16.BÖLÜM

1.5K 109 9
                                    

"Aslı uyan kızım hadi." Gözlerim hafif hafif açılmaya başlamıştı. "Kızım hadi giyin de aşağı gel. Baban birşey konuşacakmış." Ne babam birşey mi konuşacakmış! Kesin devamsızlığımdan şikayet edecektir.

Oflayarak kalktım yataktan. Annem de bu sırada çıkmıştı. Ağır adımlarla banyoya gittim. O sırada yatağa nasıl yattığım geldi aklıma. Dün gece Aras biraz bekledikten sonra birkaç damla göz yaşıyla gelmişti banyoya. O kadar çok halsizdim ki, ona karşı gelmemiştim. Oturduğum buz gibi fayanstan kucağına alarak kaldırmıştı beni. Ona bir kaç kere "bırak beni" demiştim. Ama beni yatağıma yatırana kadar durmamıştı. En son hatırladığımsa üstümü örtüp tekrar teras kapısına yönelmesiydi. Ağır adımlarla kenarlara yaklaşıp aşağı atlamıştı. Kesin oradan gelmişti terasa da. Gözlerim istemsizce kapanmıştı. Gerisi kocaman bir boşluk.

Elimi yüzümü buz gibi suyun tenime verdiği ürperti ve rahatlıkla yıkadım. Üstümü değiştirmeden de aşağıya indim.

Babam ve Sami amca karşılıklı oturuyorlardı. Uras da diğer koltukta elinde telefonla birşeyler yapıyordu. Yanlarına gittiğimde bana gülümsediler. Gözüm direk Urasa kaydı. Kafasını kaldırıp bana baktı ve beni görünce sanki takılı kalmış gibi, mahçup bir şekilde baktı. Ona hiç de gerçek olmayan bir gülümseme attıktan sonra oturdum bende. Dün olanlardan sonra kendini suçlu hissetmesi çok normaldi.

Babam konuşmaya başladı. "Eveet, madem iki genç de burada. Ben de konuya gireyim artık." İki genç deyince Urasa bakmıştım. Uras ise babamı büyük bir merakla izliyordu. Babam devam etti. "Bildiğiniz üzere şirketimiz ortaklık sayesinde olduğundan daha da büyük bir hal aldı. Ve ben de artık bir adım atmamız gerektiğini düşünüyorum." Babama şüpheyle sordum. "Ne adımı?" Babam cevap verdi. "Siz ikiniz artık Londrada ki sirketi yönetin." Ne? Ne kadar da saçma bir şey bu! Benim daha lisem bile bitmemişti. Uras desen, o bir şirket işletilecek son kişiydi. Babam ve Sami amca birbirlerine memnun olmuşcasına baktı. Uras ise hiç cevap vermemişti. Tepki bile yoktu. En ufak bir mimik, hareket...

Babam "hadi gel Samicim. Ben sana kolleksiyonumu göstereyim. Çocuklar da karar versinler." Sami amca tamam anlamında kafa salladıktan sonra birlikte kalkıp merdivenlere yöneldiler.

Urasa baktım. Sonunda bana bakmıştı. "Nihayet istedikleri olacak." Anlamadığım için "ne?"dedim. "Bu bir iş değil. Bu..." sustu ve dişlerini sıktı. Bu sırada giydiği takım elbise dikkatimi çekti. Onu çok şık yapmıştı. Dağınık saçları da ayrı bir hava katmıştı.

Konumuza dönerek "Ne demek istiyorsun Uras?"dedim. Uras sinirle ama duymamaları için kısık bir sesle cevap verdi. "Başından beri istedikleri tek şey aramızı yapıp şirketi iyice büyütmekti!" Duyduğum şey kafamda patlamış bir bomba etkisi yaratmıştı. Gözlerimden akan yaşlara kıyasla sadece olayı anlamaya çalışıyordum. "Onlar başından beri bunu istiyordu."dedi tekrar dişlerini sıkarak. Göz yaşlarımı sildim ve bir hışımla ayağa kalktım. Konuşmak için derin bir nefes almıştım ama söyleyecek birşey yoktu ki. Ben Arası severken babam beni Urasla evlendirmek mi istiyordu? Bu nasıl bir kötülüktü böyle? Düşünceler, fikirler, anılar aklıma geldikçe aslında daha anlamı oluyordu. Babamın sürekli Urastan bahsetmesi. Urasın beni bir yerlere götürmesini istemesi... bunun gibi bir çok şey.

Annem bu sırada içeri girdi ve ağladığımı görünce "kızım?"dedi. Sinirle ve bağırarak konuştum. "Senin de haberin varmıydı ha!" Annem olanları anlamaya çalışıyordu. "Sen de herşeyi biliyor muydun! Yoksa sevgili, o çok dürüst, yakışıklı Urasla kızını evlendirme planından mı demeliydim?!"

Annem hiçbir şey anlamamış gibi duruyordu. Sinirle göz yaşlarımı sildim. Kalbimdeki acı ise hiçbir yerde yoktu. Hemen dışarı çıktım. Şöför dışarıda bekliyordu. "Asl..." sözünü keserek biraz da sinirle konuştum. "Arabamı getirin." Şöför beni dinleyerek koşarak otoparka gitti. Bir dakika içinde arabayla döndü. Arabama binip hızla sürmeye başladım.

SİYAHWhere stories live. Discover now