"Kötü tesadüfler"

3.6K 132 19
                                    

ÖZEL FLORENTİNA LİSESİ.

Nefretlerin birleştiği okul. Her türlü gerizekalı, şımarık, Barbie Doll kılığında kızların; zengin, ukala ve ceplerindeki paralar kadar fazla bencil oğlanların; para için buralara kadar sürüklenmiş, hiçbir şeye yaramayan, kendi branşlarında dahi yetersiz öğretmenler ve sinir bozucu bir idareden oluşan lisemsi şey.

Özel bir lise olduğu için, her öğrenci istediğini yapabiliyordu. Nasıl olsa parayı biz veriyorduk, biz olmazsak onlar da olmazdı. Bu yüzden İdaremiz, koridorda düzüşen bir çift görseler dahi ağızlarını açmadan yanlarından geçerlerdi. O kadar pis bir okul olmasına rağmen, sırf en zengin aileler ve asil insanların çocukları burada okuyor diye bende bu aptal yerdeydim. Tek kârım, Elsa gibi bir kıza rastlamamdı. Ve bence, bende onun için aynı konumdaydım.

Müdürümüzün kendinden bile daha fazla işe yaramaz ve saçma konuşmasını dinlemek zorunda kaldıktan sonra sınıflara çıkabilmiştik. Aklımda okul ve içindeki şeylerden başka düşünceler de vardı. Mesela Neymar. O pis tacizci acaba şuan ne yapıyordu? Boynumu mosmor etmesi onu eğlendirmiş miydi?

Elsa uzun ince parmaklarını gözlerimin önünde sallayarak; "Hey Sara, beni dinlemiyor musun sen?" dedi. Kendimi fikir aleminden kurtarıp gerçek hayata döndüm. Tüm bu süre zarfında acaba bana neler söylemişti.

"Sana diyorum Sarafina, beni dinlemiyor muydun?"

Cümlesini tekrarladığında gözlerimi kırpraştırıp ona döndüm. Dürüst olmam gerekirdi ama yüzüne çat diye de 'Seni dinlemiyordum!' demek de kaba olurdu.

"Kaçırmışım, özür dilerim" Elsa mavi gözlerini devirdi ve başını olumsuzca salladı. Bu daha çok 'Bu yalana kanmadım Sara!' tipiydi. Onu yüz ifadelerinden, hal ve hareketlerinden tanır hale gelmiştim artık.

"Bu cevabı bana altta da vermiştin, müdürün aptal konuşmasını dinlerken"

"Ne?" Gerçekten, NE?

Gülmeye başladı. "Sana yine birşeyler anlatıyordum ve sen yine beni dinlemiyor, aklındaki başka şeylerle meşgul oluyordun Sarafina. Nedir bu dalgınlığın sebebi?"

Ağğh!

"H-hiç! Hiçbir şey!" Sesim olduğundan biraz fazla yüksek çıktığından, sınıftakiler bana dönmüş meraklı bakışlarını üstümde gezdiriyorlardı. Matematik öğretmenimiz Bayan Hernandéz henüz sınıfa gelmemiş olduğundan şanslıydım.

Elsa gülmeyi bırakıp, yaşlı gözlerini sildi. Bu kadar gülecek ne vardı tanrı aşkına?

"İşte şimdi birşeylerin olduğuna eminim. Hemen anlat bana!" dedi. Sıkıntıyla karışmış nefesimi dışarıya verip saçlarımı geriye sürdüm. O aptal, yetişkin tacizci adamı neden aklımdan atamıyor ve boynumu emdiği o anları tekrar tekrar düşlüyordum? O bir serserinin tekiydi, giymiş olduğu takım elbiselerine veya ofisteki iş adamı tiplemelerine rağmen. Onu Elsa'ya anlatmam doğru değildi. İkimizin de karakteri sert çocuklara karşı zıttı. Biz saf, temiz ve romantik insanlardık ve yine saf, temiz ve romantik bir beyefendi istiyorduk. Kendi evimde, kendi mutfağımda bana taciz eden türden erkekleri değil.

Belki de onu aklımdan çıkaramıyor oluşum, bu yüzdendi. O beklemediğim biriydi. Daha önce karşılaşmadığım türden. Annemin uzak durmamı, babamın göz teması dahi kurmamı istemediği tipten. Dıştan bakıldığında beyefendi gibi görünüyor olsa da, o tehlikeliydi. İçten içe ona doğru çekiliyor oluşum da bu tehlikesinden etkilendiğimdendi.

Elsa'ya dönüp "Birşey yok Elsa, sadece yorgunum o kadar"

"Seni biraz olsun tanıyorsam, şuan bana yalan söylüyorsun" Bazen beni bu kadar iyi tanıyor olmasından nefret ediyordum. Gerçekten çok kötü oluyordu.

Lullaby [Written by; Neymarable] TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin