"Koskocaman bir hafta"

1.7K 85 22
                                    

Medya kalp ben!!
Neyse iyi okumalar!

#
Bir hafta geçmişti.

Koskocaman bir hafta geçmişti. Evet, koskocaman diyordum çünkü bitmek bilmeyen bir matematik dersi gibiydi. Sıkıcı, boğucu ve ölüm gibi.

Bu hafta içerisinde Neymar ile bir kere bile karşılaşmamıştım. Ne o karşıma çıkmış, ne de ben onun karşısına çıkmıştım. Sanırım anlaşmalı olarak birbirimizden uzak duruyorduk. Kendimi anlayamadığım gibi, onu da anlayamıyordum. O siktiğimin terasında kendisine dönmem için neredeyse yalvaran adam, şimdi saçma sapan sebeplerden dolayı yanına yaklaşmamı istemiyordu. Veya, kendisinden nefret ettiğimi, ona asla bir şans daha vermeyeceğimi, son yaşadıklarımızdan sonra bana asla yaklaşmamasını söyleyen ben, yine dönüp dolaşıp ona sığınmak istiyordum. Başka bir durağım yoktu sanki, ondan başka kimsem yoktu.

Birde Rafinha konusu vardı, ama ben bunu konuşmak dahi istemiyordum.

Şimdiye gelirsek, ben Rafaella ile Júnior'ların evinde -yani tahmin ettiğiniz gibi Neymar Júnior'un evinde- Biyoloji projemiz hakkında fikir üretmeye çalışmaya çalışıyordum. "Üretmeye çalışmaya çalışıyordum" çünkü o evde tüm dikkatimi projemiz üzerinde toplayabilme ihtimalim gerçekten çok ama çok azdı. Her kapı çalınışında gözlerim o yöne çevriliyordu. Onun sesini duyduğumu sanıyor, kafamı kağıtlar ve dosyalar yığınından kaldırıyordum.

Bugün ile birlikte üç gündür buraya geliyordum. Fakat bir kere bile onunla karşılaşmamıştım. Bilerek yaptığını düşünür hale gelmiştim. Bu beni üzüyordu, evet bende kendime ondan uzak duracağımı söylüyordum ama gerçekten bu zordu.

"Portakal sularınız, hanımefendi."

Rafaella ve ben başımızı kağıtlardan kaldırdık ve önümüzde dikilen hizmetçi kadının elindeki tepsiden portakal sularımızı aldık. Sabırsızlıkla bir yudum aldım ve içimi ferahlatan bu sıvıyı yutkundum.

"Bu iş sandığımdan daha da zor olacak sanırım Sarafina. Kaç gündür burada uğraşıyoruz, fakat hala bir fikir bulmuş değiliz." dedi Rafaella. Portakal suyunu özenle kağıtların arasından bir boşluk bulup yerleştirdi. Onu dinliyormuşçasına başımı salladım.

"Belki de sadece belgeler üzerinde bir proje yapmamız yeterlidir, üç boyutlu bir makete ihtiyacımız var mı?" Merakla bana bakıyordu. Ben ise dalgınlığa kapılmış, çok başka şeyler düşünmeye başlamıştım.

"Hey Sarafina? Sana söylüyorum beni duymuyor musun?" dedi ve elini gözlerimin önünde salladı. Kendime geldiğimde ona döndüm ve özür diledim.

"Kendimi biraz yorgun hissediyorum, üzgünüm dalmışım." dedim. Sesim dahi yalan söylemiş olmamam için adeta hasta gibi çıkmıştı. Yüzünü inceleyip şu an hakkımda ne düşündüğünü tahmin etmeye çalışıyordum.

"Evet, solgun görünüyorsun. Eğer yapabileceğim bir şey varsa söyle lütfen."

Rafaella cümlesini bitirdikten sonra aklıma gelen ilk şey en yakın dostum Elsa olmuştu. Bana bu cümleyi onun söylemesi gerekiyordu, fakat o bana kızıp küsmeyi tercih etmişti. Bitirmek üzere olduğumuz bu hafta içerisinde onunla çoğu kez karşılaşmıştık ve açıkçası onun özür dileyip, aramızı tekrar eskisi yapmaya çalışması gerekirken ben ona adım atmaya çalışıyordum. Neden herkes benden bir şeyler bekliyordu ki? Ben buydum ve bu kadardım. Neden onlar da gururlarını bir yana bırakıp harekete geçmiyorlardı?

"Sanırım bugünlük bu kadar yeterli. Eve gitsem iyi olacak." dedim mahçup bir sesle. Rafa bana hoşgörüyle baktı ve elini elimin üzerine yerleştirdi. Merakla ona bakıyordum. Bana böylesine yakın davranması ilgimi çekmişti.

Lullaby [Written by; Neymarable] TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now