25. BÖLÜM

1.5K 78 195
                                    

Marinette'in ağzından

Tam 15 dakikadır, yatağın tam karşısındaki duvarda duran saatle bakışıyordum. Tam 15 dakika önce Adrien, beni oturduğum yerden tutup kendine çeketi ve beni o upuzun kollarıyla sarıp sarmaladı. AMA BENİM HİÇ Mİ HİÇ UYKUM YOK!

Hayır da yani hiç anlayamıyorum! Bu çocuk nasıl bu sıcakta uyuyabiliyor?! Yahu biz sonbahardayız! Havanın soğuk olması gerekir! Neden ben bu kadar kavruluyoom! Bide bu çocuğun vücudu da sıcacık! Off! Piştim lan! Abi şu an keşke Adrien Cat'in kostümünü giyiniyor olsaydı! Sonuçta deri! Soğuk! Yani beni bırakacakmış gibi hiç görünmüyor!

Harbi lan.... Acaba Adrien Cat Noir kostümü giyinse nasıl görünür?....

Evet yine saçmalıyorum!

Bana ne abi! Ben uyuyamıyorsam! O da uyuyamaz!

"Pışt... Pışt." Diye fısıldadım ama yaşam belirtisi: nefes almak...

"Pışşşt!" Diyince 'Hımmm?!" Gibi bi ses çıkarttı.

"Adrien... uyudun mu?" Dedim normal bi sesle. O da beni -sanki olabilecekmiş gibi- daha çok kendine çekip -yine sanki olabilecekmiş gibi- daha çok sıktı ve 'Hı-hı.' Diye sessizce karşılık verdi.

"Poff! Uyan o zaman!... Benim hiç uykum yok..." dedim ama o hala gözlerini açmamıştı.

Sadece kafamı hareket ettirebildiğimden duvardaki saate tekrardan baktım. Sonra da geri ona döndüm.

"Canım sıkıldı... Seninle bi şeyler konuşcam......." Bi süre cevap vermesini bekledim ama o sadece beni daha çok sarıp sıkıyordu. En sonunda sırtım kütleyince bağırdım.

"Adrien!" Diye bağırınca hızla kalkıp üstüme oturdu.

"Noldu?! İyi misin?! Sana bi şey mi oldu?! Bi yerini mu vurdun?! Biri bi şey mi yaptı?!-" diye konuşurken, beni artık sarmadığından dolayı hızla elimi ağzına götürdüm ve konuşmasını engelledim.

"Nolduğunu söyliycem bekle! Hayır! Evet! Hayır! Ve EVET!" diyince kalktığından beri hiç bozulmayan endişeli ve telaşlı bakışları 2 katına çıktı.

Bende kafamı biraz yana doğru çevirip utangaçça konuştum.

"Ş-şey... Benim h-hiç uykum yok ve... ve ç-çok sıkıl-dım..." dedim. Şu an durduğumuz pozisyondan dolayı da biraz kızarmıştım.

Ama abi yani tam da yerine oturdu! Oraya oturulur mu şimdi?!

"Of, Marinette! Bu yüzden mi dibimde bağırdın yani?" Dedi elimden kurtulup geri yanıma uzanırken.

"Hayır! Beni sıka sıka pestile çevirdiğin için bağırdım!" Dedim hızla.

"Affedersin, prensesim... Farkında değildim." Dedi ve şirin şirin gülümsedi.

"Sana bi şey söyliycem, Adrien." Dedim tekrardan ona doğru dönerken.

"Evet..." dedi meraklı meraklı.

"Hani dedin ya daha elele bile tutuşmuyoruz... Gözlerime bile bakamıyorsun diye... İşte bunun hakkında konuşucaktım." Kekelememek için tüm gücümle direnmiştim ve başarmıştım.

Tanrım! Muhteşem gözleri vaar!

"Bak, Marinette... Üzgünüm, üstüne çok geldim... Sana haksızlık ettim.-"

"Hayır! Hayır h-haklıydın." Diye o tatlı ve pişman konuşmasını böldüm. Ama yine kekelemiştim. Sonunda da sesli yutkunmuştum.

"O dediklerinin hiç birini yapamıyorum... Çünkü utanıyorum... Sen o kadar harika, muhteşem, müthiş, yetenekli ve daha bir çok olumlu özelliğe sahip birisin ki!... Senin yanında kendimi ezik hissediyorum... Sen harikasın! Bana göre çok fazla harikasın... S-seni hakkettiğimi... düşünmüyorum... Ç-çünkü ben senin kadar harika değilim... Ben hiç harika değil-"

SONRAKİ NESİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin