#1

21.7K 717 55
                                    

*Bölüme geçmeden önce düzenlemeleri haftaya pazar gecesi ekleyeceğimi söylemek isterim. On beş bölümü düzenledim ve pazar gecesi hepsini değiştirmiş olacağım. Gidişat açısından bir değişiklik olmasa da yazım hatalarımı düzenleyip, eksik olduğunu düşündüğüm yerleri doldurmaya çalıştım. 

*İlk bölümü ekliyormuş gibi heyecanlıyım şuan! Keyifle yazdığım bölümü keyifle okursunuz umarım. Sizi seviyorum! 

Alper Fıratlı-Tutmayın Beni


Bir peçete daha alıp gözlerime bastırdım. Gözyaşlarım önüne konulan seti yıkıp geçmiş çağlayan bir şelale gibi akıyordu. 'Senin yüzünden,' diye mırıldandım. 'Hep senin yüzünden Alev! Neden bana bunu yaptın?!'

'Nefes ben böyle olacağını bilmiyordum, gerçekten!' dedi. 'Düşünemedim ki...'

'Ben sakin hayatımı sürdürüyordum Alev,' diyerek hıçkırarak ağlamaya devam ettim. 'Şimdi nasıl devam edeceğim? Bitti ve ben mahvoldum! Balayındaydım kızım ben!'

Alev oflarken telefonu diğer kulağıma yaslayıp elimle başımı destekledim. Kendimi toparlamaya çalışıp 'O adam!' diye sinirle çıkıştım. 'O adam bunu nasıl yaptı Alev? Durumu biliyordu ve intikam uğruna gitti. Aklım almıyor! Seviyordu kızım, seviyordu! Nasıl gider?!'

Alev sinirle 'Geri zekalı!' diye bağırırken ben bütün sinirimi burnumdan çıkarmak ister gibi sinirle sildim. Alev'in söylediklerini duymazdan gelip 'Böyle bir son hiç yakışmadı,' dedim. 'Sevdiğini iddia ettiği kadına bunu nasıl yapabildi? İntikam gözünü bu kadar mı kör etmiş?!' diye söylendim.

En tepede tüm ihtişamıyla yeryüzünü aydınlatan güneş ağlamaktan hassaslaşan gözlerimi acıtıyordu. Arkama yaslanıp şemsiyenin altındaki gölgeye saklandım. Dizlerimi kendime çekip ağlamamı durdurmak için çaba sarf ediyordum ancak pek mümkün gözükmüyordu.

Alev'in seslenmesiyle kendimi toparlayıp 'Seni hiç affetmeyeceğim!' diye söylendim.

'Gerizekalı olan sensin,' diye terslendi. Dikkatim iki şezlong arasına konulan kahverengi şişelere takılınca yavaşça başımı kaldırdım. Efe kıpkırmızı olduğunu tahmin ettiğim gözlerimle karşılaşınca panikle ayakucuma oturdu. Panikle 'Ne oldu?!' diye bağırınca daha çok ağlamaya başladım. Kendine çekip omzuna yasladığında elimdeki telefonu alıp Alev ile konuşmaya başladı. Gözyaşlarımı sepetleyip geri gönderebildiğimde Efe telefonu kapatmış, sert bir ifadeyle bana bakıyordu.

Ters bir şekilde 'Ne var?' diye sordum. 'Hiç kitabın sonunda ağlayan birini görmedin mi?!'

'Gördüm, gördüm,' dedi. 'Ama hiç senin kadar eti koparılmışçasına ağlayan manyağı görmedim güzelim...'

Omuz silkip 'Alev'in suçu,' dedim. 'Balayına giden birine tavsiye edilecek bir kitap değil! Ayrıca kitaba da yazıklar olsun!'

Efe kahkaha atarak tekrar ağlamaya başlayan bana sarıldığında sıkıca sarılışına karşılık verdim. 'Azıcık manyak bir kadınla evlendiğimi biliyordum da bu kadarını beklemiyordum,' diye mırıldandığında elimi karnına geçirdim.

'Asıl manyak sensin!' diyerek uzaklaştım. 'Senin yüzünden sahilde oturduğum hale bak! Hem ben sana üzerinden tişörtü çıkarmayacaksın, demedim mi?'

'Çok sıcak güzelim,' deyip alnında olmayan teri sildi. Getirdiği biralardan birini alıp büyük bir yudumu midesine gönderdikten sonra bana göz kırptı.

'Sen tişörtü çıkarırsan bende çıkarırım,' deyip askılı limon sarısı tişörtümün eteklerinden tuttum. Bileklerimi kavrayıp sinirlenmeye başlayan ifademe yumuşak bir şekilde gülümseyerek 'Şansını fazla mı zorluyorsun acaba?' diye sordu.

Kabasakal (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin