Alex’e baktım ve:

‘’Alex aslında gösterilecek pek fazla yer yok.Burası okulumuzun bahçesi.Bu da okul.’’dediğimde kahkaha patlattı ve:

‘’Rachel çok komiksin.Gerçekten.’’dedi.Etraftakilerin dikkatini çekmeye başlamıştık.Ah kahretsin!Bizi görmemeleri lazımdı.

‘’Alex seni müdür yardımcısının yanına götüreyim.Yeni öğrencilerle o ilgilenir.’’dedim dişlerimi sıkarak.Gerçekten sinirlenmiştim.

‘’Peki.’’dedi ve yine bir gamzeli gülücük daha.Arabayı kilitleyip yanıma geldiğinde koluma girmemesi için önden ilerlemeye başladım.Birde koluma girip zaten yerle bir olmaya yüz tutmuş karizmama etmesini istemeyiz değil mi?Ben önden ilerlerken Alex konuşmayı bırakmış peşimden geliyordu.Yanından geçtiğimiz herkes bize bakmaya başlıyordu.Ah harika ya.Cidden.Sıçtığımın okulu dedikodulara başlayacak.

‘’Şok şok şok,okulun yalnız popüleri yeni bir arkadaş mı edindi?O güzel ve masum kızı hangi oyunlarına alet edecek?Acaba yeni kızı zorla mı arkadaş olmaya zorladı?Kalpsiz cadı da ne gibi planlar var?’’

  Evet bunları şimdi aklımdan uydurmuştum ama herkesin aklında bu düşüncelerin olduğuna emindim.Tam burada onlara ‘’Biz arkadaş değiliz!!’’ diye bağırmak istiyordum.Ya da daha iyisi  bu sorularla derslerde beni ve Alex’i düşünüp derslere akıllarını vermemelerini ve hocaların bunu fark edip onlara kızmalarını istiyordum,nihaha.Ne uzun bir cümle oldu bu ya.Alex’e dönüp:

‘’Bu taraftan.’’deyip odayı gösterdim.Kapıyı tık tıklayıp içeri girdiğimde müdür yardımcımız bilmem kim (adını unuttum, açıkçası umurumda da değil ) bize baktı ve gergin bir şekilde:

‘’Rachel,ne büyük sürpriz.’’ Dedi.Ya ya ne demezsin?Bir ara bu adamla bir şeyler olmuştu aramızda.Acayip çirkefleşmiştim.Gerçi ben bana sataşan herkese öyleyim.

‘’Evet öyle.’’diye mırıldandım.Arkamdan Alex gülümseyerek:

‘’Bende Alex.Yeni öğrenciyim.Ayrıca Rachel’ın en iyi arkadaşıyım.’’dedi ve bana ‘’Benden kurtulamazsın’’  gibisinden bir bakış attı.Ah harika.Birde bu adamın  önünde rezil et beni.Müdür yardımcımız bana şüpheyle bakıyordu.’’Hı hı.’’diyerek onu onayladım.Ama bunun ucunun bana batacağını nereden bilebilirdim ki?

‘’O zaman Rachel onu sınıfına sen götürürsün öyle değil mi?’’derken bunu sormak amaçlı değil lafın gelişi söylediğine emindim.Ona umursamaz bir bakış atıp  ‘’olur’’ manasında kafamı salladım.Şuan bana acayip kıl olduğunu gerilen çenesinden anlamıştım.Yaşasın kötülüüük!

   Alex ile odadan çıktığımızda  elinde ki ders programına baktım.Aynı sınıfta değiliz.Süper!

