SONRAKİ NESİL

27.BÖLÜM Dikkat Ustası

Uyarı: Fesat time içerir

Üç hafta sonra

''Pekala sorusu oran?'' Alya... Hocam Alya'nın bana çok sorusu var! Sabahtan şu olduğumuz son derse kadar ve hala da soru yağmurundan kurtulamadım! Ağlıycam artık yaa!!!!!

''Marinette! Hala cevaplamıyorsun sorularımı! Söylesene hadi! Cat Noir ile aranda ne geçmişti? Beraber neler yaptınız? Ne kadar samimisiniz? Peki seçmelere gittiğiniz zaman Adrien'la neler yaptınız? Yoksa yakınlaştınız mı? Of kızım yaa! Haftalardır geçiştiriyorsun beni! Cevaplasana artık şu sorularımı!'' diye devam etti fısıldayarak Alya, hoca tekrar tahtaya dönüp ders anlatmaya devam edince.

''Alya, her seferinde dersin ortasında soruyorsun ama teneffüslerde Nick'le beraber ortadan kayboluyorsunuz. Hayır yani napıyorsunuz, onu da anlamadı-Yoksa si-!'' Sesimi kontrol edememiştim ve Alya eliyle ağzımı kapattığı anda tüm sınıf bize dönüp bakıyordu bile. O anda fark ettim ki ayağa fırlamışım.

Utangaçça başımı öne eğdim gözlerimi sıramdan ayırmadan konuştum.

''Özür dile-'' sözüm, sınıf kapısına vurulmasıyla kesildi.

''Gel!'' diye kapının diğer tarafındaki kişiye seslendi Bayan Sussan. Kendisi bizim coğğğğğrrrraffya(!) hocamızdır.

İçeri yaklaşık benim yaşlarımda gibi görünen ama giyiminden dolayı 20li yaşlardaymış düşüncesi veren bi kız girdi. Dizinden 2 parmak kısa bir siyah kalem etek giyiyordu. Üstünde ise beyaz gömlek; onun üzerine de siyah ve düz bir ceket giyinmişti. Saçları sarıydı ve tepeden sıkı topuzu vardı. Burnunun ucunda duran bir de gözlüğü vardı.

"Dersinizi bölmüyorumdur umarım." Dedi donuk bi yüz ifadesi ve duygusuz bi sesle. Kesinlikle hiç bir duygu algılanamazdı bu insandan. Elindeki dosyayı göğsüne yapıştırmış iki koluyla sarıp sarmalamıştı.

"Ne vardı? B-birinin velisi misin?" Hoca bile bütün sınıf gibi afallamış ve şaşırmıştı.

"Hayır... Ben sınıfa duyuru yapmak için geldim." Dedi kız aynı duygusuzlukla.

"Duyur bakalım ne duyuracaksan." Dedi ve sol elini sınıfa doğru açarak bizi işaret etti.

Kız bize doğru döndü ve elindeki dosyayı açıp konuşmaya başladı.

"İki gün sonra okulunuzda bir kamp olucak ve bu kamp sınırlı sayıda kişi alıp 2 haftalık Hawaii'de olucak bir tatil. Tam olarak bi kamp değil sadece 2-3 ya da 4 kişilik olacak tek katlı büyük evlerde kalıcaksınız. Günlük 1buçuk saat zorunlu ders olucak. Sizin dışınızda bi kaç okul daha olucak. Her şey ücretsiz olacak, ne isterseniz. Tabii bu tatil de öyle... Ama buraya gelmeden önce okul listesini aldık ve kura ile seçtik gelecek olanları. Şimdi sizin sınıftan seçilen kişilerin adlarını okuycam. Gelmek isteyen varsa okul çıkışına kadar beni bulun ve kayıt yaptırın. Yarından itibaren 3. günün sabahı erken saatlerde gidilecek ve uçakla öğlen saat 2de oraya ulaşıcaz. Ders vakitleri dışında serbestsiniz ama tesisin dışına çıkamazsınız." Diye uzuuuun bi açıklama yaptı kız.

Bu hayatımın eeeenn güzel tatili olabilir! Ama...

"Kızım bu tatile kesinlikle gitmeliyiz! Umarım biz seçilmişizdir! Düşünsene! Sen, ben, Nick, Adrien! Harika bi tatil olurdu!" Diye sınıfta herkes konuşmaya başlayınca Alya benim yanımda biraz sessizce konuşyordu.

"Sessizlik!" Diye bağırınca hoca, herkes susstu ve önüne döndü.

"Adrien, Nick, Kim, Sarrah, Chloe, Nathanaël, Alya, Juleke, Marinette, Star, Rose, Alix, sınıfınızdan gelecek olan kişilerdir. Gelicekler bana bildirsin. İyi dersler." Dedi kız ve çıktı.