~2~İntihar etmeyi isteyecek kadar çaresiz, edemeyecek kadar cesaretsiz olmak..

1K 600 101
                                    

Yeni bir güne başlamıştı, yeni bir güne onsuz başlamıştı. Yeni bir gün yepyeni acılar demekti. Ruhundaki sancı ağır gelirken bedenine, elinden gelen tek şey gülümsemekti. Acısına alışmalıydı, kalbinin hızla ritim değiştirdiği günleri özlemeye alışmalıydı. İçinde ölen kelebeklerin mezarını gözyaşlarıyla sulamalıydı. Hissettikleri ağır geliyordu, kaybetmekten korktuğu her şeyi kaybetmişti.

Bir an geçmişi düşündü, ondan gelen Günaydın mesajıyla uyandığı günleri hatırladı. O günlerin kıymetini bilmediği için kendine kızdı. Artık her günü böyle yalnız geçecekti. Telefonu kaldırdı ve son kez olmak üzere sevdiği adama bir mail yazdı :

"Merhaba sevgilim.
Bak hâla sevgilim diyorum sana, yokluğuna alışmak o kadar zor ki. Gittiğin gün bana o kadar büyük bir enkaz bıraktın ki altından ne yaptıysam kalkamadım. Çaresizlik diyorum, sen gittiğinden beridir benim ikinci adım.
Gidişin diyorum, o nasıl bir gidişti adam? Giderken bile sana hayran kaldım.
Sen gittin adam. Sen gittin, ben senin gözlerinde kaldım.
Sen gittin adam, ben yüreğimdeki mezarını gözyaşlarımla suladım. Sen iyi bilirsin gitmeyi. Sen 'gitme'yi bilirsin, ben sevmeyi.
Ardında kalan bu küçük kız ne yapsın ki şimdi? "Meleğim" derdin, meleğinin kanatlarını kırmak sana hiç yakışmadı ki.

'Adam'ım ben seni çok seviyorum, her şeyden çok bağlandığım mavi kadar seviyorum, uğruna her şeyimden vazgeçeceğim gökyüzü kadar çok seviyorum

Sende beni seviyordun. En çokta gözlerimi seviyordun. Uzun kirpiklerimi, gülüşlerimi, ellerini saçlarımdan alamazdın. Neden gittin ki? Ben bu hikayenin sonunu hiç sevmedim sevgilim. Daha seninle hayallerimiz vardı bizim.

Sonsuz olucaktık biz. Sonsuz değil sensiz kaldım , soluksuz kaldım.
Atakan olucaktı oğlumuzun adı. Hani gözleri benim gözlerime, dudakları senin dudaklarna benzeyecekti?

Ela gözlü güneş gibi bakan kızımız olacaktı? Gideceğimiz dağ evlerimiz izleyeceğimiz filmlerimiz vardı, şimdi ise tüm bunların yerine kocaman bir boşluk var.
Bana bıraktığın acının farkında mısın?

Yokluğunla başlayan her gün benim için ayrı bi eziyet, ayrı bir acı, ayrı bi sancı... Seni seviyorum diyorum ve bu defa da ben gidiyorum. Nereye gideceğimi sorma, inan bilmiyorum.
İnandığım yerden kırıldım bu defa ve ben bunu kaldıramıyorum. Giderken seni seviyorum diyerek gitmiştin.O gün bunun anlamını çözmek için beynimi ne derece zorladığımı bilemezsin.
Bu kadar acımasız olmamalıydın.
Giderken bu kadar kalmamalıydın...
Şimdi bana söyleyecek hiçbir şey bırakmadın, ama napiim işte sol yanımdaki acı o kadar ağır geliyor ki taşıyamıyorum çığlık çığlığa bağırmak istiyorum sana olan öfkemi.
Canım acıyor sevgilim.
Canımdan can gitti, sen gittin. Sen gittin. Ben bittim.
Bu kadar güzel yalan söylememeliydin seni seviyorum derken.
Bu kadar inandırıcı olmamalıydın. İnandım.
Saftım.
Özür dilerim...
Sol yanım paramparça adam, bu kadar acımasız olmamalıydın. Neyse, her neyse, masal bittiğine göre fazla uzatmamalıyım, kitabı kapatmanın zamanı geldi. Giderken kalbimin ağrısından söyleyemedim. Sende kendine iyi bak. Bende seni seviyorum..."

Hakan deniz kenarındaydı sigarasını ağzına aldığı sırada Çağla'dan gelen mesajı fark etmişti, heyecandan sigarasını düşürdü. Kalbinin atışları resmen duyulacak kadar yükselmişti. Mutlu değildi, bu gelen mesajın onu mutlu etmeyeceğini biliyordu ama içinde oluşan o kıpırtıya engel olamıyordu. Evet, ayrılmışlardı ama hâla ona deli gibi aşıktı.
Çağla'nın mesaj atacağını beklemiyordu merakla açtı mesajı.

TÂRUMAR  (DÜZENLENİYOR-KİTAP OLACAK)Where stories live. Discover now