‘’Beni takip et.Teneffüslerde de yanıma gelme ayrıca.Ben yalnız takılırım.Ve sen Alex bunu bozamazsın.Sadece arkadaş olmak istediğinin farkındayım ama gerçekten sabrımda bir yere kadar.Anladın mı?Arkadaş falan istemiyorum ben(bazen istediğim oluyordu).Yalnız olmayı seviyorum(evet seviyordum,bazen bundan bıksam da…).Eğer bir arkadaşa ihtiyacım olsaydı kesinlikle benimle arkadaş olacak bir sürü kişi bulabilirim(bu kesinlikle yalandı).’’ Aslında gerçekten benimle arkadaş olması güzel olurdu.Yani…Yalnızlıkta bir yere kadardı.Ama ona tüm bunları söyledikten sonra arkadaş olabiliriz aslında falan diyemezdim.Diyemezdim değil mi?

Alex tepkisiz bir şekilde bana bakıyordu.Etrafıma bakındığımda herkesin kendi işleriyle alakadar olduğunu fark ettim.Şuan bizi kimse fark etmemişti.Ama kısa sürmezdi.

‘’Bak Rachel,seninle arkadaş olmak istiyorum.(Neden acaba?Yani sonuçta iki gündür onu tersliyorum.)Nedenini bende bilmiyorum ama seninle arkadaş olmak istiyorum.Muhtemelen de olacağız zaten.Sadece süreyi uzatıyorsun.Benimle arkadaş olacaksın ve mutlu olacağız.Sana mutlu olmayı öğreteceğim.Anlaşıldı mı?Bugün seni rahat bırakıyorum ama bu yarında öyle olacağı anlamına gelmiyor.Bu dediklerimi düşün ve yarın kararını değiştir.Sana emir vermek gibi bir düşüncem yok.Sadece dediğim gibi süreyi uzatıyorsun.Bu sadece zaman kaybı.’’dedi ve gülümsedi.Cidden arkadaş mı olmak istiyordu?Benimle?Bunu gerçekten istiyordu,bunu gözlerinde  görebiliyordum.Şimdi düşünme sırası bendeydi.Ne yapmalıydım ki?Arkadaş olup kalbimin kırılmasını mı seçmeliydim onca yol varken.Belki de seçmeliydim.

‘’Düşüneceğim Alex.’’

‘’Ve mantıklı kararı verirsen sevinirim.’’dedi ve gülümsedi.Sen zaten hep seviniyorsun.Bunu nasıl başarabiliyordu?Her dakika mutlu olmayı.Yani düşünsenize onu terslediğim halde bana gülümseyebiliyordu.Belki de dediği gibi olurdu ve ben mutlu olmayı öğrenebilirdim.Artık mutsuz olmaktan sıkılmıştım sanırım.Ya da onunla arkadaş olmak için bahaneler uydurmaya çalışıyordum.Ki bence mantıklı açıklaması buydu.

 ‘’Sınıfına götürüyorum seni.İlk dersin edebiyat.Edebiyatçın Abigail  Hermon .Acayip  gülek biridir.Aynı senin gibi.Onu seveceğinden eminim.Herkese iyi davranır.Sınavlarında kopya çekmek kolaydır.Bu yüzden tüm öğrenciler onu sever.Sınavlarında kopya çekmeyen öğrenciler inek kategorisine giriyor ve emin ol o kategoriye girmek istemezsin.Yoksa hayatta seninle takılmam.’’dedim ve ona bakarak sınıfa girdim.Azıcık gülümseyip önüme döndüm.Gördüğüm simayla hafiften sendeledim.Kendine gel Rachel.Sen okulun popüler kızısın.Alex’e döndüm ve:

‘’Sınıfın burası.Öğle yemeğinde beni bulabilirsin.Kafeteryada ki en büyük masada tek başıma olacağım.’’dedim.Alex gülümsedi ve o’nun sırasının yanında ki sıraya oturup :

‘’Yardım ettiğin için sağ ol.Öğle yemeğinde görüşmek üzere.’’dedi.Başımı ‘’tamam’’ anlamında sallayıp o’na bakmadan sınıftan çıktım.Kahretsin!Sınıfa girdiğimden beri bana delici gözleriyle bakmıştı.Ve ben sendelemiştim.Görmüş müydü acaba?Görmüştür.Lanet olsun!

Yalnız PopülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin