Bölüm 57

14.1K 596 73
                                    

Bebe Rexha ft. Nicki Minaj - No Broken Hearts 


Kapının çarpılma sesiyle gözlerimi araladığımda hala Efe'nin göğsünde olduğumu fark ettim. O kadar bana ait hissediyordum ki burada başka birinin huzur bulacağını düşünmek kalbimi ağlatıyordu. Hareketsiz durarak bu anın tadını çıkarmak istesem de vicdanım kendini hatırlattı. Başımı hafifçe kaldırdığımda arabada sadece ikimizin olduğunu gördüm.

Mola verdiğimiz tesisin ışıkları içeri süzülürken Efe'nin uyumasını fırsat bilip bakışlarımı yüzüne sabitledim. O kadar huzurlu bir görüntüsü vardı ki dudaklarımın kıvrılmasına neden oldu. Elim, sakallarına dokunmak için yanıp tutuşurken bunun onu uyandıracağını bildiğimden elimi bacağımın arasına sıkıştırdım. Kokusu ciğerlerime göndermek için derin bir nefes aldım. Sırtımı arkaya yaslayıp elimle başımı destekledim. Kirpiklerinin gölgesi yanağına düşüyordu. Dolgun dudakları düz bir şekilde dururken onu öpme arzusuyla kavruluyordum.

Hafifçe kıpırdandığında onu izlerken yakalanma korkusuyla hemen bakışlarımı ayakucumda duran çantama çevirdim. Uykudan uyandığı için hafif çatallı çıkan sesiyle 'Neredeyiz?' diye sordu. Kucağıma aldığım çantamın içinde ne aradığımı bilmeden karıştırırken 'Mola verdik sanırım,' deyip sigara paketi ve cüzdanımı aldığım gibi kapıyı açtım. Efe'nin bakışlarını sırtımda hissettiğimden hemen aşağı indim. Ona bakarsam, onu izlediğimi anlayacağını düşünüp hızlı adımlarla ilerledim.

Hava, yaz mevsimine yakışmayacak kadar soğuktu. Arabaya dönüp hırkamı alamayacağım için titreyerek bizimkilerin yanına ilerledim. Alev soğuktan korunmak için Ekrem'e sokulmuş, Andreo ile sohbet ederken kahvesini yudumluyordu. Ekrem başını Alev'in başına yaslamış, elini sıkıca tutuyordu. Geldiğimi görünce gülümsedi. Gülümsemesine utangaç bir şekilde karşılık verip sandalyeyi çektim. Alev'in kahvesinden büyük bir yudum alıp sigaramı yaktım.

Arabadan inmeden önce Efe ile sarmaş dolaş bir şekilde uyuduğumuzu gördüklerinden kimsenin yüzüne bakamıyordum. Yanımdaki sandalye çekildiğinde Efe'nin kokusu burnuma ulaştığı için nefesimi tuttum. Alev'in tedirginliğimle eğlenen bakışlarına gözlerimi çevirdiğimde dil çıkarmamak için kendimi zor tutuyordum.

Omzuma konulan hırkaya anlık bir minnet duygusuyla sarındım. Hırkayı getirenin Efe olduğunu fark ettiğim an şaşkınlıktan tükürüğüm boğazıma kaçtı. Ben deli gibi öksürürken Alev kısık bir kahkaha attı. Efe gülümseyerek başını eğdiğinde kendimi toparlayıp 'Teşekkür ederim,' diye mırıldandım. Yanımızdan geçen garsona kısık sesle bir şeyler dedikten sonra sigara yaktı. Garson elinde iki şalla birlikte döndüğünde birini Alev'e uzatıp diğerini açarak bacaklarıma örttü. Elimde sigara öylece ona bakarken Alev, 'Ne kadar düşüncelisin Efe'cim. Üşümememiz için elinden geleni yapıyorsun.' deyip pis bir şekilde sırıttı. Efe, 'Öyleyimdir,' dedikten sonra Ekrem'le sohbet etmeye başladılar.

Ben şaşkınlığımı üzerimden atmak için konuşmalarına odaklanmak istesem de mümkün olmuyordu. Alev, Ekrem'in omzunda uyuklarken Andreo başını telefondan kaldırıp 'Hadi fotoğraf çekilelim,' dedi. Alev aniden başını kaldırıp 'Dur önce saçımı, başımı bir düzelteyim,' dedi. Çatlaklığına samimi bir gülüş gönderip fotoğrafta Efe'nin yanında çıkmamak, sonrasında kendimi mahvetmemek için yerimden kalkacağım sırada Alev'le göz göze geldik. Andreo'ya dönüp 'Hadi çek çabuk, hazırım.' diye bağırdı. Efe sandalyemi tutup kendine doğru çekerken gözlerim ışık görmüş tavşan gibi kocaman açıldı.

Andreo odağını ayarlamaya çalışırken tüm olanları idrak etmemle birlikte omuzlarım sıkıntıyla düştü. 'Nefes, gül!' diye ikaz eden Andreo'nun sesiyle dudaklarımı istemeden de olsa kıvırdım. Birkaç fotoğraftan sonra herkes normal sohbetine geri döndüğünde ben her şeyin bir rüya olduğunu anlamıştım. Efe'nin bir anda böylesine değişmesinin tek mantıklı tarafı buydu. Muhtemelen hala arabada uyuyordum. Kokusu o yüzden bu kadar gerçekçiydi demek ki...

Kabasakal (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin