-
Amy pencereden dışarı bakıyordu. Daha birkaç gün önce Charles'la şu bankta oturmuşlardı. Onu o kadar çok özlemişti ki. Bir kez görebilseydi keşke. Kral ve kraliçe Charles'ı sormuştu. Amy görmediğini söylemişti ama şimdi gerçeği söylemeyi düşünüyordu. Kraliçenin odasına gitti.
"Gel,Amy," dedi kraliçe yumuşak bir ses tonuyla. Amy yutkundu.
"Size Charles'ın nerede olduğunu bilmediğimi söylemiştim ama biliyorum. O Flago prensi. İkiz kardeşini buldu. Tahtı geri almaya çalışacaklar. Lütfen siz de onlara yardımcı olun."
Kraliçe çok şaşırmıştı.
"Demek öyle. Kötü kraldan kurtulmanın bir yolu var. Ben Theo'yu ikna etmeye çalışacağım," dediğinde Amy gülümsedi. Charles ve Charlize tek başına olmayacaklardı.
-Flago-
Charlize gözlüklerini yukarı kaldırdı. Özel gücünü kullanarak hayalindeki gibi bir leydi olmuştu. Lila elbisesinde bir sürü fırfır vardı. Şapkasının üzerine tüy bile koymuştu. Topuklu ayakkabılarının çıkardığı ses eşliğinde kapıya doğru yürüdü. Şatoların birinde balo olduğunu öğrenmişti. Kapıdaki görevliye gülümsedi.
"Ben leydi Jessica. Davetlilerden biriyim."
Görevli onaylayıp kapıyı açtı. Charlize içeri girip Adrian'ı beklemeye başladı. Karı koca rolü yapacaklardı. Charles ta halkı örgütlemeye gitmişti. Adrian içeri lord edasında girdi. Charlize onun koluna girdi.
"Hector ve Valeria ilerdeler. Yanlarına gidelim," dedi kısık sesle. Hector ve Valeria kendi aralarında konuşuyorlardı. Charlize lafa girdi.
"Siz leydi Valeria olmalısınız," dediğinde Valeria ona döndü.
"Evet. Siz kimsiniz?"
Charlize gülümsemeye çalıştı.
"Ben leydi Jessica. Beyefendi de lord John."
Bir süre sonra muhabbet iyice koyulmuştu. Charlize yaşadıkları şatoyu öğrenmişti. Şimdi sıra bomba sorudaydı.
"Kral Daniel ve kraliçe Isabel hakkındaki dedikoduyu duydunuz mu?" Dedi içkisinden bir yudum alırken. Valeria az kalsın boğuluyordu.
"Duydum. Kraliçe bahçede ölü bulundu. Kral da odasında. Bunca yıl geçtikten sonra neden hâlâ kurcalıyorlar anlamıyorum."
"Tabi tabi," diyen Charlize Adrian'a işaret etti. Vedalaşıp çıktılar. Şato görünmeyene kadar yürüdüler. Sonra Charlize elbiselerini eski haline getirdi. Yol tenhayken gücünü kullandı ve eve döndüler.

Charles onları bekliyordu.
"Bayağı bilgi öğrendik. Yaşadıkları şato buraya yakın. Çalışanlardan birini yanımıza aldık mı attıkları her adımı öğreniriz," dedi Charlize. Charles'ın aklına bir fikir gelmişti.
"Ouronas'ta Amy diye bir kız vardı. Kaçıp buraya gelebilir ve onların yanında çalışıp bize bilgi gönderebilir."
Charlize parmağını şıklattı.
"Aferin Charles. Hemen Amy'ye mektup yaz. Bir an önce şatoda işe girmeli."
Charles başını salladı. Mektup yazmaya başladı. Kraliçe Rachel'ın Flago Krallığı'na gönderdiği mektup taşıyan adama verdiler.

Gece otururlarken kapı çalındı. Charlize açtığında kucağında yığınla mektup taşıyan birini buldu.
"Bunlar sizin için prenses Charlize ve prens Charles."
Charlize şaşırmıştı. Kimden gelmişti bunlar? Yarım ağızla teşekkür edip içeri girdi. Mektupları masanın üzerine yığdı. Charles gelip bir tanesini eline aldı ve okumaya başladı. Charlize ve Adrian da aynı şeyleri yaptılar.
"Şuna bakın," dedi Charles.
"Biz size inanıyoruz. Taht yeniden sizin olacak. Kral Charles ve kraliçe Charlize'i görmek için sabırsızlanıyoruz."
Charlize'in gözleri dolmuştu. O da okumaya başladı.
"Biz yanınızdayız. Asker olmayabiliriz ama yine de sizin için savaşmaya hazırız. Sayımız beş bini buldu."
Adrian gülümsedi.
"Tahta çıkacağınız günü sabırsızlıkla bekliyoruz."
Hepsi birbirine bakıp gülümsediler. Bu aldıkları en güzel haberdi. Mektuplarda yazanların gerçek olması için ellerinden geleni yapacaklardı. Belki de özel güçlerinden gelenleri de.
-Flago Sarayı-
Kral Nicholas sinirlenmemeye çalışıyordu. Zırvalayan elçiyi eliyle susturdu.
"Demek ev birden ev yok oldu,öyle mi? Buna inanmamı mı bekliyorsunuz? Saçmalık!"
Adam son bir gayretle konuşmaya çalıştı.
"Tam olarak öyle oldu efendim. Evin içi boştu. Oysaki Casey'nin o eve girdiğini görmüştüm. Kimse içerden çıkmadı."
Kral gözlerini devirdi.
"Dışarı çıkın," derken içeri kraliçe Ashley girdi.
"Jessica günlerdir yok. Adrian'la birlikte kaçmış olabilir."
Kral elini alnına dayadı. Bu kadın neden bu kadar aptaldı?
"Yeni mi anladın? Köylüleri onlar serbest bırakmış zaten. Elimizden kaçıyorlar ama elbet yakalayacağız."
Kraliçe Ashley boğazını temizledi. Kral ona baktı.
"Bazı şeyler duydum. İki kişi biz Flago veliahtlarıyız diye ortalıkta dolanıyormuş. Göya kral Daniel'le kraliçe Isabel'in çocuklarıymışlar."
Kral güldü.
"Onlar yıllardır kayıp. Büyük ihtimalle ölmüşlerdir."
Kraliçe ellerini sıkıyordu.
"Nedimelerden biri Casey'yi biriyle konuşurken duymuş. Hakkınız olan tahtı almalısınız diyormuş. Sonra ne oldu? Casey saraydan kaçtı. Zaten bir tuhaf davranıyordu. Kesin onlara yardım etmek için gitmiştir. Dikkatli olmalıyız. İsyan çıkartabilirler."
Kral aşağılayan bir bakışla baktı.
"Ordumuzun gücünü herkes biliyor. Ateş te kullanıyoruz. Bizi yenemezler."
Kraliçe o kadar emin değildi ama şimdilik buna inanmayı seçti.

Akşamüzeri cadıyla konuşmaya karar verdi. Kız ürkek adımlarla gelip kraliçenin karşısında durdu.
"Şu kız. Neydi adı? Jessica. Onu tanıyor muydun?"
Kız yutkundu.
"Birkaç kez konuşmuştuk o kadar. Tanımıyorum efendim."
Kraliçe derin bir nefes aldı.
"Peki ya Casey? Kral Daniel ve kraliçe Isabel hakkında bir şey söyledi mi?"
Kız usulca başını salladı.
"Onların öldürüldüğüne inanıyor. Bence kimin yaptığını da biliyor ama söylemedi."
Kraliçe çıkmasını işaret etti. Jessica ve Adrian veliaht olabilirler miydi? Jessica da Casey gibi bir cadı mıydı? Eğer güçleri varsa onları yenmek zor olacaktı. Üstelik kral sihirli güçlere de inanmıyordu. Önlem almazdı kesin. Keşke sihirli gücüm olsaydı diye düşündü. Aklına bir fikir gelmişti. Pagos kralının buz gücü olduğu konuşuluyordu. Ona mektup yazıp yardım isteyebilirdi. Kral Nicholas'a söylemesi şart değildi. O bilmese de olurdu. Masasının başına oturdu. Yazacağı mektubun etkili olması gerekiyordu.

Kristal KadehTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang