VE SONSUZA DEK MUTLU YİYİŞTİLER.

121 12 59
                                    

Ben de gavat ayakkabısı giyerim.

Herkes giyer.

---

İlk şaşkınlığım geçer geçmez hayati fonksiyonlarım yerine geldi. Nefes almaya başladım ve birkaç kez gözlerimi kırptım. Evet göz kırpmak hayati, gözlerimi kırpmazsam ölüyorum ben, orasını karıştırmayın şimdi.

Saçlarımı gözümün önünden çektim ve bu durumda söylenebilecek en uygun şeyi söyledim.

"N'aber Mangle?"

"İyidir beybisi senden?"

"Ne olsun be. Yuvarlanıp gidiyoruz."

"Ayakkabıların yeni mi?"

"Evet, gavat ayakkabısı aldım. Beğendin mi?"

"Bayıldım! Ben de giyebilir miyim?"

"Sana büyük gelebilir ama?"

"Bonbon ikimiz de 36 giyiyoruz."

"Doğru."

"Küçük ayak numarasına sahip erkekler küçük çüklü olurmuş."

"Yapma be! Demek o yüzden!"

"Aydınlatayım seni." Tepedeki lambayı açtı. "Zhehehe"

"Zhehehe aydınlandım"

Springtrap bir Mangle'a, bir bana baktı, bir daha Mangle'a baktı, ama bana bakmadı. Sonunda konuşmayı başardı. "Ne oluyor lan?" Ama daha fazla ne olduğunu soramadan içeri geçen gün gördüğüm maskeli kız girdi. Hani şu "Snin için onraym mı .s.s" diye soran.

Bir Mangle'a, bir de bana baktı ve gülümsedi. O an hatırladım kızın kim olduğunu. Arkamda oturan Hatçe'ydi lan o.

Bir an kafam karıştı çünkü sınıfta arkamda oturan Louisa mıydı yoksa Hatçe mi tam hatırlayamadım.

Belki de ikisi de aynı kişidir?

Şizofrene bağladım.

Springtrap'e birkaç rapor verdikten sonra -Springtrap'in mırıldandıklarına bakacak olursak Mangle'ın fizik tedavisinin ve hareket kabiliyetinin nasıl ilerlediğinin raporlarıydı- arkaya köşeye geçti. Karanlıkta kaldığı için yüzü oldukça ürkütücü görünüyordu.

Springtrap birkaç lambayı da kapattı ve bana döndü. Boğazını temizledi. "Öhöm. Mangle'ın terbiyesizce araya girmesinden önce sana Mangle'ı yeniden nasıl hayata döndürdüğümü anlatıyordum."

"Senin terbiyesiz moruk!" diye bağırdı Mangle. Eskisinden farklı davranıyordu. Daha önceki gibi hanım hanımcık ve şirin bir hanımefendi değildi.

"Kes lan velet! Heer neyse, Mangle çok fena parçalanmıştı yanlış hatırlamıyorsam? Ve oraya, Mangle'ın cesedini çalmaya gittiğimde zaten kalbi atmıyordu. Nitekim adına daha uygun bir hale gelmişti."

"Muy mıy da mıy mıy. Salak." diye düşüncesini belirtti Mangle.

Springtrap onu takmadı. "Bilimsel çalışmalar kanıtlamıştı ki bir köpeğin kafasını hayata döndürmek mümkündü. Ama köpek yaklaşık 17 dakika hayatta kaldı. Yine de ben bu süper zekamla Mangle'ı daha uzun-"

"EĞER BANA KÖPEK DİYORSAN SENİ PARÇALARIM MEYMENETSİZ ŞEY!" diye manyak bir çığlık kopardı Mangle.

"Üüf aman! Anlatmaktan vazgeçiyorum! Ne haliniz varsa görün!"

"Zaten dinlemek istemiyordum." diye araya girdim.

Springtrap bir süre bize sorunlu bakışlar attıktan sonra bir şeyler mırıldandı. "Bu arada Mangle'ın isteği üzerine oldukça etkili bir cinsiyet ameliyatı da yaptım."

"Ne?"

"Evet Bonbon! Bir erkeğim artık ben."

"A-Ama nasıl olur? Bu imkansız! Yani sen ve böyle bir şey?! AY İNANMIYORUM!"

Springtrap beni omuzumdan tuttu. "Oğlum sen benimle taşak mı geçiyorsun? Ölen karıyı hayata döndürmüşüm de bUNA MI ŞAŞIYON GERZEK?!"

Springtrap'i ittirdim çünkü söylediklerinden bana ne. Mangle'a geri döndüm.

"Peki Mangle ya biz?"

"Ne demek biz?"

"Ben... Bir erkekle birlikte olamam Mangle."

"Ah Bonbon'um! Biz denen şey uzun süre önce yok oldu! Hatırladın mı? Sen Chickee'yi öptüğün o an."

Son cümleyi söylerken sesi fazla nefret dolu gelmişti. Springtrap'in yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi.

"O artık benimle."

Bu part 1.

Part 2 yolda kaldı.

Okumayın lan benim bile içim sıkılyor

Toy Chica x Toy Bonnie (Bonbon'un Gözünden)Where stories live. Discover now